1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Düşük faiz politikası olmasa ne olurdu?

19 Ağustos 2022

Hükümet politika faizini düşürmeye devam ederken ekonomistler faizlerin düşmediğini hatta arttığını vurguluyor.

https://p.dw.com/p/4Fnsf
Türkei Zentralbank reduziert Leitzins um 4,25 Punkte | Symbolbild Zentralbank
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

Amerikan Merkez Bankası Fed başta olmak üzere tüm dünyada merkez bankaları artan enflasyona karşı faiz arttırırken Türkiye'de tam tersine bir hamle daha geldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Ağustos toplantısında beklentilerin aksine politika faizini yüzde 14'ten yüzde 13'e indirdi.

Ekonomistlerin neredeyse tamamı Merkez Bankası’nın politika faizine dokunmayacağını düşünüyordu. Türkiye uzun süredir düşük faiz politikası yürütürken bu süreçte hem TL değer kaybediyor hem de enflasyon yükseliyor. Peki Türkiye şu an ısrar ettiği düşük faiz politikasını uygulamamış olsaydı ne olurdu?

Eğilmez: Dolar 11, enflasyon yüzde 25 olabilirdi

Güngör Uras'ın anısına İstanbul Sanayi Odası’nda düzenlenen Ayşe Teyze'nin İzinde 'Türkiye Ekonomisine Bakış' Paneli’nde konuşan ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre Türkiye, ekonomide attığı her adımla yeni riskler oluşturmaya ve ekonomiyi sıkıştırmaya devam ediyor.

Mahfi Eğilmez, “Türkiye bırakın faiz arttırmayı, faize hiç dokunmasaydı yani yüzde 19'larda bıraksaydı. Çok büyük bir ihtimalle şu an enflasyon yüzde 25'ler civarında olacaktı. Yaptığım hesaplamalara göre de şu an dolar 11-12 seviyelerinde dengelenmiş olacaktı” ifadelerini kullandı.

Şu an Türk Lirası, Amerikan Doları karşısında 18 seviyesinde seyrederken yıllık enflasyon ise yüzde 80'e dayandı.

DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu Murat Sağman da benzer bir hesabın altını çiziyor. Türkiye'nin ekonomi politikalarında bilimin gerçeklerinden, temel iktisat kurallarından uzaklaştığını anlatan Murat Sağman’a göre bu anlayış bir süre daha devam edecek.

"Enflasyon da kur da risk pirimi de düşük olurdu"

Eylül ayındaki indirimleri bir kenara bırakıp faizin sabit tutulması halinde bile Türkiye ekonomisinin bugünkü halinden çok daha iyi yerlerde olacağını düşündüğünü ifade eden Sağman, "Enflasyon çok büyük ihtimalle yüzde 30'ların altında kalacaktı. Dolar ise Türk Lirası karşısında şu an 10-11 bandında seyrediyor olabilirdi. Ayrıca Türkiye'nin risk primi şu an olduğundan çok daha düşük seviyelerde olacaktı" diyor.

Dünyada başka bir örneği yok

Dünyadaki tüm büyük merkez bankalarının enflasyonu düşürmek ve kendi vatandaşlarını korumak için faiz arttırdığını vurgulayan Sağman, "Biz bu süreçte faiz indiren 3 ülkeden biriyiz. Diğerleri Çin ve Rusya. Çin'de enflasyon yüzde 2.7, Rusya'da yüzde 15, bizde ise resmi enflasyon yüzde 80. Dünyada Türkiye gibi başka bir ülke yok maalesef. Tüm kuralların dışında hareket ediyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu Murat Sağman
Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu Murat SağmanFotoğraf: Privat

Kur üzerinde yukarı yönlü baskı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Eğitim ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat ise DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, bu ayki faiz indiriminin şaşırtıcı olduğunu vurguladı.

Aslında uzun süredir kulislerde bir faiz indirimi söylentisi olduğunu ancak geçen ay faizlerin sabit tutulmasının bu söylentileri boşa çıkardığını dile getiren Atılım Murat, "Bu ay tersi bir hamle gelince ben de şaşırdım ama şu an oluşan tabloda faiz indirimlerinin devam edeceğini görüyoruz. Bunun da piyasaya yansımalarını görüyoruz ve olası faiz indirimi ile beraber kur üzerindeki yukarı yönlü baskı sürecektir" diyor.

Tek haneli faizle seçim

Atılım Murat, seçim dönemine girilirken Türkiye'nin tek haneli faize doğru gideceğini söylüyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlık konusunda bir ağırlığının kalmadığını hatırlatan Atılım Murat, "Artık Merkez Bankası’nın metinlerinin, kararlarının pek bir anlamı kalmadı. Artık enflasyonla mücadele de Merkez Bankası üzerinden yürütülmüyor. Merkez Bankası, genel ekonomik politikasının içine iliştirilmiş bir kurum oldu. Enflasyonla mücadele Hazine ve Maliye Bakanlığı üzerinden yürütülüyor. Ama enflasyonla asıl mücadele etmesi gereken kurum olan Merkez Bankası’nı bir inisiyatifinin kalmadığını görüyoruz" şeklinde konuşuyor.