Can Dündar'dan Erdoğan’a yanıt
28 Eylül 2018Almanya’da yaşayan gazeteci Can Dündar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlediği ortak basın toplantısında kendisine yönelik ithamlarda bulunması üzerine Erdoğan’a yanıt verdi. Berlin’den yayın yapan özgürüz.org’un Eş Yayın Yönetmeni Can Dündar, Cuma günü Berlin’de güvenlik önlemleri altında düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan’ın kendisini “ajanlıkla” itham ettiğini hatırlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanının “yalan söylediğini” dile getirdi.
“Ben ajan değilim, gazeteciyim. Ben bir haber yaptım ve yaptığım haber yüzünden yargılandım ve yargılanmaya devam ediyorum” diyen Can Dündar, “Erdoğan benim gazeteci değil, ajan olduğumu kanıtlarsa mesleği bırakmaya hazırım” şeklinde konuştu. “Muhaliflerini ajanlıkla ve teröristlikle suçlamanın bütün otokrat liderlerin klasik bir yöntemi” olduğunu söyleyen Can Dündar, Erdoğan’ın da bu yöntemi kullandığını savundu. Dündar, “hakkımda verilmiş, kesinleşmiş bir karar yok, ülkemden kaçmadım ve devlet sırlarını ifşa etmedim, çünkü bunlar sır değildi” şeklinde konuştu.
Erdoğan Dündar’ın iadesini talep etmişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Merkel ile Başbakanlık Binası’nda düzenlenen ortak basın toplantısında “Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini biliyorsunuzdur. Beş yıl 10 aya mahkum olan bir kişi kaçarak Almanya’ya gelmiştir” demişti. Erdoğan, “Bizim böyle bir suçluyu iadesini istemek en doğal hakkımızdır” şeklinde konuşmuştu.
Gazeteci Can Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’dan kendisinin iadesini talep etmesini de “çok ciddiye almadığını” söyledi. Gazeteci Deniz Yücel Türkiye’de cezaevinde tutulduğu zaman Erdoğan’ın “Ben bu makamda olduğum sürece asla iade edilmeyecek” dediğini hatırlatan Dündar, sonra Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını belirtti. Can Dündar, “Erdoğan’ın bu tür zikzaklarına alışkınız” dedi.
Neden basın toplantısına katılmadı?
Özgürüz.org Eş Yayın Yönetmeni Can Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Merkel’in ortak basın toplantısına neden katılmadığına ilişkin açıklamalarda da bulundu. Kendisinin basın toplantısına katılması halinde Erdoğan’ın toplantıyı “boykot edeceğini” öğrendiğini belirten Can Dündar, bu bilgiyi “Alman makamlarının” teyit ettiğini aktardı. Bunun üzerine “basın toplantısına gitmemeye karar verdiğini” söyleyen Dündar, bunun nedenlerini “birincisi bir gazeteci olarak haber olmak istemedim. İkincisi diplomatik bir skandalın parçası olmak istemedim. Üçüncüsü orada yaşanabilecek tatsızlıklara taraf olmak istemedim” sözleriyle açıkladı.
Türk-Alman ilişkileri
Can Dündar, basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısında Türk-Alman ilişkilerine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. “Türkiye ile Almanya’nın ilişkilerinin iyileşmesinden yana” olduğunu vurgulayan Dündar, gerginliğin sona ermesinin “Türkiye toplumu” için olumlu olacağını söyledi. Ancak bunun bir koşulu olduğunun altını çizen Can Dündar, “Almanya demokratik bir Türkiye ile demokratik kuralların işlediği, hukukun üstünlüğünün olduğu, basın özgürlüğünün olduğu bir Türkiye ile eşit düzeyde müzakere edebilir” dedi. Dündar, “hukukun üstünlüğü olmazsa bundan Alman yatırımcıların da zarar göreceğini” kaydetti.
“Türkiye’de hapishanede gazeteciler, politikacılar varken, büyük bir baskı rejimi oluşmuşken ve Alman kamuoyunda bu konuda müthiş bir tepki gelişmişken Alman hükümetinin Türkiye’ye yardım edebileceğini” düşünmediğini belirten Can Dündar, “hiçbir ülke dışarıdan bir gücün baskısıyla değişmez, Türkiye’deki baskı rejimini Türkiye halkı değiştirecektir” şeklinde konuştu. Dündar, “Alman dostlarımızdan bizimle dayanışma içinde olmasını bekleyebiliriz” dedi.
“Pişman değilim”
Türkiye’de 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra Türkiye’ye dönmeyen ve Almanya’da yaşayan Can Dündar, “yaptığınız haberden pişman mısınız?” şeklindeki soruya “hiçbir pişmanlık duymuyorum” sözleriyle yanıt verdi. “Türkiye’de gazeteci olmaya karar verdiğiniz zaman, muhalif bir gazetede çalışmaya karar verdiğiniz zaman başınıza neler geleceğini baştan bilirsiniz” diyen Can Dündar, “Türkiye’de gazeteciler kalemleriyle kendi mezarlarını kazarlar. Bazı ülkelerde gerçeği söylemenin çok ağır bedelleri var. Biz hapisteki arkadaşlarımla, işsiz kalan arkadaşlarımla bu bedeli ödüyoruz şu anda” şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Türkiye’deki meslektaşlarından gelen eleştirileri de değerlendiren Can Dündar, “ne kadarına meslektaşım diyebilirim bilmiyorum. Çünkü bir kısmı gerçekten bana saldırarak iktidarın gözünde prim yapmaya çalışan gazeteciler. Ne yazık ki baskı dönemleri birçoğumuz test vazifesi görüyor, kimin hangi safta mücadele verdiğinin veya teslim olduğunun anlaşıldığı zamanlar” dedi.
Jülide Danışman / Berlin
© Deutsche Welle Türkçe