1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dayton Anlaşması 10 yaşında

Fabian Schmidt21 Kasım 2005

Parçalanan Yugoslavya’yı yeniden huzur ve istikrara kavuşturmak amacıyla hazırlanan Dayton anlaşması bundan 10 yıl önce imzalandı. Anlaşmayla 3,5 yıllık savaş sona erdi, ancak Bosna Hersek ikiye bölündü.

https://p.dw.com/p/AaNj
İzzetbegoviç, Christopher ve Tudjman Dayton zirvesinde
İzzetbegoviç, Christopher ve Tudjman Dayton zirvesindeFotoğraf: AP

1990’ların başında başlayarak, Yugoslavya’nın parçalanmasıyla sona eren savaştan en çok etkilenen yerlerin en başında Bosna Hersek gelir. Bundan tam 10 yıl önce Bosna Hersek’in istikrarını yeniden sağlamak amacıyla Dayton/Ohio'da 3 hafta süren barış görüşmeleri başladı. Anlaşmanın temeli sayılan bu adımından iki hafta sonra Paris'teki Elysee Sarayı'nda imzalanan anlaşmayla Bosna Hersek, Bosna-Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olmak üzere iki taraftan meydana gelen egemen bir devlet haline geldi.

Aralarında zamanın Bosna Hersek, Hırvatistan ve Yugoslavya cumhurbaşkanlarının bulunduğu Dayton barış görüşmeleri açılışında konuşma yapan dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Warren Cristopher, kimin barış ve savaş kararı alabileceğine işaret ederek Bosna-Sırp Savaşı’nın bir kardeşlerarası savaş değil, devletlerarası bir savaş olduğunu belirtmişti.

”Sınır oturdu”

Ancak barış sürecinde gelinen bu mesafeye ulaşmak çok da kolay olmadı. Yaşanan kanlı olaylarla birlikte, toprak bütünlüğüne müdahale ve 1995 yılında NATO Barış Gücü’nün Sırp mevzilerine yaptığı etkili hava bombardımanları sayesinde, siyasi karar mercileri ve Belgrat yönetimi, politik bir çözüm yoluna gitmeye kararı verdi. Ancak bu sayede elde edilen topraklar elde tutulabilecekti. Yugoslavya eski devlet başkanı ve milliyetçi Sırp lider Slobadan Miloşeviç, barışın önemini vurguladığı konuşmasında şöyle demişti:

“Bosna ve Hersek’te savaş bugün tamamıyla sona erdi. Bu sonuç sadece, Barış planının tüm aşamalarının hayata geçirilmesinden kaynaklanmıyor. Aynı zamanda Sırp Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Federasyonu arasındaki sınırın oturmuş olması da bunda rol oynuyor. Böylece bundan sonra terör eylemi olarak algılanacak ve toprak bütünlüğünü zedelemeyi amaçlayan olası askeri müdahalelere mahal verilmemiş olacaktır.”

”Kan dökülmesine son”

Dayton Barış sözleşmesiyle, Bosna-Hersek Federasyonu kendi içinde 10 Kantona bölündü. Sırp Cumhuriyeti iki entite adı verilen devletçiğe ve bir küçük özerk bölgeye ayrıldı. Bosna-Hersek Federasyonu, Hırvatistan Cumhuriyeti ve Yugoslav Federal Cumhuriyeti’nin yanı sıra, AB’yi temsilen, Fransa, Almanya ayrıca Rusya Federasyonu, İngiltere ve ABD temsilcilerinin de gözlemci olarak imzaladıkları Dayton Barış Anlaşması, bir ana metin ile 11 ekten oluşmakta ve sivil ve askeri alanlarda düzenlemeler içeriyor.

Sözleşmenin imzalanması aşamasına gelene kadar Bosna Hersek’de yaklaşık 2 milyon 200 bin kişi oturdukları yerlerden uzaklaştırılmış ya da kaçmak zorunda bırakılmıştı. Ölü sayısıysa 250 bin civarındaydı. Dönemin Amerikan Başkanı Bill Clinton, barış görüşmeleri sırasında varılan uzlaşının, insani boyutu üzerinde şöyle durmuştu. Clinton, “Etnik kökeni ne olursa olsun, Bosna, Hırvat ve Sırp halkının büyük çoğunluğu tek bir şey istiyor: ‘dökülen kanların sona erdirilmesi, şiddetin ve savaşın sona ermesi’ Onlar çocuklarına, torunlarına normal bir yaşam sürme imkanı istiyorlar. Tanrıya şükürler olsun ki, bu dilekleri bugün gerçekleşiyor” demişti.

Zorlu sivil süreç

Barış anlaşmasının hayata geçirmesindeyse farklı unsurlar ortaya çıktı. Nato yönetimindeki IFOR güvenlik birimleri, kısa bir süre içerisinde, savaşan iki ülke birliklerini dağıtmayı ve silahsızlandırmayı başardı. Ancak anlaşmanın sivil yönlerinin uygulanması o kadar kolay olmadı.

Gözlemcilere göre, Dayton Anlaşması ile Bosna-Hersek Devleti, işlemesi güç, karmaşık bir siyasi yapıya büründürülmüşse de, bu sayede bölgede güvenlik ve adalet güvence altına alınarak köklü ekonomik reform gerçekleştirme ve güçlü kurumlar oluşturma sorumluluğu Bosna-Hersek halkına bırakıldı.