"Casus avukat" davası Ankara’da başlıyor
11 Mart 2020Ankara’da 17 Eylül 2019 tarihinde gözaltına alınan ve hemen ardından 23 Eylül’de tutuklanarak cezaevine konulan, Almanya, Hollanda, Norveç ve İsveç büyükelçilikleri için çalışan avukat Yılmaz S. hakim karşısına çıkacak. Avukat Yılmaz S. dışında aynı dava kapsamında ikisi avukat biri savcılık zabıt katibi toplam dört sanık benzer iddialarla yargılanıyor.
DW Türkçe’nin ulaştığı iddianamede 51 yaşındaki avukat, Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç’te iltica talebinde bulunmuş Türk vatandaşları hakkında, "onların rızası olmadan, yasadışı yoldan bilgi toplamak ve yaymak" ile suçlanıyor. Yılmaz S.’nin, Almanya Büyükelçiliği’nin bir çalışanına hitaben yazdığı belirtilen bir e-posta da buna kanıt olarak gösteriliyor.
Avukat vekalet istedi iddiası
İddianamede, Yılmaz S.’nin söz konusu e-postada Almanya’da iltica talebinde bulunan Türk vatandaşlarından, beyanatlarının doğrulugunun incelenmesi amacıyla bir vekalet alınmasını, o vekaletle büyükelçiliklerin kendisini vekil atamasını, böylece iltica sırasında verilen bilgilerin teyit edilmesinin resmi bir çerçeveye kavuşacağını önerdiği bilgisi yer alıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 55 sayfalık iddianameye göre hakkında 19 Haziran 2019’da çıkarılan kararla avukat Yılmaz S. aylarca teknik ve fiziki takibe alındı, telefonları dinlendi ve özellike birlikte çalıştığı büyükelçiliklerle görüşmek üzere gittiği Ankara’da adım adım izlendi.
Dava neden açıldı?
İddianameye göre Yılmaz S. ve diğer dört sanığa yönelik soruşturma sürecinin başlamasına temel teşkil eden şikayet 2013 yılına dayanıyor. O tarihte Norveç’te ikamet eden Mustafa B. ve Fehmi B.‘nin Oslo’daki Türk Büyükelçiliği’ne giderek, Norveç Yabancılar Dairesi‘nin haklarında Türkiye’de inceleme yaptırdığı ve incelemeler sonucu elde ettiği bilgiler nedeniyle de Norveç’teki ikametlerinin sona erdirileceğini beyan edip, şikayette bulunduğu bildiriliyor. İddianamede ayrıca Mustafa B. ve Fehmi B.‘nin haklarında tutulmuş iki adet avukat raporunu Türk makamlarına ilettikleri kaydediliyor.
İddianamede yer verilen söz konusu avukat raporlarında, Norveç makamlarının Mustafa B.‘nin sahte evlilik yoluyla ülkede kalmaya çalıştığından şüphelendiği, bu nedenle yaptırdığı incelemelerde söz konusu şahsın Türkiye’ye gittiğinde boşandığı eşiyle kayınpederinin evinde kaldığına dikkat çekiliyor. Raporda söz konusu kişinin boşanmasına rağmen evliliğinin fiili olarak sürdüğü tespitinde bulunuluyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mustafa B. ve ailesi hakkında Türkiye’de inceleme yapılarak tutulan söz konusu raporu hazırlayan avukatın, belgedeki isim karartılmış olmasına rağmen, Perşembe günü yargılanacak avukat Yılmaz S. olduğunu ileri sürüyor.
Çeşitli büyükelçilikler için hazırlanmış 2 bin 329 rapor
İddianamede, Yılmaz S.’nin gözaltına alınmasından sonra ofisinde yapılan aramada çeşitli büyükelçiliklere hitaben yazılmış, silinen bazı raporların geri döndürülmesiyle beraber toplam 2 bin 329 belgeye ulaşıldığı kaydediliyor. Bunlardan 914 raporun Almanya, 57’sinin Holanda, 18’inin İsveç, 92’sinin de Norveç Büyükelçiliği’ne hitaben düzenlendiği ileri sürülüyor. Bin 248 raporun ise silinenlerden kurtarılan, ancak başlığı belirlenemeyen rapor olduğu bilgisine yer veriliyor.
Ayrıca gözaltına alındığı sırada Yılmaz S.’nin yanındaki çantasında pek çok evrak, üç adet flaş bellek ve zarflar bulunduğu, bunların da 68 kişi hakkında hazırlanan 48 rapor olduğu belirtiliyor. Savcılık, söz konusu raporların yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına ait kişisel, ailevi bilgiler ile nüfus, tapu gibi veriler, haklarında soruşturma veya kovuşturma olup olmadığına dair bilgiler içerdiğini kaydediyor. Bunun yanı sıra söz konusu şahısların çoğu hakkında "FETÖ/PDY" veya "PKK/KCK" üyeliği gerekçesiyle soruşturma veya kovuşturma yürütüldüğünün tespit edildiği bilgisine işaret ediliyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı ise DW Türkçe’nin sorusuna verdiği cevapta, avukat Yılmaz S.‘nin gözaltına alındığı sırada üzerinde 59 dokümanın bulunduğunu ve bunlara el konulduğunu bildirip, belgelerin iadesini talep ediyor.
Büyükelçiliklerden bilgi alınmadı
Yılmaz S. ise ifadesinde, bilgi toplamadığını, söz konusu kişisel verilerin kendisine birlikte çalıştığı büyükelçilikler tarafından teyit amaçlı aktarıldığını belirtiyor. Çalışmalarını tamemen açık kaynaklardan ve avukatlık faaliyetleri kapsamında, Cenevre Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği kararları çerçevesinde yürüttüğünü vurgulayan Yılmaz S. ayrıca, Cenevre Sözleşmesi gereğince mülteci statüsündeki kişilerle ilgili gizlilik kuralı olduğunu hatırlatıyor.
Avukat, beyanlarının doğruluğunun ortaya çıkması için çalıştığı büyükelçiliklerden bilgi alınmasını talep ediyor. Ayrıca Yılmaz S., davaya temel teşkil eden şikayette bulunan Mustafa B. ve Fehmi B.‘yi tanımadığını, haklarında rapor tutmadığını, bu hususun Norveç Büyükelçiliği’ne sorularak ortaya çıkarılabileceğini de belirtiyor.
Avukat Yılmaz S.’nin tutuklanmasıyla Avrupa ülkelerinde siyasi sığınma talebinde bulunan çok sayıda Türk vatandaşına ait dosyanın Türk makamlarının eline geçtiği ileri sürülüyor. Yılmaz S.’nin aylar süren takipten sonra yakalanmasıyla Almanya’da siyasi sığınma talebinde bulunan, aralarında HDP eski milletvekili Leyla Birlik'in de olduğu çok sayıda Türk vatandaşına ait dosyanın Türk makamlarının eline geçtiği iddia edilmiş, Alman güvenlik birimleri söz konusu kişileri uyarmıştı.
Elmas Topcu
© Deutsche Welle Türkçe