1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

120810 Bulgarien Nahostgespräche

13 Ağustos 2010

İsrail ve Filistin yetkilileri, henüz doğrudan görüşmeler konusunda uzlaşı sağlamadı. Ancak İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, olası görüşmelere ev sahipliği yapması için Bulgaristan’a sıcak baktığını açıkladı.

https://p.dw.com/p/OmYI
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres (solda) ve Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi PırvanovFotoğraf: AP

Önce Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos’ta yaşanan gerginlik, ardından Mavi Marmara adlı Gazze yardım gemisine düzenlenen saldırı… Tüm bu olaylar, son bir kaç aydır Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açtı.

Yaşanan gerginlik Türkiye arabuluculuğunda yürütülen İsrail-Suriye görüşmelerini sekteye uğratırken, Türkiye’nin İsrail-Filistin arasındaki olası doğrudan görüşmelere arabuluculuk yapma şansını da azaltmış görünüyor. Alman “Frankfurter Allgemeine” gazetesi, “Bulgaristan, Türkiye’nin İsrail-Filistin çatışmasındaki arabuluculuk rolünü üstlenebilir” satırlarına yer verdi.


İki liderden arka arkaya ziyaret

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’yı ziyaret eden Peres, İsrail ile Filistin arasında yapılması muhtemel bir görüşmeye Bulgaristan'ın ev sahipliği yapması önerisine sıcak baktığını açıkladı. Peres, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “henüz kararlaştırılmış bir yer“ bulunmadığını dile getirdi ancak Bulgaristan konusunda yeşil ışık yaktı.

Filistin lideri Mahmud Abbas da bir kaç hafta önce Sofya’nın konuğuydu. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Pırvanov, kısa aralıklarla gerçekleşen bu iki ziyaretin Bulgaristan'ın her iki ülkede de dostlarının bulunduğunun bir kanıtı olduğunu söyledi.

Eski Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü Dönem Başkanı Bulgaristan eski Dışişleri Bakanı Solomon Passy, “Sofya’da iki devlet başkanıyla da görüştüm. Abbas’la buluşmamda, bir mesajı da iletme şansı buldum. İsrailli dostlarımızın Filistinli dostlarımıza mesajını. Mesaj şöyleydi: Gelin doğrudan görüşelim!“ değerlendirmesinde bulundu.

Peki, neden Bulgaristan?

Solomon Passy, gelişmelerin arka planıyla ilgili şöyle bir açıklama yapıyor: “Bulgaristan içten bir ev sahibi. Barış süreci Norveç'in Oslo kentinde yani kuzeyde başladı. Bulgaristan bu örneğin ardından, iyi bir ev sahibi olabilir ve ayrıca ülke Ortadoğu’dan da çok uzakta değil. Biz bu konuda, elverişli koşullara sahibiz. Bulgaristan, İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudileri kurtarmıştı. İsrail de bu gerçeği her zaman şükran duygusuyla yâd etti. Komünist zamanlarda da Bulgaristan Filistin ile çok iyi ilişkiler kurmuştu. Binlerce Filistinli Bulgaristan’da okudu. Örneğin Mahmud Abbas’ın bir kurul üyesi, Çalışma Bakanı, benim eski bir okul arkadaşımdır. Hâlâ çok akıcı bir şekilde Bulgarca konuşur.“

Şimon Peres de İkinci Dünya Savaşı sırasında, Bulgar halkının Yahudileri kurtarmasına defalarca övgüde bulunmuştu. Bu gerçek her zaman, hatta Soğuk Savaş döneminde de karşılıklı iyi ilişkilerin sürmesini sağladı. 1940’lı yılların sonunda Bulgaristan’dan İsrail’e göç eden binlerce Yahudi de geldikleri ülkeye karşı bu iyi ilişkilere her zaman özen gösterdi. Bunun etkileri kısmen İsrail’in siyasi pozisyonunda da görülüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Alexander Andreev / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Nihat Halıcı