1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Denizlerde petrol tehdidi

1 Eylül 2011

Petrolün yaklaşık üçte biri deniz dibindeki petrol yataklarından karşılanıyor. Her ne kadar petrol, gözden ırak okyanuslarda çıkarılsa da etkilerinin yaşam alanımıza sıçraması uzak bir ihtimal değil...

https://p.dw.com/p/12Q7C
Fotoğraf: AP

... üstelik bunun için büyük bir kazanın meydana gelmesine de gerek yok. Nitekim petrolü kıyılara ulaştıran süper tankerlerden de yılda binlerce ton petrol denize sızıyor.

Spanien Tanker Prestige
Fotoğraf: AP

  Hidrografi ve Açık Deniz Gemiciliği Federal Dairesi’nden Gerhard Dahlmann ise her petrol sızıntısının büyük zararlara yol açmadığı görüşünde. Dahlmann, “1977 yılında, Kuzey Denizi’ndeki Ekofisk petrol platformunda büyük bir sızıntı meydana geldi. 20 bin ton petrol, denize karıştı. Etkileri ise yok denecek kadar az oldu. Petrol kıyıya ulaşmadı. Akıntı ile birlikte Atlantik’e uzandı ve okyanusta dağıldı” diyor.

Ancak Ekofisk’ten farklı olarak, 1998 yılında Pallas adlı kuru yük gemisi Kuzey Denizi’ndeki Amrum Adası kıyılarına oturduğunda az petrol sızmasına rağmen, büyük zarar oluştu. Dahlmann, “Yaklaşık 90 ton petrol sızıntısı oldu. Şüphesiz son derece hasas bir bölgede. Orada çok fazla göçmen kuş bulunuyordu. Bu nedenle denize akan petrol yüzünden 20 bin kuş telef oldu” şeklinde konuşuyor.

"Ne kadar değil, nerede olduğu önemli"

Flash-Galerie Ölpest am Golf von Mexiko
Fotoğraf: DW

  Sızan petrolün yaratacağı zarar, miktardan ziyade, sızdığı alanın kıyı ya da doğal koruma alanlarına olan yakınlığı ile bağlantılı. Gerhard Dahlmann Petrol çeşitleri birbirinden oldukça farklı. Örneğin gazyağı ve dizel yakıtı denize sızdığında çabucak yayılıyor ve büyük bir bölümü buharlaşıyor. Ağır yağların ise hem buharlaşma oranı düşük, hem de uzun süre yüzeyde kalabiliyor...” sözleri ile denize sızan petrolün çeşidinin de önemli olduğuna dikkat çekti.

Uzmanlar ağır yağların, deniz yüzeyinde yapışkan bir katran tabakası oluşturduğunu belirtiyor. Bu tabakanın denizde yaşayan yağ yiyen bakteriler tarafından sindirilmesi oldukça uzun sürüyor. Bu da, sintinesini liman yerine açık denizde temizlemeye çalışan gemilerin takip altına alınmasının en önemli gerekçeleri arasında gösteriliyor.

Kaza sonucu denize yayılan petrolün yanı sıra,  platformlarda petrol çıkarma çalışmaları sırasında açılan delikler de büyük zarara yol açıyor.

"Doğa kendi başının çaresine baktı"

Öl-Katastrophe auf den Philippinen. Arbeiter reinigen verschmutzten Küstenabschnitt
Fotoğraf: AP

  Yakın tarihte, dünyanın en büyük petrol kirliliği 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Irak kıyılarında meydana geldi. O yıllarda denize yaklaşık 1 milyon ton ham petrolün sızdığı tahmin ediliyor. Bu miktar geçen yıl Meksika Körfezi’ndeki Deepwater Horizon platformunun yol açtığı petrol kirliliğinin iki katı.

Üstelik o yıllarda Irak kıyılarında ne sızan petrolün yayılması önlenmeye çalışıldı ne de tankerlerle denizden petrol çekildi.

Bremen Üniversitesi jeo kimya enstitüsünden Lorenz Schwark, o yıllarda doğanın kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldığını belirtti. “O günlerde, Basra Körfezi'nin önümüzdeki 200 yıl ekolojik anlamda ölü deniz olacağı tahmin edilmekteydi. Ama üç yıl sonra petrol kirliliğinden eser kalmadı” şeklinde konuşan Schwark, petrol yiyen bakterilerin devreye girdiğini ifade etti.

© Deutsche Welle Türkçe

Fabian Schmidt/Çeviren: Gezal Acer

Editör: Ahmet Günaltay