BM'de Rusya-ABD çekişmesi
13 Mart 2012Toplantının açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Suriye konusunda ikiye bölünmüş olan Konsey üyelerini “tek sesle” konuşmaya ve bu ülkeyi “çok daha derin bir felaketin eşiğinden geri döndürmeye” çağırırken, çatışmanın tüm bölgeyi belirsizliğe soktuğunu ve Suriye’nin pek çok kentinde yaşayan vatandaşlara orantısız şiddet uygulanmasına yolaçtığını söyledi. Suriye karar tasarısı üzerinde çıkmaza giren Washington ve ABD, Suriye’de akan kanın bir an önce durdurulmasını isterken, buna varmak için farklı çözüm yolları önerdiler.
Rusya'nın önerisi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye hükümetinin ülkedeki şiddet konusunda “çok büyük bir sorumluluk taşıdığını” kabul etti, ancak aralarında El Kaide’nin de bulunduğu aşırı unsurlarla muhalefet savaşçılarının da şiddet ve terör eylemleri işlediğini söyledi.
Clinton: 'Tek sesle konuşmalıyız'
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton ise, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın “askerî mekanizması” tarafından “önceden azmederek işlenen” cinayetlerle, kuşatma altında “meşru savunmaya” itilen siviller arasında herhangi bir eşitlik kurmayı reddetti. Clinton, “BM Güvenlik Konseyi, hükümetlerin kendi halklarına karşı katliama giriştiği ve bu süreçte bölge barışı ve güvenliğini tehdit ettiği durumlarda sessiz kalamaz” dedi.
Şimdi aralarında daha önce Konsey çabalarını engellemiş olanlar da dahil tüm ülkeler için “Arap Birliği’nin ortaya koyduğu insanî ve siyasî yaklaşımın arkasında durma zamanının geldiğine” inandıklarını kaydeden Clinton, “uluslararası camia, hiçbir çekince koymaksızın masum Suriyeliler'in öldürülmesine son verilmesi ve siyasi geçişin başlaması gerektiğini tek bir sesle söylemelidir” dedi.
Kimin suçlanacağı tartışması
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise, “eğer öncelik şiddeti derhal sona erdirmek ve Suriye halkına insani yardım sağlamak ise, o zaman bu aşamada buna kimin nasıl başladığını konuşmak yerine, ateşkesi öncelik olarak elde etmemize imkan verecek gerçekçi ve uygulanabilir yaklaşımları ele almalıyız” şeklinde konuştu.
New York’taki toplantıya katılmadan önce Mısır’ın başkenti Kahire’ye uğrayarak Arap Birliği yetkilileri ile “gergin” bir görüşme yapan Lavrov, Suriye’den Pazar günü bir anlaşma sağlayamadan ayrılan Kofi Annan’ın misyonunu da, “hükümetle tüm muhalif siyasî gruplar arasında siyasî diyalog başlatmak” olarak tanımladı; ancak Arap Birliği’nin Suriye’de siyasî geçiş önerisine değinmedi.
Fransa'nın kırmızı çizgileri
Fransız Dışişleri Bakanı Alain Juppe ise, Fransa ve Çin’i, Konsey’in Suriye konusunda ortak bir adım atmasını engellemeye son vermeye çağırdı.
Juppe, Fransız gazetecilere yaptığı açıklamada da, Suriye’ye ilişkin herhangi bir BM kararında, Esad rejiminin ülkedeki şiddet konusunda suçlanması ve ateşkesin önce Suriye kuvvetleri tarafından yapılması şeklinde iki adet “kırmızı çizgileri” olduğunu bildirmişti. Rusya ise Suriye’de sadece Esad rejiminin suçlanmasına karşı çıkıyor ve tüm tarafların aynı anda silah bırakmasını istiyor.
Almanya: 'Suriye'ye borçluyuz'
Konsey’de bir konuşma yapan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, “Suriye halkına güçlü bir mesaj gönderme ve etkili biçimde harekete geçme borcumuz var” ifadesini kullandı. Suriye'de çok fazla zaman kaybedildiğini ve şiddetin daha da tırmanmasına mani olmaları gerektiğini vurgulana Westerwelle, üç öncelikleri bulunduğunu bildirdi ve bunları “şiddeti durdurmak, Suriye’ye derhal ve engelsiz insanî yardım götürmek ve Arap Birliği kararlarına dayalı ve Suriyeliler'in önderliğinde barışçı bir siyasî geçiş süreci oluşması” olarak nitelendirdi.
Çin'in tavrı
Çin Halk Cumhuriyeti ise toplantıya dışişleri bakanı göndermedi, ancak Çin’in BM Daimi Temsilcisi Li Baodong, ülkesinin Konsey’in Şam konusunda harekete geçmesine karşı olduğunu bildirdi. Baodong, “Çin, ülkelerin içişlerine insani yardım adı altında herhangi biçimde müdahale edilmesine karşıdır” dedi.
©Deutsche Welle Türkçe
Sema Emiroğlu / New York
Editör: Hülya Topçu