Erdoğan'ın ziyareti ve Almanya'daki Türkler
1 Ağustos 2018Köln'de oturan 49 yaşındaki Nurten Karaçay, Türkiye'deki durum, Türk-Alman ilişkileri ve Erdoğan hakkında söyleyebilecek şey kalmadığını belirtip, "Yetmezmiş gibi şimdi de tatil mevsiminin haber boşluğun Özil tartışmasıyla dolduruyorlar" diyor. Köln'deki bir birahanenin bahçesinde buluştuğumuz Nurten Hanım siyasi söylemleri yüzünden annesinin başına bir şey gelmesinden korktuğunu da ekliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Eylül sonlarında Almanya'ya yapması planlanan ziyaretine değinmeden de edemiyor. Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerinden de zaferle çıkması onu şoke etmiş. Kendi hükümetinin, yani Alman hükümetinin Türkiye politikasına da veryansın ediyor. "Türkiye'de demokrasinin, basın özgürlüğünün ve azınlık haklarının ne durumda olduğunu, hukuk devletinin nasıl ortadan kaldırıldığını bütün dünyanın bilmesine rağmen, Alman hükümetinin halâ Erdoğan ile konuşmasına" kızıyor. Başbakanı Merkel'in sadece "sert bakışlarla ve uyaran sözlerle" tepki gösterdiğini söylüyor.
Erdoğan konusu usandırmış
Nurten Karaçay gibi Türk toplumunun büyük bölümü de "sözün sonuna gelindiğini" belirtiyor ve Berlin'in Ankara'ya davranış tarzını eleştiriyor. Diğerleri ise yanlış anlaşılabilecekleri gerekçesiyle görüşlerinin medyaya yansıtılmasını istemiyorlar. Ailelerinin Almanya ve Türkiye'de baskıya maruz kalmasından endişe ediyorlar.
Görüşünü açıkça dile getirenler ise bir örgüt ya da organizasyon adına konuştuğunu söylüyor. Hanife Tosun Ren Nehrinin doğu yakasında oturuyor. İkult adlı derneğin başkanı olan 40 yaşındaki mavi başörtülü Tosun devlet hizmetinde çalışıyor. Dernek Gülen yapılanmasına yakın. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sorumlu tutulan ve Türkiye'de resmen terör örgütü olarak adlandırılan Gülen yapılanmasının dünyanın birçok yerinde eğitim kuruluşları faaliyet gösteriyor. Alman makamları Gülen yapılanmasının terör örgütü olduğu görüşüne katılmıyor.
Hanife Tosun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretini "medyatik istismar" konusu yapmasından endişe ediyor. Tosun, "Her defasında aynı şey oluyor. Almanya dönüşü Türk basını onun büyük bir devlet adamı ve dünyanın en önemli liderlerinden biri olduğunu yazacak” diyor.
Tosun Türkiye'nin ekonomik durumunun iyi olmadığını hatırlatıp, ziyaretin ilk planda iç politik nedenleri olduğunu söylüyor. Hanife Tosun, "Böyle dönemlerde doğru hükümetin başta olduğunun vurgulanmasına ihtiyaç duyulur. Ziyaretleriyle övünmesi onun için avantajdır” diyor.
Türk toplumundaki derin çatlak
Köln'deki bir mobilya mağazasında internet uzmanlığı yapan 39 yaşındaki Eren Öbek Almanya'ya 23 yaşında gelmiş. Erdoğan'ın Almanya'yı ziyaret etme hakkı olduğunu söylüyor. "Yüzyıllardır Almanya ile sıkı ilişkileri olan bir ülkenin devlet başkanı sıfatıyla ve protokolün tanıdığı bütün imkânları kullanarak Almanya'yı ziyaret etme hakkı vardır” diyor.
Özbek'i ziyaretin siyasi boyutu kadar Almanya Türk toplumundaki bölünmüşlük nedeniyle sosyal boyutu da düşündürüyor. Türkler arasındaki ayrışmaya işaretle "Türk toplumunda bundan fazla huzursuzluk yaratılamaz. Sanki iki ayrı adadan bahsediyoruz. Bir tarafta bu toplumun demokratik değerlerini ve ideallerini paylaşanlar, diğer tarafta ise yeni Osmanlı paşasının hayranları duruyor” diyor.
İki grup arasındaki ilişkilerin tamamen koptuğunu belirten Eren Özbek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Birbirleriyle konuşmuyor, birbirlerini görmezden geliyorlar. Bir taraf, bana baskı yapıldığı için ben haklıyım, diğer taraf ise iktidarda olduğum için ben haklıyım diyor.”
Bir şeylerin değişeceği umudu tükenmiş
Yeniden Köln'deki bira bahçesine dönüyoruz. Nurten Karaçay da Türk toplumun bölen uçurumun kapanacağına ihtimal vermiyor. Erdoğan Almanya'ya gelirse, Berlin hükümetinin nasıl davranmasını isterdiniz, sorusuna şu yanıtı veriyor: "İdeal bir dünyada yaşasaydık, Alman hükümetine Erdoğan ile açık konuşmasını, meydanı ona bırakmamasını ve onu hiçbir şekilde desteklememesini tavsiye ederdim.”
Nurten Karaçay milyarlarca euroluk mülteci yardımlarıyla Türkiye'ye satılan Alman silahlarına atıfta bulunarak sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bence iki ülke arasında yine anlaşmalar olacak. İşbirliği devam edecek.” Karaçay uzun vadede bir şeylerin değişebileceğine de ihtimal vermiyor.
Daniel Heinrich
© Deutsche Welle Türkçe