Erdoğan Çin yolcusu
28 Temmuz 2015Çin ile ilişkiler son dönemde özellikle Uygur Türkleri konusunda yaşanan gerginlikle gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinde ise Uygur Türklerinin yanısıra ekonomik konuların gündemde önemli yer tutması bekleniyor.
2010 yılında Çin Başbakanı Wen Ciabao’nun Ankara ziyaretiyle, ikili ilişkilerde bir dönüm noktası beklentisi içine girilmişti. İlişkiler stratejik ortaklık seviyesine çıkarılmış, önemli ikili anlaşmalara imza atılmıştı.
Ankara'daki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkan Yardımcısı ve Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof.Dr.Selçuk Çolakoğlu, bu ortaklığın temelini şöyle özetliyor:
“Burada konan önemli hedefler var. Biri küresel anlamda bir takım işbirliği alanlarının oluşturulması. Burada her iki ülkenin üzerinde durduğu bir takım ilkeler var. Sorunların barışçıl yollarla diplomatik kanallarla çözülmesi, içişlerine karışmama, sınırlara saygı ve uluslararası sorunların müzakereler yoluyla çözülmesi şeklinde ortak bir yaklaşım söz konusuydu.“
Uluslararası politikada yol ayrımı
Yine o dönemde Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği dolayısıyla karşılıklı görüş alışverişi yoğunlaştı. Ancak iki ülkenin uluslararası alanda ortak roller üstleneceği beklentileri kısa zamanda boşa çıktı. Çin uzmanı Çolakoğlu, Arap Baharı, Libya müdahalesi gibi süreçlerin görüş ayrılıklarını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Türkiye ve Çin'in çok fazla ortak noktaları olmadığı, bakış açılarının farklı olduğu noktasında bir kanaat oluştu ve burada iki ülke uluslararası sorunların çözümüne ortaklaşa odaklanmaktan ziyade bu sorunları, eğer uzlaşma olmuyorsa bir tarafa bırakıp sadece ikili ilişkilere odaklanma yolunu tercih etmişlerdi. Dolayısıyla küresel sorunlara bakışta bir takım ilkelerin altı çizilebilir ama ortak bir politika geliştirilmesi şu aşamada zor gibi gözüküyor.”
"Türkiye için ekonomi, Çin için güvenlik"
Daha çok pragmatik bir yaklaşımın hakim olduğu ilişkilerde özellikle Türkiye açısından ekonomi ön planda. Çolakoğlu ancak Türkiye’nin beklentileriyle karşılaştırıldığında ilişkilerde fazla bir gelişme olmadığına dikkat çekiyor. Özellikle Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasından sonra ticaret hacmi hızla arttı, ancak Türkiye’nin aleyhine bir açık olarak gelişti. İkili ticaretin Çin'den yapılan ithalat şeklinde gerçekleştiğine dikkat çeken Çolakoğlu, “Sayılı bazı gruplar dışında Çin ile ilişkisi olan, hatta yatırım yapan Türk firmalarının sayısı son derece az” diyor ve Türkiye’nin beklentileri hakkında şunları söylüyor:
“Gelinen noktada Türkiye veTürk işadamının beklentisi, ikili ticaret hacminin dengeli bir takım araçlarla dengelenmesi şeklinde… Türk işadamlarının beklentisi karşılıklı yatırım dışında Çin'in enerji, madencilik gibi büyük sektörlerde Türkiye'ye yatırımlar yapması, finans ve bankacılık sektörlerinde yatırımlarda bulunması.”
"Büyük projeler lazım"
Karşılıklı beyanın tekrarı ile yetinilmesi durumunda önceki dönemlere göre çok büyük bir ivme beklenmediğini kaydeden Çolakoğlu, bunun için somut büyük projelere ihtiyaç olduğunu vurguluyor:
“Büyük projelere imza atılırsa, Türkiye'deki tren ağlarının daha da uzatılması noktasında bir takım somut anlaşmalar imzalanırsa, aynı şekilde madencilik ve enerji sektöründe de önemli anlaşmalar imzalanırsa Türkiye-Çin ilişkilerinin daha da bir ivme kazanması beklenebilir. “
"Uygurlar konusunda ara yol bulunabilir"
Son dönemde iki ülke arasında gerginliğe yol açan Uygur Türkleri konusu da gündemin önemli konularından. Çolakoğlu, iki ülkenin konuya farklı açılardan baktığını, ancak sorunu medyaya yansıtmadan diplomatik kanallardan çözmeyi başardığını belirtiyor.
“Türkiye'den Çin'e bakıldığında daha çok ekonomik ilişkiler ön plana çıkıyor. Çin tarafına bakıldığında, Türkiye politikasını ekonomik fırsatların yanında özellikle güvenlik politikalarının belirlediğini görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin nasıl bir Uygur politikası takip edeceği Çin açısından çok önemli. Dolayısıyla burada Uygur sorunu ikili ilişkileri belirleyen dinamiklerden birisi. Özellikle Çin bunu bir güvenlik konusu olarak görüyor ve üçüncü bir ülkenin müdahil olmasını istemiyor.”
Çolakoğlu Çin'deki temaslarda bu konuda bir uzlaşma noktası bulunacağına inanıyor. Çin'in yurtdışındaki Uygurları toptan terörist olarak damgalamaktansa iddia ettiği cihatçı örgütlerle bağlantılarını somut delillerle masaya koyması durumunda bir ara yol bulunabileceğini, Türk makamlarıyla işbirliği yapılabileceğini kaydediyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Beklan Kulaksızoğlu