Bourne'un müthiş dönüşü
17 Ağustos 2012
“Batman The Dark Knight Risses – Batman Kara Şövalye Yükseliyor” un rekora koşması beklenirken, zirve tırmanışındaki yolunu “The Bourne Legacy”nin kesmesi sürpriz olarak niteleniyor. Zira bütçeleri karşılaştırıldığında “Batman”, “The Bourne Legacy” yi fersah fersah geride bırakan bir yapım.
“The Bourne Legacy”, Amerika'da vizyona girdiği hafta itibariyle 40.3 milyon dolarlık hasılatla zirveyi ele geçirirken, “Batman The Dark Knight Rises” 19.5 milyon dolarda kalarak 3. sıraya kadar gerilemiş durumda. Batman şua ana dek toplamda 390 milyon dolar hasılat elde etmiş durumda, ki bu filmden beklenen rekor rakamların hayli altında kalıyor. Eleştirmenlerin tahmini, henüz açılış haftasındayken 40 milyon barajını aşan “The Bourne Legacy” nin rekora koşacağı yönünde.
Bourne serisi neyi anlatıyor?
Sinema tutkunları Bourne serisine elbette aşinalar. Amerikalı yazar Robert Ludlum'un kitabından sinemaya uyarlanan filmde, A.B.D. gizli servisi içinde oluşturulan özel bir teşkilatın yetiştirdiği kusursuz denecek profesyonellikteki ajanlarından Jason Bourne' un nefes kesen macerası anlatılır. Bir görev esnasında hafızasını yitiren ajan Bourne, kendine geldiğinde kim olduğunu, sahip olduğu yeteneklerin kaynağını bilmez halde kimliğini keşfetmek için çırpınır. Doug Liman' ın yönetmenliğinde 2002' de çekilen “The Bourne – Identity – Geçmişi Olmayan Adam”, Paul Greengrass' ın yönetmenliğinde 2004'te çekilen “The Bourne Supremacy – Medusa Darbesi” ve yine Greengrass yönetmenliğinde 2007'de çekilen “The Bourne Ultimatum – Son Ültimatom” filmleriyle üçleme tamamlanmıştı.
Ünlü sinema eleştirmeni Peter Travers' in “her saniyesiyle soluk alan, eşsiz bir hikaye anlatımı” olarak tariflediği üçleme tamamlandığında herkesin merak ettiği soru, devamının çekilip çekilmeyeceğiydi. İşin aslı, kitabın orijinali son filmle birlikte tamamen anlatılarak nihayetlenmişti. Kült bir seriye dönüşen filmin hayranlarının yoğun baskısı sonuç getirdi ve Ludlum'un hikayesinin yayın haklarını satın alan yapımcı Frank Marshall, hikayenin devamının Eric Van Lustbader tarafından kaleme alınmasını sağladı. Yönetmen koltuğuna ise Tony Gilroy oturdu.
Travers'ın da son yazısında kaleme aldığı üzere, filmin görkemli başarısında en büyük pay sahiplerinden biri de, Jason Bourne karakterini oynayan Matt Damon idi. Performansıyla Bourne kişiliğini adeta eldiven gibi üzerine geçiren Damon' ın yeni Bourne filminde yer almaması, “The Bourne Legacy – Miras”ın en çok eleştirilen yönü oldu.
Jeremy Renner'in başrolde oynadığı yeni filmin bu kadar hasılat toplamasının dahi, Matt Damon'ın kazandırdığı etkiye dayandığını iddia eden Travers, “Damon olmaksızın, Bourne'u hissedebilmek imkansız” sözleriyle de bu eleştirisini keskinleştiriyor. Filmin başarılı bir macera filmi olduğunu, fakat kesinlikle bir ‘Bourne' filmi olmadığını söyleyen Travers her eleştiri makalesinde olduğu gibi yine tartışma yaratacağa benziyor.
Derleyen: Burak Acer
Editör: Ahmet Günaltay