Enerji alarm veriyor
14 Kasım 2007Ham petrol fiyatlarının artışında arz-talep ilişkisi belirleyici oluyor. Petrol üretimi arttığında talep azaldığında fiyatlar düşüyor. Üretim düştüğünde, talep arttığında ise fiyatlar artıyor. Teoride durum böyle işliyor. Ancak petrol fiyatlarının artışında politik, ekonomik ve coğrafi başka nedenler de rol oynuyor. Roma’da süren Dünya Enerji Konferansı’nda açıklanan bir rapor, dünya genelinde enerji ihtiyacının 2050 yılına dek iki kat artacağına dikkat çekti. Konferansa katılanlar bu durumla baş etmenin mümkün olup olmayacağını tartıştı.
OPEC politikaları
Uygulamada ham petrol fiyatlarının artmasını birçok faktör etkiliyor. Örneğin sanayi ülkeleri az petrol üretmelerine rağmen petrole yoğun biçimde rağbet ediyorlar. Son olarak ABD petrol rezervlerinin tahminlerden daha düşük olduğunu açıklayınca, Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı da (OPEC) buna petrol fiyatlarına zam yaparak tepki gösterdi. Tabii OPEC fiyatları, müşterilerinin ödeyebileceği oranda arttırıyor. Şimdilerde petrol pazarı buna müsait. Çin ve Hindistan gibi ekonomileri patlama yaşayan ülkelerin ham petrol ihtiyaçlarının giderek artması da fiyatların artışına yol açan bir başka etken.
Doların zayıflığı da etkiliyor
Petrol fiyatlarını tetikleyen bir başka gelişme ise doların zayıflaması. Ham petrol dolarla satılıyor dolayısıyla ham petrolden para kazananlar doların düşmesinden yararlanıyor. OPEC’in fiyatları arttırmasında bir başka faktörse savaş ya da krizler. Körfez Savaşı, Katrina ya da Humberto gibi Meksika Körfezi’nde etkili olan kasırgalar da petrol fiyatının hızla artışa geçmesinde rol oynadı.
Sadece petrol değil dünya genelinde enerji fiyatları önümüzdeki yıllarda artış kaydedecek. Dünya Enerji Konseyi’nden Brian Andrew Stratham Roma’daki Dünya Enerji Konferansı’nda yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre dünya genelinde enerji ihtiyacı 2050 yılına kadar iki kat artacak. Stratham, teknolojinin geliştirilmesi ve etkili mücadele ile bu talebin kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekti.
Dünya nüfusunun üçte biri enerjiden yoksun
Enerji Konseyi’nin araştırmasına göre bu gelişme petrol, gaz, kömür, elektrik, rüzgar, su ve nükleer enerji fiyatlarının tamamının artmasına yol açacak. Ancak dünya nüfusunun üçte biri hala enerjiden yoksun yaşıyor. Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden EON’un Yönetim Kurulu Başkanı Johannes Theyssen, özellikle Afrika kıtasının bu durumdan olumsuz etkilendiğine dikkat çekerek, enerjinin dünya genelinde adil dağılımının sağlanmasının yollarının aranması gerektiğini belirtti. Bu sağlanabilse bile 2050’ye kadar enerji üretiminin iki katına çıkarılması gerekiyor.
İklim için karamsar tablo
Elektrik üretiminin ise dört kat artması zorunlu hale gelecek. Bu da iklim için hiç de iyi bir tabloyu ortaya çıkarmıyor. Theyssen’a göre nükleer enerji de enerji ihtiyacında mutlaka düşünülmeli: “Bütün teknolojileri kullanmalıyız. Yenilenebilir enerjinin büyümesi şart. Nükleer enerji olmadan bununla baş etmek mümkün değil. Buna ek olarak kömür teknolojisinde karbondioksit salınımının ortadan kaldırılmasına ihtiyacımız var. Bütün bu seçenekler tartışılmalı. Dünya enerji konusunda kendisini sınırlandırırsa bu sorunla baş edemez.”
”Küresel çalışma şart”
Dünya Enerji Konseyi’nin araştırmasına göre enerji sorunun çözümlenmesi için öncelikle enerji sorununun çözümlenmesinde mutlaka küresel çalışılması ve politikacıların bu konuya bugüne değin olduğundan daha etkili biçimde sarılması şart.