1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dış politika atılımının ekonomik karnesi

13 Ekim 2010

Türkiye’nin komşularla sıfır sorun politikası sınır ticareti başta olmak üzere komşuları ile yaptığı ticaret hacmine olumlu ivme kazandırdı.

https://p.dw.com/p/PdMY
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
İstanbul Menkul Kıymetler BorsasıFotoğraf: AP

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türk dış politikasına ciddi bir dinamizm kazandırdığı göz ardı edilemez bir gerçek. Bazı kesimlerce Türkiye’nin bu dış politikası proaktif bir politika olarak olumlanırken, bazı gruplar Davutoğlu’nun ısrarla sürdürdüğü bu politikanın neo-osmanlıcı olduğunu iddia ederek, onu çağ dışılıkla da suçladılar. Sıklıkla eleştirilen bu dış politikanın temel unsurlarından bir tanesi komşuları ile iyi geçinen ve böylece bölgesinde güç sahibi olmayı amaçlayan bir siyasi atmosfer yaratmaktı.

Çok değil 10 yıl önce düşman kabul edilen Suriye ile yakın ilişkiler kuruldu, doğuda İran, batıda Yunanistan tabuları ortadan kaldırıldı ve Ermenistan ile sınır kapısının açılmasını da öngören protokoller gündeme getirildi. Tüm bu hamlelerin tartışılan siyasi sonuçları olduğu kadar ekonomik sonuçları da oldu. Aslında uygulanan dış politikanın başarı derecesini büyük oranda bölgedeki ülkelerle Türkiye’nin kurduğu ekonomik ilişkilerin niteliği belirledi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet DavutoğluFotoğraf: AP

Sınır ticareti genişliyor

Bu doğrultuda değerlendirildiğinde Türkiye dış politikasının ülkenin bölgedeki ekonomik etkinliğine önemli katkılar sunduğunu söylemek mümkün. Bunun en somut ve güncel örneği Türkiye sınırlarında yaşanan ticari hareketlilik. Bu hareketliliğin sonucunda Türkiye’nin sınırlarında alışveriş merkezi projeleri hız kazanmış durumda. Türkiye, komşu ülke vatandaşlarına yönelik sınır alışveriş merkezi konsepti ile geçen sene Temmuz ayında tanışmıştı. Türkiye’nin ilk sınır alışveriş merkezi Türkiye-Gürcistan arasındaki Sarp sınır kapısı yakınlarında açıldı. Açıldığından bu yana ciddi ilgi gören alışveriş merkezi, bölge ülkeleri ile Türkiye arasındaki 1,5 milyar dolarlık ticaret hacminin 50 milyon dolarlık kısmına karşılık gelen bir ekonomik büyüklüğe ulaşmış durumda. Sarp sınır kapısının yakınındaki alışveriş merkezinin göstermiş olduğu gelişmenin bir benzerine Türkiye’nin Suriye sınırına yakın en gelişmiş şehri Gaziantep’teki alışveriş merkezlerinde de rastlamak mümkün. Özellikle Suriye ile vizelerin kalkmasından sonra bu bölgedeki alışveriş merkezlerinde yapılan satışların artış kaydettiği görülüyor. Gaziantep gibi Suriye’ye yakın olan İskenderun’da da Suriyeli tüketicilere yönelik alışveriş merkezleri projeleri hayata geçiyor. Bu kapsamda geçtiğimiz Ağustos ayında bir alışveriş merkezi de ticari faaliyetlerine başladı. Perakende sektörünü yakından takip eden uzmanlar, Türkiye’de sınır ticareti yapma yetkisi olan 13 sınır ilinin de hızla bu trende ayak uyduracaklarını ve bu şehirlerde de sınır ticaretine yönelik alışveriş merkezi projelerinin gündeme geleceğini belirtiyorlar.

Israelisch-Palästinensischer Grenzposten
Fotoğraf: AP

Komşu ihracat rakamları da arttı

Elbette Türk dış politikasının yarattığı ekonomik ivme sadece sınır ticareti ile kısıtlı değil. Türkiye’nin komşu ülkelerle yaşadığı dış politika açılımı, bu ülkelere yaptığı genel ihracat rakamlarına da yansımış durumda. Ahmet Davutoğlu’nun göreve geldiği 1 Mayıs 2009 tarihinden sonra mevsimsellik etkisi dikkate alınarak dış ticaret rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin özellikle doğudaki komşu ülkeler ihracatının artış grafiği yakaladığı görülüyor. Sırasıyla Türkiye’nin bölgedeki en büyük ticaret partnerlerinden olan Irak ve Suriye’ye yaptığı ihracat rakamlarına bakıldığında bu artışın izlerini görmek mümkün.

Containerterminal in Bremerhaven
Fotoğraf: AP

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Mayıs-Ağustos 2009 döneminde Türkiye, Irak’a 1,65 milyar dolarlık ticaret gerçekleştirmiş. 2010 yılının aynı dört aylık dönemine bakıldığında bu ülkeye yapılan ticaretin beşte bir oranında artarak 2,02 milyar dolara yükseldiği görülüyor. Irak’a yapılan ticarette yaşanan bu bahar havası Suriye ile yapılan ticarette de esiyor. Aynı periyotlar dikkate alındığında Türkiye’nin 2010’un Mayıs-Ağustos döneminde bu ülkeye yaptığı ticaret bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32 artış gösterdi. Bunun yanında son dönemlerde her ne kadar ticari ve finansal altyapı sorunları olsa da İran ile dış politika süreçlerinde yakalanan olumlu havanın bu ülke ticaretinde de etkileri görülüyor. Yine aynı tarihi aralıklar üzerinden hesaplama yaparsak ülkeye 2009’un Mayıs-Ağustos aylarında yapılan ihracat 675 milyon dolar iken 2010’un dört aylık döneminde bu rakam 959 milyon dolara çıkmış durumda.

Bu makro rakamlar ve Türkiye’nin sınır bölgelerindeki ticari hareketlilik, Türkiye dış politikasının ekonomik anlamda sahip olduğu performans hakkında bilgiler sunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber-Analiz: Selçuk Oktay / İstanbul

Editör: Meltem Karagöz