Yücel hakaret davasında savunma verdi
28 Haziran 2021Gazeteci Deniz Yücel, İstanbul eski başsavcı vekili ve şimdiki Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz'ın kendisi hakkında açtığı "hakaret" davasında savunmasını verdi.
Almanya'da ikamet eden ve hem Türk hem Alman vatandaşı olan Yücel, Berlin-Tiergarten İdare Mahkemesindeki duruşmasında Yılmaz'ın kendisini bir yıl boyunca iddianamesiz bir şekilde hapiste tuttuğunu ve "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimatla hakkında hukuki ve çeviri hatalarıyla dolu iki sayfalık abuk sabuk bir iddianame hazırladığını" belirterek Türkiye'deki iktidarı "hem her türlü gücü kullanarak zalim olmak hem de yeri geldiğinde mağduru oynamakla" suçladı.
TDK'lı savunma
Savunmasında, Hasan Yılmaz’ın şikâyetçi olduğu "Çağlayan’ın en salak savcısı" ibaresinin kendisine ait olmadığına, davaya konu olan paylaşımda da bunun açıkça görüldüğüne işaret eden Yücel, ayrıca "salak" kelimesinin hakaret olmadığını, Türk Dil Kurumu'nda, "Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)" olarak tanımlandığını kaydetti.
Yücel savunmasında "Hasan Yılmaz’ın hukuku ve yargıyı bizzat yaptığı işlerle nasıl aşağıladığını, hazırladığı iddianamelerin ne kadar seviyesiz ve dengesiz olduğunu, bu iddianameleri defalarca paramparça eden Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de doğrulamıştır" ifadesine yer verdi.
Davaya konu olan paylaşım
Deniz Yücel, 2019 yılı Şubat ayında twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Osman Kavala ve diğerleri hakkındaki 'Gezi iddianamesini' ve benzeri iddianameleri düzenleyen adamlar, sadece savcı kılıfında gözü dönmüş militanlar değiller. Aynı zamanda şeyler. Yani baya baya şeyler" ifadesini kullanmış ve Silivri'de cemaat üyeliğinden tutuklu bulunan bir eski polis müdürünün kendisine Yılmaz hakkında "Çağlayan'ın en salak savcısı" ifadesini kullandığını belirterek "Napayım itiraz edemedim" demişti.
Alman "Die Welt" gazetesinin eski Türkiye temsilcisi Yücel, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 2017 yılı Şubat ayında tutuklanmış ve bir yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilerek Almanya'ya dönmüştü.
DW / BK,ET
© Deutsche Welle Türkçe