Devlet teşvikli doping
6 Ağustos 2013Berlin Humboldt Üniversitesi'nin kapsamlı araştırması eski Almanya Federal Cumhuriyeti'nde de sporculara sistematik doping uygulandığını ve hatta çocuklara bile doping etkisi yapan maddeler verildiğini ortaya çıkardı. Batı Almanya'nın doping geçmişini konu alan araştırma kamuoyunda ve siyasi çevrelerde şok etkisi yarattı.
Humboldt Üniversitesi'nin şimdiye kadar gizli tutulan 800 sayfalık araştırması, ‘1950'den günümüze Almanya'da doping' başlığını taşıyor. Soğuk Savaş yıllarında eski Federal Almanya'da da dopingden medet umulduğu ve 1970'lerin başlarından bu yana sistematik ve organize doping uygulandığı ve doping araştırmalarıyla siyasi sorumluların ne ölçüde bu skandala karıştığı raporda ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor.
Varlığı kamuoyuna Südedeutsche Zeitung tarafından duyurulan akademik araştırmada eski Doğu Almanya'da devlet güdümünde uygulanan dopingin Batı Almanya'da da devlet tarafından finanse edildiği belirtiliyor. Ancak Batı Alman sporcularına doping maddesi verildiğine dair herhangi bir kanıt bulunmuyor.
Prestij uğruna doping
1972 Münih Olimpiyatları'ndan önce bazı bakanların madalya sayısını arttırmaları için hekimlere baskı yaptığı şeklindeki iddia Almanya'da tartışma başlattı. Gazetenin haberinde çeşitli doping maddesinin denendiği, anabolik steorid, testosteron, östrojen ve kan dopingi epo'nun güç ve dayanıklılık arttırıcı etkisi saptandıktan sonra sağlıkla ilgili sakıncalarına bakılmaksızın sporculara verildiği belirtiliyor. Atletizm dışındaki branşlarda uygulanan doping programının mali portresi hakkında kesin bilgi bulunmuyor. Humboldt Üniversitesi'nin araştırmasında 1954, 1966 ve 1974 yıllarında Dünya Futbol Şampiyonası'na katılan Alman Milli Futbol Takımı elemanlarına da doping yapıldığının saptandığı dile getiriliyor.
Devletin göz yumduğu ve vergi gelirleriyle finanse ettiği kapsamlı doping uygulamasını spor tarihi uzmanı Profesör Giselher Spitzer Deutsche Welle'ye şöyle değerlendirdi:
“Spor tıbbı açısından doping maddelerinin ne kadar etkili olduğu incelendi. Bunun uygulamaya yönelik doping araştırması olduğu söylenebilir. Bu nedenle doping araştırmasından söz etmek doğru olur.”
Devletten yeşil ışık
1980'li yıllarda da İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Gerhard Gross Alman sporcularının dopingli yabancı rakiplerinin gerisine düşmesine göz yumulamayacağını söylemişti ve diğer ülkelerde hazırlık ve müsabakalara destekleyici olarak denenen maddelerin Alman sporcularından esirgenemeyeceğini söylemişti.
Dünya Şampiyonu Hamburglu kürekçi Michael Kolbe 1976 Montreal Olimpiyatlarında finalden önce enjekte edilen maddenin kurbanı olmuş ve önde götürdüğü yarışın son metrelerinde adeta durmuş ve Finli rakibine geçilmişti.
Yarıştan önce kendisine hiç denemediği bir vitamin iğnesi yapıldığını belirten Kolbe daha önceki müsabakalarda hiç yardımcı madde kullanmadığını söylüyordu.
Gizliliğin nedeni
Humboldt Üniversitesi tarafından hazırlanan araştırmanın, şahsi verileri koruma gerekçesiyle yayınlanmasına izin verilmemesi Almanya'da olduğu kadar yurtdışında da yoğun bir şekilde eleştiriliyor. Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Christoph Bergner hükümetin kararını şöyle savundu:
“Bakanlığımız hiçbir zaman araştırmanın yayınlanmasına karşı çıkmadı. Biz sadece, veri koruma hukukuyla ilgili bütün şartların yerine getirilmesinde Spor Bilimleri Federal Enstitüsü'ne yardımcı olduk.”
Futbola da bulaştığı iddiası
Devletin himayesindeki doping suiistimaline futbolun da karışması Alman Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği'ni de harekete geçirdi. Birliğin idari müdürü Andreas Rettig Deutsche Welle'ye şu açıklamayı yaptı:
“Doping konusunda her zaman duyarlıyız. Ama 1954'te dünya şampiyonu olmuş bir takımı bu tartışmaya ortak eder ve artık kendini savunacak durumda olmayanları hiçbir delil olmadan töhmet altında bırakırsanız, iş şaka olmaktan çıkar.
Kanıt varsa, gösterilsin. Ondan sonra soruşturup, incelensin. Ama 60 yıl önce olanlarla doping söylentileri arasında irtibat kurmak bence doğru değil. Gerçek araştırılsın ve kimsenin ve hiçbir kurumun adına bakmadan aydınlatılsın. Ama her şeyi kötüleyip, sporda elde edilen bütün başarılara şaibeyle bakmak gibi bir hataya düşülmemesi gerekir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ahmet Günaltay
Editör: Ayhan Şimşek