Can Dündar: Bu hafta çok ciddi pazarlıklara gebe
31 Mayıs 2021MİT TIR'larıyla Suriye'deki cihatçılara silah taşındığına ilişkin Cumhuriyet Gazetesi'nde 2015 yılında yayınlanan haber nedeniyle 35 yıl hapis cezasına çarptırılan gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar, suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker'in Suriye'ye silah sevkiyatı açıklamalarını DW Türkçe'ye değerlendirdi. Peker'in sekizinci videosunda hedefin Saray olduğuna işaret eden Can Dündar'a göre, bu hafta çok ciddi pazarlıklara gebe.
- DW Türkçe: MİT TIR'ları konusunda suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker tarafından teyit edilmek nasıl bir his?
Can Dündar: MİT TIR'ları konusunda yaptığımız yayının, bugün bir organize suç örgütü lideri tarafından doğrulanıyor olması bazılarını güldürüyor. 'Bak sana inanmadılar ama Sedat Peker'e inandılar' diye. Elbette öyle olacaktı, bu beni şaşırtmıyor. Tersine, doğrulandığı için seviniyorum. Yani şöyle düşünün, birinin bir hırsızlık olayını haberleştirmesi ayrı bir şey, hırsızın çıkıp 'ben yaptım, bu hırsızlık eylemini' demesi apayrı bir şey. Burada böyle bir durum var. Dolayısıyla en önemli tanıklardan biri ciddi bir itirafta bulundu. Şimdi arkasının çorap söküğü gibi gelmesi lazım, normal demokratik bir ülkede.
- Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak Suriye'deki radikal İslamcılara silah sevkiyatını haberleştirirken konuyu kapsamlı bir şekilde incelemiştiniz. Sedat Peker'in açıklamalarında sizi şaşırtan bir nokta oldu mu?
Son videoda beni şaşırtan, olayın Saray'a uzanan bağlantılarını ortaya koyması oldu. Birçok ayrıntı belki biliniyordu daha önceden ya da tahmin ediliyordu. Ancak hiç kimse bunun Erdoğan'a uzanan bağlantılarının üzerine gitmeye cesaret edemiyordu. Bu konuda belge bulamıyordu, isim veremiyordu. Halbuki Peker doğrudan ilgili isimleri vererek ve para kaynaklarının nereye yöneldiğini açıkca isim vererek Saray'ı işaret eti. Bu son derece önemli bir gelişme. Dolayısıyla önümüzdeki videoda herkesin merakla beklediği bu dosyayı açacak belli ki.
- Peker'in açıklamalarının Türkiye'nin uluslararası alandaki konumuna nasıl bir etkisi olabileceğini düşünüyorsunuz?
Peker ısrarla uluslararası hukuk kitapları okuduğundan bahsediyor. Açıkladığı dosyaların Erdoğan'ın başta olmak üzere Türkiye'nin başına uluslararası dertler açacağını ögörmemesine imkanı yok. Dolayısıyla bir anlamda bunun işaretini veriyor, 'bakın hem siz bu dönem uluslararası silah kaçakcılığına imza atan görevliler hem de genelde o görevliler nedeniyle Türkiye çok zor durumda kalırsınız' mesajı vermeye çalışıyor. O yüzden buradan çıkacak bilgilerin çok ciddi uluslararası alanda sonuçları olacaktır, diye tahmin ediyorum.
- Peker, bir sonraki videosunda Erdoğan ile helalleşeceğini söyledi. Dokuzuncu videodan beklentileriniz neler, Peker'den ne gibi açıklamalar gelebilir?
Dokuzuncu videoda 'Tayyip abi seninle helalleşeceğiz' mesajı Saray'da alınmıştır diye tahmin ediyorum. Dikkat ettiyseniz, Erdoğan son derece dikkatliydi Peker'i doğrudan hedef alan bir konuşma yapmama konusunda. Hem de sabırlıydı. Sadece İçişleri Bakanı'na sahip çıkmakla yetindi ama Peker'in kendisi için ne diyeceğinin son derece önemli olduğunu o da farketti zannediyorum. O yüzden bu mesajın alındığını, değerlendirildiğini ve bu haftanın çok ciddi pazarlıklara gebe olduğunu düşünüyorum. Eğer Peker bunları bir şey karşılığında, yani ülkeye dönme garantisi, eski pozisyonuna dönmesi, en yakın rakibiyle belki hesaplaşılması gibi konularda bir pazarlık masasına oturuyorsa bunun sonucunu Pazar günkü videoda göreceğiz.
- Sedat Peker'in bu iddialarının ardından aldığınız hapis cezalarına karşın hukuki bir girişimde bulunacak mısınız?
Davamıza yönelik etkisini henüz kestiremiyorum. Normal koşullarda henüz bizim mahkumiyet kararımız kesinleşmedi. Şu an Yargıtay'da. MİT TIR'ları denilen davadan 27,5 yıllık bir hapis cezası vermişti mahkeme. Bunu Yargıtay'a götürdük. Yargıtay değerlendirecek. Sonrasında bu veriler ışığında yeniden yargılama talebi elbette gündeme gelebilir. Ancak şu anda hukuktan ciddi bir şey beklememek gerektiğini, bütün bu iddialara rağmen harekete geçmeyen savcılıklar nedeniyle biliyoruz. Ama şunu söylemek isterim, bütün bunların, bu konuşulanların, bu yapılanların mutlaka hukuki ağır sonuçları olacaktır. Ve çok yakında göreceksiniz, hukuk belki bunun yolunu açmayacak ama, siyasetin açtığı yolun ardından hukuki soruşturnmalar gelecek ve Türkiye mazisindeki bu kara lekeyi temizleyecektir. Ve biz bütün bu konuştuğmuz konuların mahkeme önünde, yargılamada nasıl savunulduğunu nasıl iddia makamı tarafından dile getirildiğini ve nasıl cezalandırıldığını hep beraber yaşayarak göreceğiz."
© Deutsche Welle Türkçe