1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gözaltına alınan 98 öğrenci serbest bırakıldı

2 Şubat 2021

Boğaziçi Üniversitesi’ne polis müdahalesi sonrası gözaltına alınan öğrencilerden 98’i ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Rektör danışmanı olarak görevlendirilen Aygören ise görevi kabul etmeyeceğini açıkladı.

https://p.dw.com/p/3ohMA
Türkei | Proteste an der Bogazici Universität in Istanbul
Fotoğraf: DHA

Melih Bulu’nun rektör atanmasının ardından başlayan eylemler nedeniyle polisin Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs'e girerek gözaltına aldığı 159 öğrenciden bazıları ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

İstanbul Valiliği öğrencilerden 98'inin İl Emniyet Müdürlüğü'nce ifadeleri alındıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla serbest bırakıldığını duyurdu.

Serbest kalan öğrenciler Boğaziçi Dayanışması Twitter hesabından bir video paylaştı:

Öğrenciler ne diyor?

Boğaziçi Dayanışması tarafından sabah saatlerinde de yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Üniversitemize atanan kayyum tarafından açık cezaevine dönüştürülen okuldan dışarı çıkmamıza polis tarafından izin verilmedi, okulun içine kapatıldık. Güney Meydan’da herhangi bir şiddet söz konusu olmadan, barışçıl şekilde devam ettirdiğimiz eylemlerimize kayyumun okula soktuğu yüzlerce polis tarafından müdahale edildi, 51 arkadaşımız mukavemet göstermemelerine rağmen şiddete maruz bırakılarak gözaltına alındı. Böylece okulumuzun içine yıllar sonra ilk kez polis girmiş oldu.

Üniversitemiz bu atamanın ilk gününden beri barikatlarla, TOMA’larla Akreplerle, uzun namlulu silahlarla abluka altında. Bir aydır üniversitenin bütün bileşenleri bu hukuksuzluğa ve polis şiddetine direniyor.

En başından beri taleplerimiz sadece üniversitemiz özelinde değil, bütün Türkiye’de eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite sistemine yönelik oldu. Tam da bu yüzden Türkiye’nin farklı yerlerinden atanmış kayyumlara ses çıkaran herkesle dayanışma içinde olabildik. 

Bütün saldırılara, hedef göstermelere, zora ve zorbalığa karşın hep aynı şeyi söyledik: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz! Üniversitemizin kapısına kelepçe vurulması, evlerimizin gece yarısı basılması, hukuksuz bir şekilde yapılan gözaltı ve tutuklamalar bizleri yıldırmadı ve yıldıramayacak. Asla boyun eğmeyeceğiz. Bizler, muktedirlerin hayalini dahi kuramayacakları haklı ve onurlu bir yerden sesleniyoruz. Bir kere daha taleplerimizi yineliyoruz:

  • Gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
  • Üniversitemizi abluka altına alan polis ordusu geri çekilmelidir.
  • Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyum rektörler derhal istifa etmelidir. 
  • Rektörlük seçimleri üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla yapılmalıdır."

Altun: LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü kapatıldı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise Boğaziçi Üniversitesi'nde dünkü gösterilerin Melih Bulu'nun LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübünün adaylık statüsünün kaldırması nedeniyle çıktığını iddia etti. Altun, "Kutsal değerlerimizi ayaklar altına almaya çalışanlara karşı üniversite yönetimi meşru bir tasarrufta bulunmuştur" dedi.

Bu açıklamaya Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlilerinden tepki geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Ayfer Bartu Candan, "Bu kararı sizden duyduğumuza göre öğrenciler bunun için harekete geçmiş olamazlar düpedüz yalan söylüyorsunuz! Üstelik yazıya bakılırsa atanan beyefendi kampüste sergiyi kimin düzenlediğini de anlamamış demek ki!" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Cem Say da, "Bu kararı bu tweete dek üniversitede kimsenin bilmediğini, o yüzden de zaman makinesi icat edilmediyse saatler önce yaşanan şeylerin sebebinin bu karar olamayacağını düşünüyorum. Hatta bu kararın gerçek olduğundan da kuşkuluyum, çünkü o sergiyi düzenleyen o kulüp değil" dedi.

"Boğaziçi’ni küçük Türkiye yaptığımızda hepimiz kaybederiz"

Boğaziçi Üniversitesi'nde Melih Bulu'nun rektör danışmanı olarak görevlendirdiği Oğuzhan Aygören, görevlendirmeden haberi olmadığını ve görevi kabul etmeyeceğini açıkladı. 

DEVA Partisi kurucularından olan Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü öğretim üyelesi Aygören konuyla ilgili Twitter hesabından geniş bir açıklama yaptı. 

"Boğaziçi, bu ülkenin en değerli beyinlerini yetiştirme sorumluluğu ile sıradanlaşmayı haketmeyen çok özel bir yerdir" diyen Kumbaroğlu, "Gülse Birsel’in 2017 mezuniyet konuşmasında söylediği gibi bizim Türkiye’yi koskoca bir Boğaziçi yapmaya ihtiyacımız var. Ancak Boğaziçi’ni küçük Türkiye yaptığımızda ne yazık ki hepimiz kaybederiz. Ayrıştırıcı ve hedef gösterici mesajlar, bugün üniversite ve çevresinde polis baskısıyla gerçekleşen olaylar, öğrencilerimize güvenlik görevlilerinin müdahalesi kabul edilebilir değildir. Tüm bu sebeplerle, bu atamayı kabul etmemin mümkün olmadığını tüm kamuoyuyla paylaşmak isterim" dedi.

DW / EC,ET

©Deutsche Welle Türkçe