260911 Rettungsschirm Bundestag
29 Eylül 2011Federal Alman Meclisi, Mali İstikrar Fonu’na olan katkısını neredeyse iki katına yani 211 milyar euroya çıkarmayı planlıyor. Bunun için planın Federal Meclis'ten onay alması gerekiyor.
Sosyal Demokrat Partili milletvekili Carsten Schneider, bütçe konularında uzman ve partisinin Meclis Grubu'nun da bütçe politikaları sözcüsü. Dolayısıyla yüksek meblağlarla ilgilenmek onun işi. Ancak Euro Kurtarma Fonu ya da resmî adıyla Mali İstikrar Fonu’nda öngörülen artış, şu ana kadar hiç görülmedik bir boyuta sahip.
Almanya, 123 milyar euroluk katkı payını 211 milyar euroya çıkarmayı planlıyor. Ancak bu yeterli olacak mı? Yunanistan’ın daha fazla paraya ihtiyacı olursa ne olacak? Ya da İtalya’nın da yardıma ihtiyacı olabilir mi? Schneider, meslektaşlarının sık sık sorduğu diğer soruları da dile getiriyor: Yunanistan için daha fazla krediyi onaylayamaz ve ülkenin iflasına izin verirsek, piyasalarda neler olur ve ekonominin gidişatı açısından neleri hesaba katmalıyız?
Merkez Bankası da bir yanıt bulamıyor
Cevabı, milletvekillerinin oylamada bir tercih hakkına sahip olup olmadıklarına dayanan önemli bir soru. Kurtarma paketine katkının artırılması kararı reddedilebilir mi? Almanya Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann’ın da tüm bu önemli bu sorulara bir yanıtı yok.
Weidmann, "Böyle bir durumda neler olabileceği konusunda, kimsenin onların önüne güvenilir bir senaryo koyabileceğini sanmıyorum. Ancak söz konusu senaryonun sadece Yunanistan için değil, diğer tüm aktörler için de oldukça can sıkıcı olacağı bilinmeli" diyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de şu anda Yunanistan’ın temerrüte düşmesine izin vermenin yatırımcılarda Euro’ya yönelik güven kaybı oluşturabileceği konusunda uyardı. Merkel, Euro Bölgesi ülkeleri için istikrar paketi koşullarının sertleştirilmesini istedi.
Merkel, "Şöyle bakalım: Bugün Euro Bölgesi’ndeki bir ülkeyi İstikrar ve Büyüme Paktı kurallarını uygulamaya zorlayacak ne tür olanaklara sahibiz? Pakt’ın iyileştirilmiş halinde de görüldüğü gibi Avrupa’da bir ülke tüm kurallara uymadığı takdirde sert önlemler alabilecek bir merci yok. Bu nedenle, anlaşmada değişiklikler üzerinde çalışmamız gerekiyor. Kurallara uymayan ülkeler Avrupa Adalet Divanı’na şikâyet edilebilmeli, ülkeler yetkilerinden ve egemenlik haklarından bir ölçüde feragat etmeli. Yani ’anlaşmalara uymayanlar, buna zorlanmalı' diyebilecek bir Avrupa kurumu olmalı" şeklinde konuştu.
Piyasalar tetikte
Piyasalar ise katkı payının arıtılmasıyla değil, tam aksine sadece Euro Bölgesi'nin muhafaza edilip edilmeyeceği sorusuyla ilgileniyor. Sermaye piyasalarında, siyasi kararlılık olduğu sürece daha büyük kurtarma paketlerinin kabul edilebileceği düşüncesi hâkim. Ancak Federal Meclis'in katkı payının artırılmasına onay vermemesi de olası. Çünkü Federal Anayasa Mahkemesi, kısa bir süre önce, vergi gelirlerinin kurtarma önlemlerine aktarılması söz konusu olduğunda Meclis’in son sözü söylemesi gerektiği yönünde karar verdi. Peki, örneğin İtalya’nın kısa vadede yardıma ihtiyaç duyması halinde, bu karar uygulamada nasıl işleyecek?
Euro Mali İstikrar Fonu Başkanı Klaus Regling de bu konuda düşünceli: "Borsalardan devlet tahvili alınması gerekirse şayet, bunun için çok az zaman var. Belki iki günlük bir süre söz konusu, fazla hayale kapılmamak gerek. Bu konuda bütçe komisyonu üyeleri belki telefonda görüşebilir ve işin aciliyeti konusunda ellerinden geleni yapabilirler. Bu sayede çok hızlı bir şekilde sonuca ulaşılabilir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Sabine Kinkartz / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Başak Özay