CETA görüşmeleri karar arifesinde
26 Ekim 2016Belçika başkentinde CETA’ya ilişkin geri sayım başladı. Yarın başlayacak olan AB-Kanada zirvesinde Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması’nın (CETA) imzalanabilmesi için Belçika’nın federal ve bölgesel üst düzey politikacıları bir uzlaşma arayışı içinde. Daha önce anlaşmaya karşı çıkan Belçika Valon Bölge Hükümeti'nin Başbakan Vekili Maxime Prevot, “Şimdiye kadar bir uzlaşma bulunamadı, ama görüşmeler sürüyor” açıklamasında bulundu.
'CETA'nın imzalanması mümkün değil'
Belçika Valon Bölge Hükümeti'nin Başbakanı Rudy Demotte ise karamsar bir açıklamada bulundu ve AB ile Kanada arasındaki CETA ticaret anlaşmasının imzalanmasının mümkün olmadığı görüşünü savundu. Demotte bu konuda görüş birliğinden bahsetmenin henüz erken olduğunu da belirtti ve herhangi bir uzlaşma sağlansa bile bunun bölgesel parlamentoda ayrıntılı bir biçimde incelenmesi gerekeceğini, bunlar olmadan anlaşmaya yeşil ışık yakmalarının mümkün olmadığını vurgladı.
Bölgesel Hükümetin Başbakanı Rudy Demotte bu nedenlerden ötürü CETA anlaşmasının yarın imzalanmasının “açıkça imkansız” olduğunu da sözlerine ekledi. Siyasi gözlemciler bu durumda yarınki AB-Kanada zirvesinin iptal edilebileceğinden söz ediyorlar.
Juncker: Son dakikada uzlaşma çıkabilir
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise son dakikada bir uzlaşma çıkacağını ümit ediyor. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da hafta başında Belçika’nın itirazına karşın CETA konusunda perşembe günü AB zirvesinin yapılmasının mümkün olduğunu söylemişti. Zirve'ye Kanada’yı temsilen Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun da gelmesi bekleniyor.
Belçika’nın anayasasına göre ülkenin bölgesel ve yerel yönetimleri de uluslararası anlaşmalarda söz sahibi. Bu ilke uyarınca Belçika Valon Bölge Hükümeti CETA anlaşmasının imzalanmasını bloke etmişti. Belçika’nın başkenti Brüksel çevresindeki ana bölge ile Fransızca konuşulan yerel birimlerde de anlaşmaya karşı ilkesel çekinceler bulunduğu medya haberlerinde yer aldı. Belçika federal hükümeti ise CETA’nın imzalanmasından yana.
Bu noktada Belçika’nın iç politikasındaki çekişmelerin ve anlaşmazlıkların da rol oynayabildiğine dikkat çekiliyor. Fransızca konuşan Valon Bölgesi’nin yönetiminde sosyalist Paul Magnette bulunuyor. Federal hükümetin başında ise liberal Charles Michel var.
"Bu durumda Belçika AB üyesi olarak kalmaya devam edebilir mi” sorusu da şu sıralarda sık sık sorgulanıyor. Valon Bölgesi Başbakanı Magnette “Fazla üstümüze gelmeyin, bize (AB’den) bir kez daha ültimatom geldiği takdirde sürdürdüğümüz görüşmeleri keseriz” tehdidinde bulundu.
AB'den Belçika'ya CETA konusunda taviz
AB'den yeni bir ültimatom gelmese de AB Komisyonu’nun Belçika’nın çekincelerini gidereceği söylenilen yeni belgeleri Brüksel'e gönderdiği ajanslara yansıdı. Bu belgelerde çevre koruma ve sosyal standartlar gibi konulara yeniden odaklanılması ve öncelikle de CETA’da yer alan firmalar ile devletler arasında çıkacak olası anlaşmazlıklarda hangi mekanizmaların hakem olarak karar verebileceği konusundaki eksikliklerin varlığına vurgu yapılıyor.
Öte yandan Avrupa Parlamentosu’nun Hristiyan demokrat Birlik partili (CDU) vekili Elmar Brok, AB’nin gelecekte azınlık ülkelerin oyu ile bloke edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Brok, “çoğunluk kararlarının demokrasinin ve verimliliğin önemli bir aracı olduğunu, ama her kararın oybirliği ile alınması ilkesinin durgunluğa ve şantajlara yol açtığını” belirtti.
© Deutsche Welle Türkçe
dpa/epd/DW, ÇA/BÖ