Erdoğan’dan 360 sayfalık seçim beyannamesi
24 Mayıs 2018AKP'nin seçim beyannamesi Ankara Arena Spor Salonu'nda partililerin yoğun ilgi gösterdiği geniş katılımlı bir toplantı ile açıklandı. Toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP listelerinde aday gösterilen MHP ve BBP’lilerin de olduğu 600 milletvekili adayını da 360 sayfalık seçim beyannamesinin ana başlıklarını paylaştıktan sonra tanıttı. "Güçlü demokrasi ve güçlü ekonomi" vurgusu yapılan ve 16 başlıktan oluşan beyannamenin ilk bölümünde yeni yönetim sistemi anlatıldı.
Beyannameyi anlatmaya parlamentoda güçlü bir grup kurma hedefini anlatarak başlayan Erdoğan, “Yeni hükümet sistemiyle 2023 vizyonumuzu güçlendiriyoruz, ülkemizi kadınlarımızın söz sahibi olduğu bir ülkeye dönüştüreceğiz” dedi. AKP’nin yeniden iktidarıyla birlikte "yeni başarı öyküleri yazacaklarını" söyleyen Erdoğan, bu başarı öykülerinin çoğunu gençlerin ve kadınların yazacağını dile getirdi.
AKP’nin iktidara geldiğinden beri standartlarını yükselten bir parti olduğunu savunan Erdoğan, hak ve özgürlüklerden hiç taviz vermediklerini belirterek “Yasaklarla ve yasakçı zihniyetle mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Erdoğan, cemevlerine hukuki statü tanıyacaklarını da söyledi. OHAL’i darbe ve terörle mücadele kapsamında uygulamaya soktuklarını ancak muhalefetin bunu anlamadığını kaydeden Erdoğan, mahalle ve semt bekçilerini yaygınlaştırarak tüm sokaklara huzur getirme sözü verdi. Erdoğan, eğitimde kalite seferberliği başlattıklarını, üniversiteleri yenileyeceklerini, kültür ve sanata daha fazla kaynak aktaracaklarını, nüfusu 5 binin üzerindeki her yerde kütüphane açacaklarını, aile hekimliğini yaygınlaştıracaklarını, genç kuşaklara daha çok yatırım yapacaklarını da dile getirdi.
“Aynaya bakacaklar mı?”
Erdoğan’ın “Yasaklarla ve yasakçı zihniyetle mücadelemizi sürdüreceğiz” vaadini DW Türkçe’ye değerlendiren Türk Ceza Hukuku Derneği üyelerinden Avukat Fikret İlkiz, “Demek ki böyle bir zihniyet var. Bu koşulları yaratan politik bir düzen var. Kim koyduysa yasakları, mücadele edecekler demek ki... Bunun için aynaya bakmak gerekiyor, aynaya bakacaklar mı acaba” dedi.
Temel hak ve özgürlüklerin demokratik düzenlerin vazgeçilmezi olduğuna vurgu yapan İlkiz, iktidardaki bir partinin hak ve özgürlük vaadinde bulunuyor olmasının Türkiye’de yeniden düşünülmesi gereken bir konu olduğunu vurguladı.
Kadınlar beğenmedi
Erdoğan seçim beyannamesinde kadınlara özel bir başlık açtı. Türkiye’de başarı öykülerini kadınların yazacaklarını, kadınların iş gücüne katılımını yüzde 40’ın üzerine çıkaracaklarını dile getiren Erdoğan, kadına şiddetten, çocuk yaştaki evliliğe kadar mağduriyet yaratan konularla mücadele edeceklerini söyledi. Ancak Erdoğan’ın bu vaatleri kadın örgütlerini tatmin etmedi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Erdoğan’ın vaatlerini DW Türkçe’ye değerlendirirken “Şayet 16 yıldır iktidarda olmayan bir parti bunları söyleseydi oyumu ona verirdim. Erdoğan’ın söylediklerinin hepsi hayal ve kurmaca” diye konuştu. AKP iktidarı döneminde müftüye nikah kıyma yetkisi verildiğini, çocuk yaşta evlilikleri yaygınlaştıracak düzenlemelere gidildiğini, kürtaj yasağının getirildiğini, kadına şiddetin boyutlarının arttığını öne süren Güllü, “Kadına değer vermeyen bu iktidara kadınlar olarak seçimlerde kırmızı kart göstereceğiz” dedi.
Enflasyon düşecek mi?
Türkiye’de dövizin tarihi bir yükselişe geçtiği, Merkez Bankası’nın üç puanlık faiz artırım kararına karşın dövizdeki yükselişin durdurulamadığı bir döneme denk gelen beyannamede ekonomiye ilişkin vaatler de dikkat çekti. Beyannamenin “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlıklı bölümünde ekonomiye ilişkin neler yapılacağı sıralanırken “Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi esas olmaya devam edecek” denildi. Ayrıca enflasyon hedeflemesi rejimine devam edileceği, dalgalı döviz kuru rejiminin sürdürüleceği, firmaların döviz kuru riskini daha etkin bir şekilde yönetebilmeleri için gerekli mekanizma ve teşviklerin oluşturulacağı mesajları verildi. Beyannamenin ekonomi bölümünde yine “Önümüzdeki dönemde faizlerin oluşturduğu maliyet baskısını azaltacak tedbirleri hayata geçireceğiz” denildi.
Siyaset Bilimci, iktisatçı Prof. Yalçın Karatepe ise Erdoğan’ın hedef ve projelerinin ekonomiyi düzlüğe çıkarmayacağını düşünüyor. Karatepe neden böyle düşündüğünü DW Türkçe'ye “Merkez Bankası kanunen bağımsız ama Erdoğan’ın sürekli baskısına maruz kalıyor. Faizleri düşürmenin enflasyonu da indireceğine inandığını her fırsatta söyleyen Erdoğan’ın açıklamalarına piyasaların da değer yüklemediğini döviz kurundaki yükselmeden açıkça görebiliyoruz” sözleriyle dile getirdi.
Karatepe “Yerli otomobil, uzay projeleri, dijitalleşme, mega projeler derken Erdoğan’ın sözlerinin içini dolduramadığını hepimiz beyanname açıklarken bir kez daha gördük. İktidarda yıpranmış, tek adam rejimine odaklanmış bir Erdoğan’ın Türkiye için yeni projeler üretmesi artık mümkün değil. Ekonomiyi düzlüğe çıkaramayacakları gibi daha da kötü yere sürükleyecekleri kesin. Eski projeler yeniymiş gibi sunuldu” dedi.
“AB’ye katılım stratejik hedef”
Seçim beyannamesinde dış politikayla ilgili hedefler sıralanırken Türkiye’nin AB’ye katılım hedefinin korunduğu mesajı dikkat çekti. “Türkiye’nin AB hedefi stratejik bir hedeftir” denilen beyannamede, ABD ile ilişkiler ve Suriye politikasına ilişkin değerlendirmeler öne çıktı. “ABD ile yaşanan sorunları aşmak istiyoruz” denilen beyannamede, Amerika ile yakın işbirliğinin korunmasının esas olduğu vurgulandı. Suriye politikası için de “Meşru bir yönetime kavuşmuş yeni bir Suriye hedefi için çalışacağız, arzumuz yeni Suriye ile komşuluk ilişkilerimizi ve işbirliğimizi yeniden tesis etmek” denildi.
AKP’nin dış politika hedeflerini DW Türkçe’ye değerlendiren emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu da “Tıpkı iç politikadaki gibi dış politikada da yaptıkları ile olması gerekenler arasında hiçbir tutarlık yok. Bu hedeflerine kimseyi inandıramazlar. Her açıdan güvenini kaybetmiş bir hükümet var” diye konuştu.
AB ile Amerika’nın yanı sıra Türkiye’ye Rusya’nın da güveninin olmadığını anlatan Loğoğlu, “Seçim bildirgesinin ciddiye alınacak bir tarafı yok. Dış politikada kavga etmekten, çözüm üretmeyi düşünemeyen bir noktaya gelmiş AKP hükümetinin AB ve Amerika ile sağlıklı ilişkiler kurması çok zor artık” dedi.
Hilal Köylü /Ankara
© Deutsche Welle Türkçe