BM'den Yahudi soykırımı kararı
27 Ocak 2007BM Genel Kurulu'nda kabul edilen kararda, üye devletlerden Yahudi soykırımının tarihi bir olay olarak inkarını ve inkarına yönelik faaliyetleri koşulsuz bir şekilde reddetmeleri istendi. BM Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un kararın kabulünden memnuniyet duyduğu ve bu kararın uluslararası toplumun görüşünü yansıttığı kaydedildi. Açıklamada Genel Sekreter'in Yahudi soykırımı gibi tarihi gerçeklerin reddinin kabul edilemez düşüncesinde olduğu da vurgulandı.
27 Ocak Yahudi soykırım kurbanlarının anıldığı uluslararası gün olarak belirlendiği için bu günlerde BM'de konuyla ilgili çeşitli toplantılar düzenleniyor. Auschwitz Toplama Kampı’nın müttefiklerin eline geçmesinin yıldönümü, iki yıldır Uluslararası Yahudi Soykırımını Anma Günü olarak anılıyor. Geçen yıl gün dolayısı ile yapılan oturum, BM Genel Kurulu tarihindeki en duygusal oturumlardandı. Kürsüden konuşanlardan İsrail’in BM Temsilcisi Büyükelçi Dan Gillermann dünyanın soykırım konusunda alarma geçmesi gerektiği mesajını veriyordu. Dan Gillermann, “Yahudi soykırımını reddeden ve bir sonraki soykırımı hazırlayan bir rejimin bulunduğu bir dünyada yaşıyoruz” diyordu.
İran kastedildi
İsrail Büyükelçisi’nin kastettiği rejimin hangisi olduğu belliydi. Gillermann, kısa bir süre önce soykırımı “bir masal, efsane” olarak adlandıran İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a atıfta bulunuyordu.
Almanya karar metnini hazırlayan ülkelerden
Karar tasarısını ABD, Almanya’nın da aralarında bulunduğu 40’ı aşkın ülke ile birlikte Genel Kurul’a sundu. Tasarıda soykırımın inkarı kınanıyor. Metni hazırlayanlardan Almanya’nın BM Büyükelçisi Thomas Mattussek, “Anma Günü’nün önemli bir işlevi var. Yahudi soykırımı inkarını kınamak, aslında bir adım daha ileriye gitmek demek Tabi bu konuda gerçekçi olmak gerekiyor. Kararın, konuyla Ortadoğu sorunu gibi doğrudan ilgisi olmayan politik bir tartışmayı kışkırtıcı bir tarzda sunulmaması önemli” diye konuşmuştu. Bu nedenle karar metnin de herhangi bir ülke hedef alınmadı. Ancak herkes, tasarı ile İran'ın kastedildiğini biliyor.