1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Esnek çalışma işsizliğe alternatif mi?

5 Ekim 2020

Yeni Ekonomik Program'da (YEP) istihdamın artırılmasına yönelik önlemler arasında yer alan esnek çalışma modeli tartışma yarattı. Uzmanlar, esnek çalışmanın işgücü piyasasındaki sorunlara çare olmayacağı görüşünde.

https://p.dw.com/p/3jPlw
Fabrik in Brasilien
Fotoğraf: Arquivo/Agência Brasil/W. Dias

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 29 Eylül'de duyurduğu Yeni Ekonomik Program'da (YEP) istihdamla ilgili politika ve tedbirler başlığı altında, 25 yaş altı ve 50 yaşın üstü çalışanların istihdam edilmelerini kolaylaştırmak için daha esnek koşullar sağlanması, ileri yaş gruplarında istihdamın desteklenmesine yönelik 50 yaş üstü tam zamanlı çalışanların kısmi zamanlı çalışmaya geçişinin teşvik edilmesi ve 10 günden az çalışan 25 yaş altı gençlerin daha kolay istihdam edilmesine imkân sağlamak öngörülüyor.

Albayrak açıklamasında, "Gençlerin deneyim kazanarak işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştırıcı, kısmi süreli çalışmayı teşvik edici, işgücü piyasasını esnekleştirilmesi yönündeki politikaları hayata geçireceğiz" diyerek esnek çalışmayı genç işsizliğine bir önlem olarak planladıklarını aktardı. TÜİK'in Haziran verilerine göre, Türkiye'de 15-24 yaş arası işsizlik oranı yüzde 26,1.

Sendikalar tepkili
İş hayatında kabul görmüş çalışma günü ve saatlerinin dışında kalan esnek çalışma düzeni, işçi sendikaları tarafından güvencesiz çalışmanın yaygınlaşacağı gerekçesiyle eleştiriliyor. 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), açıklamasında "başta kıdem tazminatı olmak üzere, iş güvencesi ve emeklilik haklarının tahrip edileceği" eleştirisinde bulundu. DİSK, YEP yer alan istihdama dair hedeflerin, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların "ikinci sınıf işçiler" haline getireceğini, Anayasa ve yasalarda güvence altına alınan hakların bir bölümünden yararlanamayacaklarına dikkat çekti. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Genel Başkan Ergün Atalay ise çalışanların yüzde 87’sinin örgütsüz, yaklaşık yüzde 34’ünün kayıt dışı olduğu Türkiye’de bu sorunları çözmeden, çalışma hayatında esnek bir düzene geçilmesinin "iş barışını olumsuz yönde etkileyeceğini" ifade etti.

"Esnek çalışma ölümü görüp sıtmaya razı olma"

Uzmanlar da esnek çalışma düzenine temkinli yaklaşıyor. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan, ABD gibi esnek çalışma biçiminin yaygın olduğu ülkelerde bu çalışma türünün tercih edildiğini ancak Türkiye'de durumun farklı olduğunu belirtiyor. Sayan, "Türkiye’de esnek çalışmaya razı olan insanların çoğunluğu bunu, düzenli çalışacak iş bulamadıkları için kabul ediyor. Bu sebeple işsizliğin karşısında esnek çalışmayı kabul edecek binlerce kişi var. Özellikle ileri yaşta işini kaybetmiş insanların çoğu iş bulmada zorlanıyor. O insanlara esnek çalışma imkânı verilse tümüyle işsiz kalmaktansa esnek çalışmayı seçerler. Ölümü görüp, sıtmaya razı olma durumu gibi tercih değil zorunluluk meselesi” diyor.

Prof.Dr. Serdar Sayan
Prof.Dr. Serdar SayanFotoğraf: Privat

Teoride esnek çalışmanın güvencesiz çalışma anlamına gelmediğini belirten Sayan, “Pratikte durum farklı olabilir; çünkü bu ülkede kayıtlı statüde ve sabit saatlerde çalışanların dahi kıdem tazminatı başta olmak üzere yasal haklarına erişimi sorunlu” diyor.

YEP'teki 10 günden az çalışan 25 yaş altı gençlerin daha kolay istihdam edilmesine imkân tanıyacak düzenlemeyle genç işsizliğinin düşürülmek istendiğini kanısında olan Sayan, "Esnek çalışmanın teşvik edilmesinin genç işsizliğini düşürmede etkili olacağından emin değilim; çünkü iş hayatı gelenekleri buna uygun değil” diyor.

 “Maddeler açıklanmaya muhtaç”

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal ise 50 yaş üstü tam zamanlı çalışanların, kısmi zamanlı çalışmaya geçişinin teşvik edilmesi maddesinin detaylandırılmaya muhtaç olduğunu düşünüyor. 50 yaş üstü çalışanların yüksek ihtimal evli ve çocuk sahibi olduğunu söyleyen Uysal, “50 yaş üstü çalışana tam zamanlı işinden kısmi zamanlı işe geç denirse, bu durum gelir kaybına yol açacak mı net olarak belirtilmiyor. Çalışan yaşadığı gelir kaybını kayıt dışı işlerde tamamlamak isteyebilir. Ayrıca kısmi zamanlı çalışmaya teşvik edilenlerin emeklilik primlerinin nasıl hesaplanacağı belirtilmeli. İşgücünü verimli kullanmak için emeklilik yaşı 65’e yükseltildi. 50 yaş üstü insanlardan kısmi verim alacaksak neden bu yapıldı” diye soruyor.

Uysal, var olan işlerde belli yaş gruplarına öncelik tanınmasının ayrımcılığa yol açacağını düşünüyor. Piyasa koşulları esnekleşirken çalışan haklarının korunması gerektiğine dikkat çeken Uysal, “Esnek ve kısmi çalışmanın teşvik edilmesinden kıdem tazminatının nasıl etkileneceği belirtilmiyor. Türkiye’de uzun zamandır kıdem tazminatının fona aktarılması konuşuluyor. Kıdem tazminatının fona aktarılması konuşulduğu gibi işsizlik sigortası imkânlarının çalışan lehine artırılması ve gelir desteğinin sağlanmasını da konuşmalıyız” diye ekliyor.

Daha fazlasını okumak için: Ekonomide yeni hedefler tutar mı?

“Esnek çalışma toplumsal cinsiyet rollerini derinleştiriyor”

Toplumsal cinsiyet rollerinin iş gücü piyasasında da belirleyici olduğu dikkat çeken Uysal, çocuk sahibi kadınların hem ev işleriyle hem de çocuk bakımıyla ilgilenmeye devam etmek için esnek çalışmayı tercih ettiklerini anlatıyor. Uzman, “Esnek çalışma bu tip kadınların işgücü piyasasına katılmasında etkili olabilir. Ancak bu kısa vadeli bir çözüm. Kadınlar düşük ücrete, terfi imkânında yoksun ve kötü şartlarda çalışmaya mecbur kalacak üstelik toplumsal cinsiyet rolleri daha da derinleşecek” diyor.

Esnek çalışmanın işsizlik sayılarını etkilemeyeceğini belirten Uysal, "25 yaş altı gençlerin esnek çalışmayı teşvik edilmesinde genç işsizliği düşürmek amaçlanıyor ancak işsizliği düşürmek için esnek çalışma teşviki değil yeterince istihdam yaratma gereklidir. Özellikle üniversite mezunu genç kadınların işgücüne katılma oranı çok düşük. Eğitim yatırımı yapılan genç kadınlar çeşitli sebeplerle iş bulamıyor buna özel çözümler gerekli” diye konuşuyor.

TÜİK verilerine göre, Türkiye'de ücretli çalışanların yüzde 86’sı sabit saatlerde çalışıyor. 19 milyon 300 bin ücretli çalışan arasında işin niteliği gereği çalışma saatlerini belirleme imkânına sahip sadece 1 milyon 200 bin çalışan var.

Seda Karatabanoğlu

© Deutsche Welle Türkçe