1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünyanın sorunu su

17 Ağustos 2009

Uluslararası toplum en önemli sorununa çare arıyor. Su kaynaklarının hızla yok olmasına karşı alınması gereken önlemler, bu hafta İsveç'in başkenti Stokholm'de düzenlenen Stokholm Su Haftası'nda masaya yatırılıyor.

https://p.dw.com/p/JCJT
Fotoğraf: APP

Dünyada iklim değişikliği, bilinçsiz kullanımı, kirlilik ve gıda maddelerine artan ihtiyaç, su kaynaklarının hızla tükenmesine yol açıyor. Su kaynaklarının tükenmesi ise sadece kitlesel göçler değil, aynı zamanda ülkeler arasında savaşların çıkması tehlikesini de beraberinde getiriyor. Su kaynaklarının hızla yok olmasına karşı alınması gereken önlemler, bu hafta İsveç'in başkenti Stokholm'de düzenlenen Stokholm Su Haftası'nda masaya yatırılacak. Dünyanın dört bir yanından 2 bin katılımcıyla bugün başlayan konferansla ilgili Deutsche Welle'den Agnes Bührig'in haberi…

Indien Wasser Grundwasser Mangel
Fotoğraf: AP


Tartışmalı konular

İsveç'in başkenti Stokholm'de dün başlayan Dünya Su Haftasının ağırlıklı konularından biri, kullanımı konusunda ülkeler arasında tartışmalara neden olan uluslararası sular. Ancak ülkeler arasındaki tartışmalarda arabuluculuk imkanları ya da suyun sınıraşırı kullanımı ile ilgili uluslararası anlaşmaların eksikliği hissediliyor. Konferansın organizatörü olan Stokholm Su Enstitüsü’nden Anders Jaegerskog, gelecekte su yüzünden çıkacak çatışmaları önleyecek modeller üzerinde çalışıyor:

“Devletler kendi güvenliklerini düşünme eğiliminde. Bu, su kaynakları için de geçerli. Bu nedenle kendi sınırları içindeki sular sözkonusu olduğunda diğer ülkeleri konuya dahil etmek istemiyorlar. Ulusal perspektiften uzaklaşarak nehirleri bir bütün olarak görmek zorundayız. Baraj yapımı için en mantıklı nokta neresi, buharlaşmanın az olduğu, tarıma uygun yerler nerede, bunların düşünülmesi gerek. Didik didik edip kime kaç metreküp su düştüğü hesabı yapılacağına bu şekilde düşünülürse sonuçta çok daha kazançlı çıkılır.”

İklim değişikliği zorluyor

Aralık ayında Kopenhag’da yapılacak BM İklim Konferansı öncesinde iklim değişikliği de su haftasının öne çıkan konuları arasında. Uluslararası İklim Konseyi, küresel ısınma nedeniyle yeryüzünde sel, kuraklık ve erozyon gibi doğal afetlerde büyük artış olacağı uyarısında bulunuyor. İklim değişikliği nedeniyle bulunduğu coğrafyadan göç etmek zorunda kalacak insanların sayısının da önümüzdeki 30 ila 50 yıl içinde büyük ölçüde artacağı ve bunun yeni sorun ve çatışmalara yol açacağı kaydediliyor.

Bild zur Welt Wasser Woche in Stockholm
Fotoğraf: AP

Dünyanın geniş kesimlerinde hızla büyüyen mega-şehirlerdeki insanların temiz su ihtiyacının karşılanması da geleceğin en zorlu ödevleri arasında sayılıyor. Özellikle de Asya ve Afrika’da milyonlarca insan için şehirlerde işleyen bir kanalizasyon sistemi ve temiz içme suyunun sağlanması acil önem taşıyor.

Stokholm su konferansının yöneticisi Cecilia Martinsen şehirlere yoğun göçle birlikte içme suyu ve su tüketiminin düzenlenmesinin daha da önem kazandığını vurguluyor. Martinsen, iklim değişikliğinin toplumlar üzerinde büyük etkileri olduğuna da dikkat çekerek, “Su Haftası’nda özel sektörden temsilciler, araştırmacı ve politikacıların da katılımıyla suya geniş bir açıdan bakacağız” diyor.

Tuvalet eksikliği

Dünyanın geniş kesimlerinde toplum sağlığıyla ilgili bir diğer sorun, tuvaletler. Dünyada 2 milyarı aşkın insan ihtiyacını tuvaletlerde değil, açık alanda gideriyor. Ancak bu, üzerinde çok konuşulan bir konu değil. Bu şekilde kirlenen suyun, mikropların yayılmasını sağlayarak hastalıklara yol açtığı gerçeği de çok fazla gündeme gelmiyor. Tuvaletlerin eksikliği, özellikle de Hindistan’da önemli bir sorun. Sosyolog Bindeşvar Pathak, bu soruna karşı savaş açarak 1970 yılında ‘Sulabh' sıhhiye hareketine öncülük etmiş. Kuruluş, kalabalık nüfuslu varoşlarda yaşayanların uygun fiyatlar karşılığında kullanabileceği çevre dostu tuvaletler geliştirmiş. Pathak, onyıllardır sürdürdüğü çalışmaları nedeniyle bu yılki Stokholm Su Ödülü’ne layık görüldü. Stokholm’deki konferansın yöneticisi Cecilia Martinsen, Hindistan’daki koşullarla ilgili şunları söylüyor:

“Hindistan'da tuvalet çukurunun el emeğiyle boşaltıldığı bir kültür var. Bu işi yapan insanlar toplum hiyerarşisinin en alt tabakasında yer alıyor. Doktor Pathak, tuvalet çukurunun el emeğiyle boşaltılması uygulamasını sona erdirmek için çok çalıştı. Sıhhi tesisat ve hijyenin Hindistan’da yayılmasını sağladı.”

BM çocuklara yardım kuruluşu UNICEF, gelişmekte olan ülkelerde her yıl 4 bin 500 çocuğun kirli su ve hijyen eksikliği nedeniyle yaşamını yitirdiğine dikkat çekiyor. Alınan önlemlerle dünya nüfusunun yüzde 87'sinin içilebilir suya erişiminin sağlandığını bildiren kuruluş, başta Afrika'da, Sahra'nın güneyi olmak üzere dünya çapında yaklaşık bir milyar insana yeterli su sağlanamadığını kaydediyor.



Agnes Bührig / Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Nihat Halıcı