Demirtaşsız HDP yeni bir atılım arayışında
11 Şubat 2018Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3'üncü Olağan Kongresi bugün Ankara’da düzenleniyor. Kongrenin en önemli gündem maddesini, eş genel başkanların seçimi oluşturuyor. Kongre Mutabakat Komisyonu'nda belirlenen ve kongreye önerilen adaylar Pervin Buldan ve Sezai Temelli delegelerin oylarına sunulacak. Bin 118 HDP delegesi ayrıca 100 kişilik parti meclisi üyelerini belirlemek için oy kullanacak.
HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya açılış konuşmasında, kongreye katılımın, salon dışındaki dev ekrandan etkinliği takip edenlerle birlikte 32 bin olduğunu açıkladı.
HDP bazı uluslararası siyasi partilerin temsilcilerine de kongreye katılmaları için davetiye gönderdi. Bunlar arasında Yunanistan’da iktidarda olan Syriza, Kıbrıs’tan AKEL, Almanya’dan Sol Parti bulunuyor. Ayrıca Avrupa Parlamentosu Sol Grup Başkanı Gabi Zimmer ve Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri Pierre Laurent’in kongreye katılması bekleniyor. Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesut Barzani’nin tebrik mesajı gönderdiği kongreye Irak Parlamentosu’nun Kürdistan Yurtseverler Birliği Grubu milletvekilleri de davet edildi.
Kongre öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul ve Ankara'daki bazı HDP yöneticileri ve Halkların Demokratik Kongresi'nde yer alan partilerin başkanları gözaltına alındı.
Adaylar Pervin Buldan ve Sezai Temelli
Eş genel başkanlık için için belirlenen isimler HDP’nin bugüne kadar izlediği “denge prensibini” koruduğunu ortaya koydu. Partide şimdiye kadar eş genel başkanların hepsi bir kadın bir erkek olmak üzere biri Kürt hareketinden diğeri Türk sosyalist hareketinden seçildi.
Adaylardan Pervin Buldan, Kürt siyasi hareketinin tanınmış isimlerinden. 1994 yılında faili meçhul cinayete kurban giden Kürt işadamı Savaş Buldan’ın eşi olan Pervin Buldan ilk kez 2007 yılında Iğdır’dan bağımsız milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne seçildi. Buldan çözüm sürecinde PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı’ya giden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve HDP heyetlerinde de yer aldı. Buldan, TBMM Başkanvekilliği görevini de sürdürüyor.
Eş genel başkanlık için diğer aday, akademisyen Sezai Temelli. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Maliye Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak görev yapan Temelli HDP'nin Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı.
Bilgen: Yeni bir açılım yapmak istiyoruz
Kongreyle ilgili olarak DW Türkçe’ye konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen yeni bir atılım yapma arzusunda olduklarını söyledi.
"Türkiye bir Olağanüstü Hal (OHAL) durumu yaşıyor. Fiilen 16 Nisan referandumu ile siyasal sistem tümüyle değişti. Ortadoğu'da ciddi bir değişim süreci yaşanıyor” diyen Bilgen "Tüm bu değişen durumları dikkate alarak, bu koşullarda demokrasiyi savunmanın, barışı toplumsallaştırmanın, özgürlükleri, hakları güvence altına almanın yöntemleri, gerekleri, ilişkileri, ortak çalışma platformları, buluşmalar, Türkiye'de son dönemde yaşanan kamplaşmayı aşacak ama demokraside güçlü bir birlikteliği inşa edecek bir açılım yapmak” istediklerini kaydetti.
"HDP'nin varlık sebebi olan kuruluş ilkelerini nasıl hayata geçireceğine dair yeni söylemleri, yeni çalışma yöntemlerini tartışması, somutlaştırması” gerektiğini kaydeden HDP Kars Milletvekili Bilgen, "yaşanan kamplaşmayı aşacak, demokraside güçlü bir birlikteliği inşa edecek bir açılıma” ihtiyaç olduğunu vurguladı.
HDP'nin siyaset alanını daraltan faktörler
7 Haziran seçimlerinde önemli bir siyasi aktör olarak yer alan HDP’nin siyaset alanı seçim sonrasında oldukça daraldı. Bu değerlendirmeyi paylaşan isimlerden biri de İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Mesut Yeğen. Bunun iki ana sebebi olduğuna dikkat çeken Yeğen, “İlki tabii ki HDP'nin 2015 Haziranı’ndan sonra alınan sonuçları, biraz bu şehir savaşları yüzünden siyasete tahvil edememesi. Hendek savaşları denen savaşlar olmamış olsaydı, büyük ihtimalle HDP bugünkünden daha kuvvetli bir aktör olarak Türkiye siyasetinde olacaktı” diyor.
Ortaya çıkan bu sonuçta HDP üst kadrolarının sorumluluğunun olmadığını, kamuoyu önündeki HDP figürlerinin birçoğunun hendek savaşını durdurmaya çalıştığını vurgulayan Yeğen PKK tarafından dayatılan iradenin etkili olduğunu kaydediyor.
"İkinci ve daha önemli gelişme tabii ki 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de yaşananlar” diyen Yeğen, "Hem şehir savaşları üzerinden Kürt siyaseti üzerinde kurulan baskı ama daha mühimi OHAL ilanından sonra Kürt siyaseti üzerinde kurulan baskı HDP’nin alanını çok daraltmış durumda” diyor.
Yeğen "O kadar baskıcı bir ortam var ki HDP bunun yerine şunu yapsaydı daha farklı bir manzara oluşabilir miydi, sorusunu sormak bile anlamsız. HDP'nin hiçbir faaliyetine izin verilmiyor. HDP için çalışanlar çok kesif bir baskı altında" ifadelerini kullanıyor.
HDP Genel Merkezi’nin verdiği rakamlar bu baskıyı belgeler nitelikte. Partinin dokuz milletvekili cezaevinde, bunlardan yedisinin milletvekilliği düşürüldü. Sadece Selahattin Demirtaş için istenen hapis cezası 482 yılı bulurken tüm vekillere istenen ceza bin yılı geçiyor. Kayyum atanan HDP’li belediyelerin sayısı 94. Şimdiye kadar tutuklanan 98 belediye başkanından 58'i halen cezaevinde bulunuyor.
HDP'nin siyaset alanı nasıl genişler?
Kürt sorunu üzerine birçok çalışması olan Mesut Yeğen “Kürtlerin büyük kısmının, özellikle HDP civarında duran Kürtlerin büyük kısmının yakın bir zamanda Türkiyelileşme projesinden vazgeçip Kürdistan mefhumu, Kürtlük mefhumu etrafında bir siyasi projeye yakınlaşacağını zannetmiyorum” diyor ve ekliyor: "Türkiye’deki demokrasi güçleriyle ittifak içerisinde Kürt meselesini Türkiye’yi daha demokratikleştirerek ele almak, halletmek çizgisi Kürtler arasında kuvvetli kalmaya devam edecek gibi görünüyor.”
HDP’nin Türkiyelileşme siyasetini “Kürtlerin büyük gövdesiyle toplumsal karşılığı zayıf olan devrimci sol örgütler, çizgiler arasındaki bir ittifaka” indirgememesi gerektiğini vurgulayan Yeğen şöyle devam ediyor: “HDP’nin Kürtlerle solun bahsedilen örgütler haricinde kalan kısmı ve AK Parti'nin son dönemdeki ceberrut siyasetinden memnuniyetsiz görünen muhafazakar demokratlarla bir Türkiyelileşme siyaseti örgütlemeye çalışması gerekiyor.”
Ercan Coşkun
© Deutsche Welle Türkçe