"Putin'den anayasaya retro makyajı"
3 Temmuz 2020
Rusya'da oy kullananların yüzde 77,9'luk oyla kabul ettiği anayasa değişikliği referandumu, Devlet Başkanı Putin'in 2036'ya kadar görevde kalmasına imkan tanıyor. Konuyu değerlendiren Badisches Tagblatt gazetesi, Putin'in eski gücünde olmadığını ve Rus halkının daha uzun süre sessiz kalmayacağını öne sürüyor:
"Putin, Kırım'ın ilhakı gibi dış politika başarıları ile artık Rus halkını ikna edemiyor. Ekonominin durumu kötü ve koronavirüs salgını moralleri bozuyor. Putin çok şey vadettii, ancak azını yerine getirdi. Bu yüzden birlikteliği güçlendirmek için geçmişe bakılıyor. Sovyetler Birliği'nin İkinci Dünya Savaşı'ndaki rolünün hatırasını da yücelten Rusya anayasasındaki değişiklik; Putin'in bu anayasaya yaptığı bir retro makyajı. Tüm bunlar Rusların çoğunluğu tarafından kaderci bir anlayışla kabul edildiği görülen rahatsız edici gelişmeler. Ülkede muhalefet var ancak 20 yıllık Putin iktidarının ardından öylesine güç kaybetti ki, sürekli bölünüyor ve etkisi zayıflamış görünüyor. Kısacası Putin‘in iktidarı şimdilik sağlamlaşmış gibi görünse de bu, iktidarı her yönden güvence altına alma çabalarına rağmen böyle kalacak anlamına gelmiyor. Başkan halkın dikkatini sürekli daha fazla dağıtmak zorunda. Rusların tüm sabrına rağmen Putin'in bu oyalama şovları, halkı sakin tutmak için bir zaman sonra yeterli olmayacak."
Rusya'daki referandumu yorumlayan Nordwest Zeitung ise Batı'nın daha uzun yıllar Putin'le muhatap olacağını ve Devlet Başkanı Putin'in en az 83 yaşına bu görevde kalacağını ifade ediyor:
"Demokrasi Rusya'da hala emekleme dönemini yaşıyor. Sivil toplum diye bir şey yok. Bu sebepten dolayı Putin ve onun iktidar çarkı için işleri yoluna koymak çok kolay. Şimdi antidemokratik reformların demokratik bir şekilde meşrulaştığını da söyleyebilecekler. Rusya otoriter ve milliyetçi çizgisini sürdürmeye devam edecek. Putin 2036 yılına dek devlet başkanlığı görevinde kalma şansına sahip ve kalacak. 83 yaşına gelmiş olacak 2036'da. Yani Batı, Rus liderle muhatap olmaya devam edeceğini bilmeli."
Koronavirüs salgınının ABD'ye olan ağır etkisini değerlendiren Badische Neueste Nachrichten, ülke ekonomisi için salgına karşı alınan tedbirlerden vazgeçilmesinin, durumu daha da kötüye götürdüğünü savunuyor:
"Normal zamanlarda büyük bir coşku anlamına gelen '4 Temmuz' (ABD'nin bağımsızlık günü), bu kez yoğun bir huzursuzluğun gölgesinde kalıyor. Ülke koronavirüs salgınını kontrol altına alabilmiş değil. Hatta bunun da ötesinde, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti virüse karşı savaşı kaybettiğini sessiz sedasız kabul etmiş gibi bir durum var ortada. Şu sıralar her gün 50 bine yakın yeni vaka tespit ediliyor. Bu rakam, salgının zirve yaptığının düşünüldüğü geçen nisan ayındaki rakamlardan daha yüksek. Yaşanan bu durum, Başkan Donald Trump'ın dile getirdiği gibi sadece testlerin yaygınlaştırılmış olması ile açıklanamaz. Birçok bölgede normal hayata acele ile dönüş ve ekonomi çarklarının yine gereğinden çabuk döndürülmeye başlanmasının faturası ağır oluyor. Bu yüzden salgını ilkbaharda nispeten iyi atlatan eyaletlerde vaka sayıları artıyor."
Koronavirüs salgınının ABD'deki durumu üzerinden Başkan Trump'ı eleştiren Allgemeine Zeitung, Başkan'ın önümüzdeki seçimde en büyük rakibinin yine kendi olduğunu belirtiyor:
"Amerikan endüstrisindeki olumlu havanın da gösterdiği gibi, salgına karşı alınan tedbirlerin kısa süre içinde gevşetilmesi ülke ekonomisine yaradı. Ancak bunun faturası ağır oluyor. ABD, geçen mayıs ayındaki hafif rahatlamanın ardından şu anda yine salgının merkezlerinden biri konumunda. Oysa Avrupa ve Asya'da pandemi belli bir istikrar içinde seyrediyor. Pek çok ABD eyaletinde tedbirleri gevşetme kararından zorunlu olarak dönülmeye başlandı. Muhalefetteki Demokratlar, kurmak istedikleri partiler üstü bir komisyon ile ABD hükümetinin politikalarını araştırmak ve Trump'ı baskı altına almak istiyor. Ancak Başkan bunlara hiç aldırış etmeksizin, binlerce hayranı ile ulusal bağımsızlık bayramını kutlamanın peşinde. Trump'ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmak için girdiği yarışta en tehlikeli rakibi yine kendi."
dpa / ET,HS
© Deutsche Welle Türkçe