Boğaziçi'nde atanmış rektör krizi sürüyor
23 Ağustos 202120 Ağustos Cuma gecesi Boğaziçi Üniversitesi'ne yine bir Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile rektör atandı. 230 günden fazla süredir devam eden protestolarda, akademisyenlerin sırtlarını döndüğü rektörlük koltuğunda bu sefer Prof. Dr. Naci İnci oturdu.
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs'te bir araya gelen üniversitenin akademisyenleri, öğrencileri ve mezunları, yaptıkları basın açıklamalarında “Üniversite rektörlerinin tek bir kişinin ağzından çıkan kararlarla atanmasını kabul etmediklerini” yineledi, “tepkilerinin şahıslara değil, atama sisteminin kendisine yönelik olduğunu” ifade etti.
Akşam saatlerinde öğrenciler Güney Kampüs meydanından kapıya yürüyerek burada basın açıklaması yapmak istedi. Ancak polis, bir ay süreyle gösteri ve eylem yasağı getirildiğini ifade ederek öğrencilerin kampüs içinden dışarı çıkmasına izin vermedi. Bir süre kapının ardından slogan atan öğrenciler, daha sonra Bebek kapıya gelerek burada basın açıklaması yaptı.
AKP Sarıyer ilçe binası önünde rektör atamasını protesto etmek isteyen sekiz öğrenci ise gözaltına alındı.
Önceki rektör Prof. Dr. Melih Bulu'nun tartışmalar ve protestolar sonrasında görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, rektör adaylığını açıklayan tüm akademisyenler için güven oylaması gerçekleştirmiş, oylamada katılımcıların yüzde 95'i Prof. Dr. Naci İnci’nin adaylığını kabul etmediğini ifade etmişti. Buna rağmen İnci’nin rektör olarak atanması bir yana, güven oyu alan 17 akademisyenin mülakata bile çağrılmaması tepkiye yol açtı.
“Bundan sonra da görüşlerimizi savunmaya devam edeceğiz”
Protestolar sırasında DW Türkçe'ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Selcan Kaynak, Boğaziçi Üniversitesi Seçiyor Komisyonu'nun adayları liyakata ve deneyime göre değerlendirdiğini aktarırken, “Bunlardan birinin atanmaması bizim için epey moral bozucu oldu ama biz bundan sonra da görüşlerimizi savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri Can Candan ve Feyzi Erçin'in görevlerine son verilmesi kararında da imzası bulunan Naci İnci’nin rektör danışmanlığı ve vekilliği yaptığı dönemlerde aldığı kararlar, üniversite bileşenlerinin bundan sonrası için de endişe duymasına sebep oluyor.
“Güven ve özgürlük ortamımızı tamamen ortadan kaldıracağı çok açık”
“Zaten bir çok öğrenci soruşturmasının altında kendisinin imzası var” diyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Simge İngün, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada “Naci İnci’nin vaatleri içinde öğrencilerin davranışlarının uygun hale getirilmesi gibi bir madde var. Bu maddenin ne anlama geldiğini zaten hepimiz biliyoruz” diyor.
DW Türkçe'nin konuştuğu bir diğer Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olan Yusuf Camci ise endişelerini şu sözlerle dile getiriyor:
"Naci İnci’nin kampüs içinde kendi imkanlarımızda oluşturduğumuz güven ve özgürlük ortamımızı tamamen ortadan kaldıracağı çok açık ama biz onunla da mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“Burada bir yanlışlık değil, art ve kötü niyet olduğunu düşünüyorum”
Peki, bunca protestoya rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite bileşenlerinin taleplerine kulak vermektense yine aynı yöntemi uygulaması, üniversite bileşenlerinde nasıl yankı buluyor?
Konuyu DW Türkçe'ye değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Akan, "Ben burada bir yanlışlık değil, art ve kötü niyet olduğunu düşünüyorum. Rektör atamasındaki bu ısrar, üniversite içindeki kutuplaşmayı artırmayı hedefliyor” diyor.
“Hiçbir üniversiteye bunların yapılmaması lazım” ifadeleriyle tepkisini gösteren Akan, "Biz burada direnmeye devam edeceğiz. Vazgeçemeyiz çünkü neden vazgeçelim, eğitimden mi vazgeçelim, araştırmadan mı vazgeçelim, gençleri bir yerden alıp bir yere koymaktan mı vazgeçelim? Ne yapmamızı istiyorsunuz?” sorusunu yöneltiyor.
Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, öncesinde olduğu gibi bundan sonra da protestolarına devam etmeyi planlıyor ve bu atamanın iptalini talep ediyor.
Fatima Çelik
© Deutsche Welle Türkçe