Berlin'de Müslümanlık ve şiddet polemiği
26 Kasım 2010"Almanya’da yaşayan Müslüman gençler arasında şiddetin bariz bir şekilde arttığı söylenemez." Bu, Müslüman gençler arasında şiddete dair hazırlanan iki rapordan çıkan en çarpıcı sonuçlardan birini oluşturuyor.
Söz konusu raporlar, Almanya’da göç ve uyumun hararetle tartışıldığı ekim ayı içinde Federal Aile Bakanlığı tarafından hazırlatıldı. Regensburg Yüksek Okulu’ndan Prof. Dr. Sonja Haug’un hazırladığı rapor, son yıllarda gençler ve şiddet üzerine yapılan araştırmaların derlenmesinden oluşuyor.
Dortmund Yüksek Okulu öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Toprak ve Prof. Dr. Katja Nowacki’nin raporu ise şiddetin nedenleri ve bunun engellenmesi için sunulan önerilerden oluşuyor. Müslüman gençler ve şiddet konulu raporlar, cuma günü Berlin’de düzenlenen bir basın toplantısı ile tanıtıldı.
Rapordan çıkan sonuçlar
Almanya Aile Bakanlığı tarafından hazırlanan raporlarda, Müslüman gençler arasında şiddet eğiliminin nedenleri incelenerek, çözüm önerileri sunuluyor.
Aile Bakanı Kristina Schröder bu raporlardan çıkan en çarpıcı sonucu, "Araştırmalar şunu açıkça ortaya koyuyor: Eğitim düzeyi düşük, şiddet kullanmaya hazır genç Müslümanlara ilişkin klişe göçmen kökenli Müslüman gençler arasında çok küçük bir azınlığı kapsıyor” şeklinde değerlendirdi.
İslam ve şiddet
Müslümanlar arasında genelleme yapmanın doğru olmadığını belirten Bakan Schröder, ‘İslam şiddeti onaylar’ görüşü kadar ‘İslam şiddete karşı çıkar’ sözünün de gerçeği tam olarak yansıtmadığına işaret etti. Hrıstiyan Demokrat politikacı, bu raporlara göre sosyal sorunların yanı sıra kültürel bazı değerlerin şiddete yol açtığını dile getirdi.
Schröder, Müslümanlık ile şiddet arasındaki bağlantıya bakıldığında ise şöyle bir sonuçla karşılaşıldığını kaydederek ”Yapılan araştırmaların çoğunun sonuçlarına bakıldığında, Müslümanlar arasında dindarlık arttıkça şiddeti meşrulaştıran erkeklik normlarının daha fazla benimsenmesi arasında bir bağlantı olduğu görülüyor. Aynı zamanda şiddeti meşrulaştırılan erkeklik normlarının kabul edilmesiyle şiddete başvurulmasına yol açıyor” dedi.
"İslam ve şiddet arasında bağlantı yok"
Aile Bakanı Schröder, bu raporlar kamuoyuna tanıtılmadan önce bir gazeteye verdiği demeçte de genç Müslüman erkeklerin şiddet eğilimlerinde artış gözlendiğini ifade etmişti. Ancak, raporları hazırlayan uzmanlar Sonja Haug ve Ahmet Toprak, şiddet ve din arasında doğrudan bağlantı kurulamayacağını vurguladı.
O halde ”Bakan Schröder, Müslüman erkekler arasında şiddetin arttığı sonucuna nasıl vardı?” sorusuna Regensburg Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Haug şöyle yanıt verdi:
”Araştırmamda Brettfeld ve Wetzels tarafından hazırlanan bir tabloya yer verdim. Bu tabloda öğrenciler arasında yapılan bir ankete göre Müslüman gençler arasında şiddet eğiliminin yüzde 24, Müslüman olmayan göçmenler ile Almanlar arasında ise şiddet eğiliminin daha az olduğunu gösteriyor.”
Şiddetin nedeni sosyal ve kültürel
Almanya’da göçmen gençler üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Dortmund Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Ahmet Toprak da Müslüman gençler arasında şiddetin farklı nedenleri olduğunu ifade etti. Eğitim düzeyinin düşüklüğü, gelecek perspektifinin olmaması, aile içi şiddet gibi sosyal sorunlar, kültürel bazı önyargılar ve din bir araya gelince şiddetin arttığını belirten Toprak, din ve şiddet arasında ise doğrudan bağlantı kurulamayacağını vurguladı.
Toprak "Yalnızca din eşittir şiddet demek yanlış. Ama gençler genelde sohbetlerinde ‘ben Müslümanım o yüzden dövdüm’ diyorlar ama bu tabii gençlerin eğitimsizliğinden kaynaklanıyor. Gençler ya da bazı erkekler kendilerini dinle anlatıyorlar ama gençler de bilmiyor bunun dinle ilgili olmadığını. Eğitimsizlik özellikle ön planda” dedi.
Muhalefetten Schröder'e tepki
Uzmanların Müslümanlık ve şiddet arasında doğrudan bağlantı olmadığını söylemesine rağmen Bakan Schröder'in Müslüman gençler arasında şiddet eğiliminin daha fazla olduğuna ilişkin açıklamaları muhalefetin tepkisine yol açtı.
Sol Parti'den yapılan yazılı açıklamada da Bakan Schröder'in açıklamaları, yangına körükle gitmek olarak değerlendirildi.
Federal Meclis Yeşiller Grubu Uyum Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç da tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
"Bakan Schröder, uzunca bir zamandır Müslümanlığı bir tehlike olarak gösterme çabaları içerisinde. Bu tür açıklamalar yaptı. Ve bu açıklamalarına tepki alınca, bu açıklamalarını onaylatmak hedefli bir bilimsel çalışma istikâmetine gitti. Belki bunu bilimsel yoldan kurtarırız diye. Ama bilim adamları bunu kanıtlamadılar. Tam tersi ortaya çıktı. Bayan Schröder, Sayın Sarrazin ile yarış içerisinde, onun çıkardığı rüzgâra yelken açıyor."
Öneriler
Kılıç, Aile Bakanı Schröder'in bu tür çalışmalar yerine "Göçmen çocukların eğitim düzeyini nasıl yükseltebiliriz, iş başvurusunda bulunduklarında veya meslek eğitim yeri aradıklarında ayrımcılığa uğramalarını nasıl engelleriz diye düşünmesi gerekirdi" dedi.
Dortmund Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Ahmet Toprak da, şiddetin engellenmesi için özellikle eğitim sisteminde değişiklikler ve yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Toprak sundukları on yedi öneri içinde ayrıca ailelere yönelik bilinçlendirme çalışmalarının da önemli olduğunu dile getirdi.
© Deutsche Welle Türkçe
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Murat Çelikkafa