1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Engelliler anayasal haklarını istiyor

16 Mayıs 2024

Haklara erişim ve ayrımcılık sorunuyla karşı karşıya kalan engelliler, mevzuatın uygulandığı bir ülkede eşit yurttaş olarak yaşamak istiyor.

https://p.dw.com/p/4fwCm
Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu üyeleri, ellerinde pankartlarla TBMM önünde basın açıklaması gerçekleştiriyor
Geçen hafta faaliyete geçen Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu iki gün önce TBMM önünde geniş katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştirdiFotoğraf: Privat

10-16 Mayıs tarihleri arasındaki Engelliler Haftası boyunca, siyasetçilerden veya sanatçılardan "Sevgi engel tanımaz," "Engeller sevgiyle aşılır" gibi cümleler sıkça duyuldu. Ancak haklara erişim ve ayrımcılık sorunuyla karşı karşıya kalan engelliler, bu sözlere tepkili. "Sevgi dolu mesajlar değil, anayasal haklarımızı istiyoruz" diyorlar.

Görme engelli eğitimci Meral Sözen, erişilebilirlik sorunun sokağa atılan ilk adımla başladığını belirtiyor. Söyleşi için buluştuğumuz Bakırköy'deki kaldırımlar, bu sözün bir kanıtı gibi. Kaldırımda çukurlar, çıkıntılar, kırıklar var. Yol boyunca kaldırımın ortasındaki direkler ve ağaçlar da Meral Sözen'in kesintisiz bir şekilde yürümesini engelliyor. Sözen, karşılaştığı durumu şöyle anlatıyor:

"Kaldırımda rahat bir şekilde yürüyemiyorum. Bunun sebebi benim görmüyor olmam değil veya bana yardım edilmemesi değil, benim yanımda herhangi birinin bulunmaması değil. Tek bir sebebi var, o kaldırımın düzgün olmaması. Yani burada çok da zor bir şeyden bahsetmiyoruz. Dümdüz bir kaldırım istiyoruz. Aslında kaldırım tanımının kendisini istiyoruz."

Bir başka zorluksa toplu taşıma için kullanılan araçlarda sesli anons sistemlerinin devre dışı bırakılması. Duraklarda otobüsün numarasını ve hangi yöne gittiğini söyleyen sesli anons sistemlerinin bulunmadığını ifade eden Meral Sözen şöyle devam ediyor: "Mesela otobüs, durağa tam olarak yanaşmıyor. Böyle bir durumda benim bu yaşadığım sorunu sevgiyle aşmam pek mümkün değil. Orada otobüs şoförünün beni sevmesini beklemiyorum, yapılması gerekeni yapmasını bekliyorum."

"Körüz Biz" oluşumundan Meral Sözen
Meral Sözen, herkesin kendine "Kaç engelli arkadaşım var?" diye sorması gerektiğini belirtiyorFotoğraf: Privat

Görme engellilerin bağımsız yaşamını desteklemek amacıyla 2014 yılında kurulan "Körüz Biz"in ekibinde yer alan Meral Sözen, bu girişimin görmeyenler, az görenler ve görüşünü sonradan kaybedenler için bir rehber niteliği taşıdığını söylüyor.

"Kaç engelli arkadaşınız var?"

Son yıllarda hak temelli çalışan engelli örgütlerinin "kör," "sakat," "sağır" gibi olumsuz anlama geldiği düşünülen ifadeleri kullandıkları dikkat çekiyor. Meral Sözen, neden "kör" dediklerini şu sözlerle açıklıyor:

"Biz kendimizi kör diye tanımlıyoruz. Kör olduğumuz için kendimize kör diyoruz. Biz mevcut durumu, beş duyu eksi bir duyu eşittir dört duyu olarak ifade etmiyoruz. Bizim için körlük bir duyunun eksik olması değil, yeni bir formasyon, yeni bir varoluş biçimi, başka bir yetisel çeşitlilik."

Meral Sözen, engelli hareketinin diğer hak hareketlerine eklenen son halka olduğunu söyleyerek şöyle devam ediyor: "Çok hızlı yükseldiğini söylememiz gerekir. Artık engellilerin sadece yardım edilen nesneler olmaktan çıkıp daha çok görünür olduklarını biliyoruz. Bundan sonra da herkes, her yerde körlerle daha çok karşılaşacak."

Engelliler eşit yurttaşlık istiyor

Uygulanmayan yasalar ve önyargılar nedeniyle engelliler, sosyal izolasyonla karşı karşıya kalıyor. Toplumun bazı kesimlerinde, engellilerin bağımsız bir yaşam süremeyeceklerine dair bir önyargı var. "Bu önyargı okullarda, işyerlerinde, sosyal yaşamda ayrıca bir engellenmeye yol açıyor" diyen Meral Sözen, herkesi kendisine bir soru sormaya çağırıyor: "Türkiye'de bir milyonun üzerinde görme engelli, milyonlarca engelli var. Peki bu kişiler neredeler? Okulunuzda, sınıfınızda kaç engelli öğrenci var? İşyerinde kaç engelli iş arkadaşınız var? Kaç engelli arkadaşınız var?"

TÜİK: 4 milyon 876 bin engelli var

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre Türkiye'de 4 milyon 876 bin engelli var. Engelli hakları üzerine çalışan sivil toplum örgütlerine göre ise bu rakam çok daha yüksek. Türkiye'de 85 milyonu aşan nüfusun yüzde 12'sinin engellilerden oluştuğu tahmin ediliyor.

Kamu bütçesinde de engellilere ayrılan pay, oldukça düşük. Engelliler Konfederasyonu'nun verilerine göre 2024'te bütçeden engellilere ayrılan pay yüzde 2'nin altında kaldı. Emekli maaşının bile altında kalan engelli aylıkları bugün itibarıyla 4 bin 195 lira.

Engellilerin hak mücadelesi

Türkiye'de engelliler hakları için mücadele veriyor. Türkiye'de genç engellilerin bir araya gelerek kurduğu örgütlerin ve inisiyatiflerin görünürlüğü dijitalleşme ve sosyal medya aracılığıyla artıyor. Ancak kitlesel katılımlı sokak eylemleri önceki yıllara göre daha az düzenleniyor. Görme engelli avukat Turhan İçli, "Pandemiden bu yana sivil toplum örgütleri suskun, mücadele alanları sessiz" diyor. Bu sessizliğin nedenini ise şu sözlerle açıklıyor:

"Bu örgütler biraz projeciliğe alıştılar. Hak temelli mücadeleyi unutmaya başladılar. Avrupa Birliği projesini yapıyor ve parasını alıp oturuyor gibi bir durum söz konusu. Halbuki o projeler, bu tür hak mücadelelerini beslemek, desteklemek amacıyla veriliyor. Kimse para kazansın diye verilmiyor."

Turhan İçli (elinde mikrofon var) bir protesto sırasında konuşma yapıyor
Turhan İçli (ortada) hak mücadelesi için Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu'nu kurduklarını söylüyorFotoğraf: privat

50 yılı aşkın süredir engelli hakları mücadelesinin içinde yer alan İçli, bu suskunluğa son vermek için Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu'nu kurduklarını anlatıyor. Geçtiğimiz hafta kurulan platform, hak odaklı çalışan 111 derneği aynı çatı altında buluşturuyor. Faaliyetlerine TBMM'deki grupları ziyaret ederek başlayan platform, engellilerin yakıcı sorunları için lobi faaliyeti yürütmeyi hedefliyor.

Yasalar uygulanmıyor

Peki, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye'de engelli hakları açısından durum nasıl? İçli bu soruyu "Yasal mevzuat oldukça ileri ama yasaların fiile dönüştürülmesi çok eksik" sözleriyle yanıtlıyor.

Türkiye'nin 2009 yılında imzaladığı eşitlik ve kapsayıcılık hükümleri içeren Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, 15 yıldır yürürlükte. 5378 sayılı Engelliler Kanunu ise 2005 yılında yürürlüğe girdi. Ancak bu adımlara rağmen haklara ve hizmetlere erişilebilirlik düzenlemeleri, kağıt üstünde kalıyor.

Bundan 27 yıl önce 1997'de 3194 sayılı İmar Kanunu'nda bir değişiklik yapılmış ve kamu binalarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi zorunlu tutulmuştu. Erişilebilir olmayan kurumlara ruhsat verilmeyeceği hükme bağlanmıştı. Ancak aradan geçen onca yıla rağmen, okul, hastane, tapu müdürlüğü ya da adliye gibi kamu kurumlarının çok azı engelliler açısından erişilebilir.

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?