1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

CHP: OHAL demokrasiyi daraltacak

21 Temmuz 2016

Türkiye’de 3 ay süreli ilan edilen OHAL, ana muhalefet partisi CHP’de ‘kaygıyla’ karşılandı. CHP’li Öztürk Yılmaz, “OHAL; demokrasiyi genişletmez, daraltır. Mümkün olduğunca erken bitirilmesi hayatidir” dedi.

https://p.dw.com/p/1JSwl
Türkei Wahlen Jugendorganisation derr CHP
Fotoğraf: DW/D. Heinrich

15 Temmuz darbe girişiminin ardından devletin tüm kurumlarında gözaltı ve tutuklama işlemleri sürerken tüm dikkatler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevrilmişti. Erdoğan, “Çok önemli kararlar açıklayacağız” diye önceden duyurduğu kararın 3 aylık OHAL uygulaması olduğunu MGK ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık ettikten sonra açıkladı. Erdoğan, “Demokrasi ve özgürlüklerden taviz verilmeyecek” dese de ana muhalefet partisi CHP, OHAL’in demokrasiyi yaralayacağını düşünüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar ile hükümetin aldığı kararlar çerçevesinde DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe: OHAL kararı Türkiye'de günlük hayatı, AB ile ilişkileri nasıl etkileyecek?

Öztürk Yılmaz: Bu süreç tedirginlik yaratan bir dönem. İster istemez bu süreçte özgürlükler (seyahat, toplantı, gösteri…) sınırlanacak. OHAL, demokrasiyi genişletmeyecek, daraltacak. Bizim temennimiz; bu sürecin bir an önce bitmesi ve normalleşmeye geçiş için gerekenin yapılmasıdır. Yoksa gerçekten Türkiye büyük zarar görür. 3 ay da çok uzun bir süre. Daha kısa sürmesi gerekir. Yoksa Türkiye buhrana girer. Türkiye, dünyada yalnız yaşamıyor. Türkiye, ağır aksak da olsa AB ile müzakere süreci yürüten bir ülke. AB ülkeleri bu süreçte endişelerini, kaygılarını dile getireceklerdir, getirmelidirler de. Bundan da kimse rahatsız olmamalıdır. Kimsenin ‘hiçbir şey olmamış gibi’ hareket etmesini bekleyemeyiz. Önemli olan bu sürecin en kısa sürede tamamlanması ve Türkiye’nin normale dönmesidir. Türkiye bir adım attı. AB de bu adımı kendince değerlendirecektir ve değerlendirmelerini de kamuoyuyla paylaşacaktır. Önemli olan sağduyuyu korumak, AB’den yapılan değerlendirmeleri mantıklı şekilde incelemek, gözlemlemektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstihbarat açığı olabilir. Darbe bilgisini eniştemden öğrendim” dedi. Ülkedeki istihbarat açığının Erdoğan tarafından böyle açıklanması ne anlam ifade ediyor sizce?

Yılmaz: Cunta bu kadar iş yapıyor, bu kadar mobilize oluyor. Her şeyi nerdeyse herkes biliyor ve bir terk Cumhurbaşkanı bilmiyor, darbe girişiminden çok önceden haberdar olunamıyor. Enişte açıklaması konusunda ne diyeceğimizi bilmiyoruz ama mantıklı gelmiyor. Burda önemli olan şudur: Ordudan, devletin her biriminden bu kadar kişi tasfiye ediliyorsa ve bu kişilerin hepsi cuntayla hareket etmişse istihbarat ya uyumuş ya da zaten hiç çalışmıyormuş. Bu konuda en iyi cevabı hükümet verecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişiminde başka ülkelerin de parmağının olabileceğini dillendirdi. Darbe girişimin arkasında ABD'nin olabileceği iddiaları da ortaya atıldı. Tartışmaları nasıl izliyorsunuz?

Yılmaz: Cumhurbaşkanı Erdoğan ellerindeki tüm bulguları açıklamalı, kamuoyuyla paylaşmalıdır. Daha açık ve net ifadelere ihtiyacı var toplumun. Yok eğer her şey spekülasyon olarak ortalıkta dolaşacaksa konuşulması da anlamsızdır. Erdoğan’ın açıklamalarının arkasının nasıl geleceğini merakla bekliyoruz. İddialardan biri de düşürülen Rus uçağının arkasında da Gülen Cemaati’nin olduğu yönünde. Uçak düşürüldüğünde AKP içinde bir “Talimatı ben verdim” yarışı yaşanmıştı. Şimdi her şey açıkça sorgulanmalı ve gerçekler ortaya konulmalıdır. Biz diyoruz ki ana muhalefet olarak; bu darbe girişimi her yönüyle araştırılmalıdır. Darbeye karşıyız ve direncimiz tamdır. Bu süreçte kamuoyunun gerçekleri öğrenmesinin takipçisi olacağız.

15 Temmuz darbe girişiminden sonraki gözaltı, açığa alma ve tutuklama işlemleri de AB’nin gündeminde? AB’nin –hukukun üstünlüğüne dikkat- uyarısını nasıl buluyorsunuz?

Yılmaz: Hukukun üstünlüğü ilkesinin uygulanması, adil ve eşit yargılanma prensibinden taviz verilmemesi Türkiye’nin hem içerdeki hem de dışarıdaki prestiji, demokrasisinin gücü açısından çok önemlidir. Hükümet; yürüttüğü soruşturma sürecinde demokrasiye bağlılığını göstermeli ve kamuoyunu rahatlatmalıdır. Yoksa başka travma ve başka hikayeler ortaya, yeni mağduriyetler ortaya çıkar ve Türk demokrasisi büyük kan kaybeder. Biz bu süreçte ana muhalefet olarak hukukun üstünlüğü ilkesinin de nasıl uygulandığının takipçisi olacağız. Darbeye geçit vermediğimiz gibi demokrasinin zarar görmesine de geçit vermeyeceğiz.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü