Trotz Kurssturz - Der Euro ist als Reservewährung nicht gefährdet
20 Haziran 20101999 yılında ekonomi dünyasına gözlerini açan Avrupa ortak para birimi Euro kısa zamanda dünyanın en önemli ikinci rezerv para birimi oldu. İyimser tahminlere göre Euro’nun Amerikan Doları’nı da geçip “rezerv para birimi” tahtına oturması zaman meselesiydi. Ama Yunanistan krizinden sonra Euro bu iddiasını kaybetti. Hata, Euro’nun kısa ömrünü artık doldurduğunu öne süren kötümserler de var. Bu ortamda Euro alacaklısı nasıl davranıyor? Ortak para birimine sırt çeviriyor mu?
Euro’nun dünya rezerv para birimleri içindeki payı bundan on bir yıl önce tedavüle girdiğinde %18’di. Bu oran, 2009 yılının dördüncü çeyreğinde ise %28’e yükseldi.
Ama 2010 yılbaşından bu yana Euro, Dolar karşısında %20 oranında değer kaybetti. Değer kaybı Merkez Bankaları’na 300 milyar dolar kaybettirdi. Dünyanın en fazla döviz ticareti yapan bankası Deutsche Bank’ın kambiyo uzmanı Nicolaus Heinen, dış değerinin aşınmış olmasına rağmen, Euro’nun rezerv para birimi olma özelliğini yitirmediğini söylüyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Euro-Dolar paritesindeki kısa vadeli oynamalar ile uzun vadeli yatırım kararları arasında ayrım yapılması çok önemli. Kur oynamaları, yatırımcının keyfini kaçırıp uluslararası finans piyasasındaki aktörlerin moralini bozabilir. Euro’yu rezerv birimi olarak kullanan Merkez Bankaları ile hazine fonlarının uzun vadeli yatırım planları bu oynamalardan etkilenmez.”
Avrupa ülkeleri için önemli
Euro’yu önemli rezerv para birimi olarak tutanların başında ortak para bölgesinin üyesi olmayan AB ülkeleri geliyor. Deutsche Bank uzmanı Nicolaus Heinen, bunu şöyle açıklıyor:
“Bunlar, öncelikle doğu Avrupa ülkeleri. Bu ülkelerin müdahale aracı olarak Euro’ya ihtiyaçları var. Milli paralarının Euro karşısındaki değerine istikrar kazandırmak için sermaye piyasasına Euro ile müdahale edebiliyorlar. Buna bir de yükselen piyasalar şeklinde tarif edilen, büyüme hızı yüksek kalkınma halindeki ülkeleri eklemek gerekir. Bu ülkeler de rezerv portföylerindeki Dolar’ın yanına artık Euro’yu da ilave ediyorlar.”
Çin'in kararları nasıl etkiliyor?
Bu ülkelerden Euro bölgesinin en büyük alacaklısı Çin. Çin’in Euro bölgesi ülkelerinin devlet tahvillerine 515 milyar euro yatırdığı tahmin ediliyor. Mayıs ayı sonlarında Financial Times’da çıkan bir haber Euro’yu son dört yılın en düşük Dolar paritesine düşürmeye yetti. Haberde, Avrupa’nın kronikleşen borç krizinin Çin’i Euro stokunu azaltmaya zorladığı belirtilmekteydi. Pekin yönetimi bu haberi hemen yalanladı. Merkez Bankası, Avrupa’nın Çin için en önemli yatırım pazarlarından biri olduğunu duyurdu. Bu yalanlama piyasaları teskin etti ve Euro yeniden toparlandı.
Deutsche Bank’ın kambiyo uzmanı Nicolaus Heinen, bu örneğin, resmi açıklamaların ne kadar önemli olabileceğini gösterdiğini söylüyor ve ekliyor:
“Bu nedenle, siyasi nedenlerle de olsa resmen Euro’yu elinden çıkaracağını duyuran Euro rezervli herhangi bir ülkenin bir haberle kurları nasıl altüst edebileceğini ve bunun sonunda kendi rezerv portföyüne de dokunacağını bilmesi gerekir.”
'Batırılamayacak kadar önemli'
Ortak para biriminin değer kaybetmesi Euro stoklayan ülkelerin yatırımlarına da değer kaybettirir. Yani anca beraber, kanca beraber. Nicolaus Heinen bu nedenle Suudi Arabistan ya da Birleşik Arap Emirlikleri’nin yüksek miktarda Euro satabileceklerine ihtimal vermiyor ve “Çünkü Euro artık, döviz piyasası spekülasyonlarıyla batırılamayacak kadar önemli bir para birimi. Bunu yapan, kendine etmiş olur” diyor.
Euro’ya yatırım yapanların şimdilik bu para birimine sadık kalacakları söylenebilir. Ancak uzun vadede, altı ayda yüzde yirmi oranında eriyen Euro’ya alternatif arayacakları kesin. Döviz uzmanı Heinen, rekabetin Uzakdoğu’dan geleceğini söylüyor ve şu yorumu yapıyor:
“Önemli olan, Çin’in önümüzdeki on ila 15 yılda para ve döviz politikalarına nasıl yön vereceği. Çin hür sermaye trafiğini benimser ve parasını dalgalanmaya bırakırsa, Euro’nun işi zorlaşır ve Avrupa para biriminin, dolardan sonraki en önemli rezerv para birimi olma özelliğini koruması zorlaşabilir.”
Zhang Danhong / Çeviren: Ahmet Günaltay
Editör: Ayhan Şimşek