Cannes’da film şöleni

Bu yıl festivali açma onuru İranlı yönetmen Asger Ferhadi'ye verildi. İki Oscar ödüllü yönetmenin İspanyol, İtalyan, Fransız ortak yapımı Herkes Biliyor (Everybody Knows) adlı filminde iki tanınmış yıldız yer alıyor. Gerilim tarzı filmde Penélope Cruz ile Javier Bardem başrolleri paylaşıyor. Festivalde bu filmle birlikte 21 yapım Altın Palmiye için yarışıyor.

Festival’de ABD’li yönetmen Spike Lee yeni filmi "BlacKkKlansman" ile temsil ediliyor. Şimdiye kadar ırkçılık konusunu sıkça işlemiş olan Lee, "BlacKkKlansman" filminde bir Ku Klux Klan örgütüne gizlice sızan polisin hikayesini anlatıyor. Bu yıl Spike Lee dışında ABD’yi sadece yönetmen David Robert Mitchell temsil ediyor.

Fransız sineması, festivalin ev sahibi olmasını iyi bir şekilde değerlendiriyor. Bu yıl festivale beş Fransız filmi katılıyor. 87 yaşındaki eski tüfek Jean-Luc Godard‘ın öykü filmi "The Image Book"dan, yönetmen Christophe Honoré’nin "Sorry Angel" (fotoğraf) filmine kadar sinemanın beşiği Fransa bu yıl yine en fazla filmle temsil edilen ülke konumunda.

Cannes'da bu yıl ülkelerinde ev hapsinde tutulan iki yönetmenin filmleri de Altan Palmiye için yarışıyor. İranlı yönetmen Jafar Panahi “Three Faces” ve Rus yönetmen Kirill Serebnnikov da "Leto" adlı filmleriyle yarışmak üzere başvurdu. Yönetmenlerin festivale gelebilmesi ise beklenmiyor.

Eskiden büyük yönetmenlerin sanatsal filmlerine sahne olan Cannes’da bu yıl bu tür filmler arka plana düşecek gibi görünüyor. Ancak sinema dünyası elbette ünlü yönetmenlerin, örneğin Türk yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı , (The Wild Pear Tree) filmini merakla beklemeye devam ediyor.

19 Mayıs’ta kimin Altın Palmiye’yi alacağına karar verecekler arasında ünlü Avustralyalı oyuncu Cate Blanchett de bulunuyor. Blanchett’in başkanlığını yaptığı jüride Fransa‘dan Léa Seydoux, ABD‘den Kristen Stewart gibi oyuncular ile Rusya’dan Andrei Swjaginzew, Kanada’dan Denis Villeneuve gibi yönetmenler de yer alıyor.

Danimarkalı Lars von Trier’in festivalde bir kez daha boy göstereceğine ihtimal verilmiyordu. Zira 2011’deki basın toplantısında Adolf Hitler’e sempati duyduğunu ima etmiş olması skandala yol açmış ve festival dışı bırakılmıştı. Trier‘in şimdi yeni filmi "The House That Jack Built"in gösterimine izin çıktı.

Cannes’da Alman yönetmen bulmak zor iş haline geldi. Yine de ana kategori dışında yarışan bazı filmler yok değil. Wim Wenders, "Papst Franziskus - ein Mann seines Wortes" adlı belgeselini gösteriyor. Film Katolik Kilisesi lideri Papa Françesko ile yakın işbirliği içinde gerçekleşti.

Alman yönetmen Ulrich Köhler de "In My Room" filmiyle en azından festivalin saygın yan bölümüne adım atmayı başardı. Filmde Köhler, bir sabah kalktığında insanlığın yok olduğunu gören bir adamın yaşadığı orta yaş krizini konu ediyor.

Bir Alman daha festivalde yer alıyor. Margarethe von Trotta. Von Trotta, Felix Möller ile birlikte filmleştirdiği "Ingmar Bergman" adlı belgeseli festivalde tanıtıyor. Festival bundan 100 yıl önce doğmuş olan Bergman’ı 1997’de "Palmiyelerin Palmiyesi" ödülü ile ödüllendirmişti. Bu özel ödül "tüm zamanların en iyi yönetmenine" verilmişti.

Amerikalılar bu yılki festivalde büyük katılımla temsil edilmiyor ve sadece az sayıda Hollwood yıldızının etkinliğe katılması bekleniyor. Cannes’da yeni Yıldız Savaşları başyapıtı olan "A Star Wars Story"nin prömiyeri yapılacak. Filmde Han Solo’nun yaşadıkları anlatılıyor. Konusu ise 1977’deki ilk Yıldız Savaşları filmlerinin başlangıcındaki olaylara kadar uzanıyor.

Festival öncesi internet dizi ve film izleme platformu Netflix ile başgösteren anlaşmazlık gerginliğe yol açtı. Burada tartışma konusu olan, festival sonrası filmlerin nasıl gösterileceğiydi. Cannes yönetimi filmlerin Fransa’daki bir sinemada gösterilmesini isterken, Netflix kendi aboneleri için özel sunum hakkında ısrar etti. Görüş ayrılığı sonuçsuz kaldı, Neflix festivale katılmadı.