Biden’ın ilk 100 günü
29 Nisan 202120 Ocak'ta ABD başkanlığını Donald Trump'tan devralan Joe Biden, görevdeki ilk 100 gününü tamamladı.
Biden, ABD'nin eski başkanlarından Franklin Roosevelt’ten sonra "ülkede en köklü değişime imza atan başkan olma" iddiasıyla girdiği 3 Kasım 2020'deki başkanlık seçimini kazandı.
Roosevelt 1933’te, ABD’yi tarihinin en kötü ekonomik krizinin yaşandığı Büyük Buhran'dan çıkarma vaadiyle başkan seçilmişti. İlk üç ayının ardından yaptığı bir radyo konuşmasında kullandığı “başkanlığının ilk 100 günü” ifadesi ise Amerikan siyasi tarihine damgasını vurmuştu.
O günden bu yana, görevlerini yeni üstlenen başkanların, ilk 100 gününün bilançosunu çıkarmak, vaatlerini yerine getirmeye dönük icraatları ve performanslarını değerlendirmek, artık ABD’nin siyasi gelenekleri arasında yer alıyor.
30 Nisan Cuma günü, Joe Biden'ın ilk yüz günü tamamlanmış oluyor. Peki, ABD’nin yeni başkanı hangi vaatlerini yerine getirdi?
Trump’tan kutuplaşmış bir ABD devraldı
78 yaşındaki Biden, bugüne kadar ABD'nin başkanlığını üstlenen en yaşlı siyasetçi konumunda. Üstelik selefi Donald Trump'tan, siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın derinleştiği, Covid-19 salgını ve bunun ekonomide yol açtığı derin sarsıntıların yaşandığı bir ülkenin yönetimini devraldı.
Biden’ın, gazetecileri tersleyen tavrı ve her gün sosyal medya paylaşımlarıyla dünya gündemine damgasını vuran, diplomasi dilinden uzak üslubuyla uluslararası gerilim ve krizlere yol açan Donald Trump'tan görevi devralmasıyla birlikte, Beyaz Saray’da yeni bir dönem başladı.
Ülkede "birlik” hedefi
Biden'ın ilk üç ayında, Trump’ın fevri ve kutuplaştırıcı çıkışlarının aksine, daha ağır başlı hatta "konvansiyonel" olarak nitelendirilen bir tarz takınması, Amerikan kamuoyunda olumlu karşılık bulmuş görünüyor. Pew kamuoyu yoklamasına göre, Cumhuriyetçi seçmenler de dahil, Amerikalıların yüzde 59'u Biden'ın ilk üç ayında sergilediği performanstan memnun. Bu Trump’ın tüm görev süresi boyunca aldığı destek oranından daha yüksek.
Tarihçi Doug Brinkley, Biden'ın ağır gerilim anlarında bile çok sakinleştirici ve güven telkin edici bir üslubu olduğunu söylerken, "O kadar empati göstererek, sade bir dille konuşuyor ki, itiraz etmek imkansızlaşıyor” değerlendirmesini yapıyor.
Cumhuriyetçi stratejistlerden Scott Reed de, Biden'ın Beyaz Saray’da “dramaya son veren çok sempatik bir lider” olduğu görüşünde. Reed ayrıca Biden’ın koronavirüs salgını ile mücadeleye odaklanmada sergilediği liderliğin sonuç verdiğine vurgu yapıyor.
Aşı sözünü tuttu
Biden, ilk 100 gününde Amerikan halkını “sağlığına kavuşturma” ve en az 100 milyon aşı yapılması sözünü tuttu. 200 milyon doz aşı yapıldı, nüfusun yüzde 29'unun, 96 milyon Amerikalının aşıları tamamlandı, 290 milyon aşının da dağıtımı gerçekleştirildi.
ABD, Covid-19 kaynaklı en çok ölümün olduğu, 572 bin kişinin salgından dolayı hayatını kaybettiği bir ülke. Ancak gelinen noktada artık aynı zamanda dünyada nüfusun en yaygın olarak aşılandığı ülke konumunda bulunuyor.
Biden görevi devraldığında ABD’de, günde 3 bini aşkın insan hayatını kaybediyordu. Bugün ise bir günde hayatını kaybedenlerin sayısı 700’ün altına indi. Bu arada ABD, Trump döneminde ayrılma kararı aldığı Dünya Sağlık Örgütü'ne, Biden döneminde yeniden katıldığını da duyurdu.
İstihdam ve ekonomi vaatleri
Demokrat Partili Biden, ilk haftalarını büyük ölçüde salgın nedeniyle zora giren Amerikan ekonomisini canlandırmak ve ülke tarihindeki en büyük teşvik paketini Kongre’den geçirmeyi başarmaya harcadı. Kongre’deki Cumhuriyetçilerin itirazlarına rağmen 211’e karşı 220 oyla kabul edilen, 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketi Biden’ın imzasıyla yürürlüğe girdi.
Bu arada işsizlik rakamları halen salgın öncesine kıyasla yüksek. Bununla birlikte Mart ayında 1 milyon kişiye istihdam sağlandı. Salgınla mücadeleden sonuç alınmasıyla birlikte işsizliğin azalması bekleniyor.
Göç politikalarında ne değişti?
Bazı Müslüman ülke vatandaşlarına vize ve seyahat yasağını iptal eden ABD’nin yeni başkanı, Trump’ın sert göç politikalarında değişim sözünü yerine getirmekte ise zorlandı.
Biden, ABD-Meksika sınırındaki duvar inşaatını durdurdu. Ancak başkanlığı ile birlikte sınıra göçmen akını arttı. Trump döneminde sığınmacıların gelişini engelleyen politikalar ise devam etti. Biden, bunların sağlık gerekçesiyle uygulanmaya devam edildiğini savunuyor, insan hakları savunucuları ise bu tutumunu eleştiriyor.
İklim hedefleri sözü
ABD Başkanı Biden, “Bu ahlaki ve ekonomik bir zorunluluktur” diyerek, Trump yönetiminin geri çekildiği 2015 Paris İklim Anlaşması’na dönme kararı aldı. Hatta geçen hafta düzenlediği İklim Zirvesi’nde ülkesinin 2050'ye kadar sıfır karbon emisyonu seviyesine ulaşma hedefini açıkladı.
Dış politikada “Amerika döndü” mesajı verdi
Biden, ABD dış politikasında da attığı kararlı adımlarla değişime yol açtı. Ukrayna ihtilafı nedeniyle Rusya üzerinde baskıyı artıran, Putin için "katil” ifadesini kullananan Biden, yeni yönetimin attığı adımlar ve yaptığı açıklamalarla, Çin'e karşı da sert bir tutum içinde olacağı mesajını verdi.
Transatlantik ittifakını, NATO’yu yeniden güçlendirmeyi, Trump döneminde hasar alan müttefikleriyle ilişkilerini onarmayı vaat eden Biden, bu doğrultuda adımlar attı, Mart ayındaki AB liderler zirvesine telekonferans yoluyla katılarak Avrupalı müttefiklerine güçlü işbirliği mesajları verdi. Biden yine ilk resmi ziyaretini de Avrupa’ya gerçekleştirecek. Beyaz Saray, Biden’ın Haziran ayında Brüksel'i ziyaret edeceğini, G7, NATO ve AB zirvelerine katılacağını duyurdu.
Soğukluğun sürdüğü müttefik Türkiye
Joe Biden'ın ilk 100 gününde ilişkileri “onarmak” adına adım atmadığı, mesafeli tutumunu koruduğu tek ülke Türkiye oldu. Hatta AKP Hükümeti'nin, ABD'nin Rusya'dan satın aldığı S-400’ler nedeniyle uygulama kararı aldığı yaptırımlara rağmen, Washington’a yaptığı “yeni bir sayfa açma" önerisi de karşılık bulmamış görünüyor.
Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a soğukluğunu gizlemiyor. Trump ile yakın ikili diyalogu bulunan Erdoğan’ın, geç de olsa, seçimleri kazanmasından ötürü gönderdiği tebrik mektubuna Biden’ın yanıt verip vermediği halen açıklanmadı. Ayrıca Erdoğan’ın yine seçimlerden dolayı tebrik etmek için, daha sonra da göreve başlamasından ötürü yapmak istediği görüşme talebine aylarca yanıt alamadığı belirtiliyor.
Ta ki 23 Nisan’a kadar. Biden, Ermenilere yönelik tehcir ve katliamların başladığı tarih olarak görülen 24 Nisan 1915'in 106'ıncı yıldönümünden bir gün önce Erdoğan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Biden’ın bu görüşmede, “sürpriz olmaması için” Erdoğan’a bir gün sonra yapacağı açıklamasında “soykırım” tanımını kullanacağını ilettiği açıklandı.
Biden, geçen yıl seçim kampanyası sırasında başkan seçilmesi halinde Osmanlı’nın son döneminde Ermenilerin maruz kaldığı katliamları "soykırım" olarak tanıma vaadinde bulunmuştu. Ve Biden bugüne kadar Türkiye ile müttefiklik ilişkileri zarar görmemesi için atılmayan adımı atarak, 24 Nisan açıklamasında soykırım tanımını kullandı, böylelikle de görev süresinin ilk yüz gününde, ABD'deki Ermeni toplumuna verdiği sözü yerine getirmiş oldu.
Biden Yönetimi'nin, S-400'leri elinde bulundurduğu müddetçe Türkiye'ye mesafeli tutumunu muhafaza edeceği belirtiliyor. Hatta son olarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinkin’in Çarşamba günü yaptığı açıklamalar da buna işaret ediyor.
“İleriye dönük bir yapıcı yol bulabilmeyi çok umut ediyorum” diyen Blinken, aynı zamanda S-400’ler nedeniyle Türkiye'ye uygulanan yaptırımların artırılabileceği uyarısında bulundu.
Blinken, “S-400’lerin satın alımı, ABD ve müttefik askeri teknolojinin güvenliği ve aynı zamanda da personeli için bir tehlike oluşturmaktadır. Aynı zamanda ittifakın uyumunu baltalıyor” mesajını verdi.
Biden’ın ilk üç ayında izlediği strateji, Türkiye'ye yönelik mesafeli tutumunun süreceğine işaret ediyor.
Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceği konusunda şimdi gözler Haziran ayında yapılacak NATO zirvesine çevrilmiş bulunuyor.
Biden ile Erdoğan arasında gerçekleşmesi beklenen yüz yüze görüşmenin, ilişkilerin seyrini belirleyecek önemde olduğu belirtiliyor.
AFP, Reuters, DW/ DA, TY
© Deutsche Welle Türkçe