Post-Vac Sendromu nedir?
18 Haziran 2023Korona pandemisi sırasında dünya çapında 13 milyardan fazla aşı dozu uygulandı. Sadece Almanya'da 192 milyon doz aşı yapıldı. Daha önce hiç böylesine kısa bir süre içinde bu kadar çok insana, aynı hastalığa karşı bir veya daha fazla doz aşı uygulanmamıştı.
Ancak aşının etkileri herkeste aynı olmadı. Bazıları hâlâ aşılama sonrası normal bir yaşam sürmelerini imkânsız kılan çeşitli semptomlardan mustarip. Post-Vac Sendromu olarak da bilinen ve kimilerinde oldukça şiddetli ve ciddi boyutlara ulaşan aşı hasarı nedeniyle mağdur olanlar, şimdi aşı üreticisi BioNTech'i dava etmek istiyor.
Post-Vac sendromu nedir ve kaç kişi bundan mustarip?
Aşı yaptıran birçok kişi, enjeksiyon bölgesinde ağrı, yorgunluk, baş ağrısı veya titreme gibi şikayetlerden yakınıyor. Uzmanlar, aslında bu şikâyetlerin "normal aşı reaksiyonları" olarak kabul edildiğini ve kısa bir süre sonra kendiliğinden geçtiğini belirtiyor.
Post-Vac Sendromu olarak adlandırılan durum ise bu "normal reaksiyonlardan" çok daha daha farklı seyrediyor. Bu sendrom, "long" yani uzun Covid ile benzerlik arz eden kronik yorgunluk (CFS/ME), migren, kas ağrısı veya kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok semptomun ve çeşitli klinik tabloların bir araya gelmesini ifade ediyor.
Semptomlar ne kadar çok yönlü olursa olsun, ortak bir noktaları mevut: Korona aşısından kısa bir süre ortaya çıkıyorlar. Aşı yan etkileri ve hasarları her zaman yapılan aşı ile yakından ilişkili olduğundan, şikâyetlerin aşı kaynaklı olabileceği varsayımı da doğal karşılanmalı.
Berlin Charité Hastanesi ve Alman Nörodejeneratif Hastalıklar Merkezi (DZNE) Deneysel Nöroloji Bölümü Direktörü Dr. Harald Prüß, "Bu semptomları gösteren insanların şikâyetlerinin tamamen anlaşılabilir olduğunu ancak yine de Post-Vac Sendromu olduğu varsayılan yan etkilerin boyutunun fazlasıyla abartıldığını" savunuyor.
Almanya'da aşı ve ilaçlardan sorumlu federal otorite olan ve Covid aşılarının güvenilirliği ile ilgili düzenli durum raporları hazırlayan Paul Ehrlich Enstitüsü, 31 Ekim 2022 tarihine kadar, korona aşısı yaptırdıktan sonra ciddi yan etkilerden şikâyet eden yaklaşık 51 bin vaka tespit etti.
Post-Vac sendromu nasıl teşhis ediliyor?
Dr. Prüß, Covid-19 aşılaması sonrası Post-Vac Sendromu'ndan mustarip olduğuna inanan birçok hastanın Charité'deki Nöroloji Kliniği'ne başvurduğunu söylüyor. Gerek Prüß gerekse bu konuda araştırma yapan diğer uzmanlar, söz konusu şikâyetlerin ciddiye alınması ve hastalara yardım edilmesi gerektiğini teslim ediyor.
Baş ağrılarının, bitkinlik hissinin ya da kas güçsüzlüğünün aşıyla bir ilgisi olabileceğine dair ilk gösterge zaman aralığı: Belirtiler, aşıdan birkaç gün ya da bir-iki hafta sonra ortaya çıkıyorsa, aşılamayla bir bağlantı olabilir. Ancak nörolog Prüß, durumun gerçekten böyle olup olmadığının nadiren kesin ve net olarak kanıtlanabileceğini söylüyor ve bunun nedenini de şöyle açıklıyor: "Bilim camiasında bu konuda genel kabul gören tek bir biyobelirteç yok."
Böyle bir biyobelirteç (vücuttaki biyolojik sinyal), örneğin, bünyenin aşıya yanıt olarak ürettiği belirli bir antikor olabilir. Araştırmacılar, aşılamadan sonra kalp kası iltihabı (miyokardit) gelişen kişilerin kanında belirli bir antikor keşfetti. Miyokardit, BioNTech/Pfizer'in aşısı olan Corminaty ile aşılamadan sonra olası, ama nadir bir yan etki olarak kabul ediliyor. Sinüs ven trombozu vakalarındaki artışın ise ağırlıklı olarak Astrazeca'nın vektör aşısından kaynaklandığı artık kabul ediliyor.
Bununla birlikte baş ağrıları, kronik yorgunluk sendromu ya da kardiyovasküler şikayetlerin sadece pandemi ve büyük aşılama kampanyalarından sonra görülmediği de bir gerçek. Bu nedenle Dr. Prüß ve Post-Vac Sendromu konusuyla ilgilenen diğer uzmanlar hemfikir: Hastaların aktardığı şikâyetlerin başka nedenlere bağlı olması kuvvetle muhtemel. Kanıtlanmış Post-Vac Sendromu vakalarına ise nadiren rastlanıyor.
Post-Vac sendromlu bir hastanın vücudunda neler olur?
İnsan bağışıklık sistemi son derece karmaşık olduğu için aşı sonrası hastaların vücudunda tam olarak ne olduğu konusunda kesin bir bilgi mevcut değil.
İmmünolog Christine Falk, tüm bu şikâyetlerin nedeninin, aşının spike proteini ile çapraz reaksiyona girmesinden kaynaklanabileceğinden şüpheleniyor. Gerek long Covid gerekse Post-Vac hastalarında, spike proteinine karşı antikor oluşturmanın yanı sıra, vücudun yapı taşlarına istem dışı saldırabilen oto antikorların oluşturduğu bir tür çapraz reaksiyon ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle uzun Covid semptomlarının, yani enfeksiyonun uzun süreli etkilerinin, aşılamadan hemen sonra ortaya çıkan semptomlarla benzerlik arz etmesi şaşırtıcı değil. Zira her iki durumda da insanın bünyesinde benzer immünolojik süreçler gerçekleşiyor.
Pandemi sürecinde milyonlarca insan aşılanırken aynı anda milyonlarca insan da enfekte olmuştu. Bu nedenle Falk, aşı sonrası hasta olarak tedavi edilen kişilerin de aşıdan kısa bir süre önce veya sonra bir enfeksiyon geçirip geçirmediğinin nadiren kesin olarak söylenebileceğini belirtiyor. Etkilenenlerin çok çeşitli semptomlarını kesin bir şekilde aşıya bağlayabilmek için, herhangi bir zamanda SARS-CoV-2 ile enfekte olma olasılıklarının sıfıra indirgenmesi gerekir. Bu ise vakaların çok azında mümkün.