Berlinale'de Altın Ayı heyecanı
29 Şubat 2020Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı için yarışan 18 film arasında çok sayıda favori bulunuyor. Ancak son sözü İngiliz aktör Jeremy Irons başkanlığındaki uluslararası jüri söyleyecek. Altın ve Gümüş Ayılar bu akşam Berlinale Palast'ta (Berlinale Sarayı) düzenlenecek törenle sahiplerine takdim edilecek.
Kısa adı Berlinale olan festivaldeki favorilerden biri ABD'li bağımsız yönetmen Eliza Hittman imzalı “Never Rarely Sometimes Always.” Hittman, üçüncü uzun metrajlı filminde Pennsylvania'da küçük bir kasabada yaşayan, 17 yaşında hamile kalan Autumn'un hikayesini yalın bir dille anlatıyor. Autumn'un yaşadığı eyalette kürtaj olabilmesi için ebeveyninin izni gerekiyor, bu yüzden de bebeği aldırmak için kuzeni Skylar ile birlikte New York'a gidiyor. Filmin adı ise Autumn'un doktorun sorularına vermesi gereken yanıtlardan alıyor: Asla, nadiren, bazen, daima.
Berlinale'nin ana yarışmasında en çok beğenilen filmlerden biri olan “First Cow” da yine ABD'li bağımsız bir yönetmenin, Kelly Reichardt'ın imzasını taşıyor. 19'uncu yüzyılda ABD'de “vahşi batı” olarak nitelendirilen Oregon'da yolları kesişen bir aşçı ile ticaret yapma hayalleri kuran bir Çinlinin dostluğunu anlatan film, özellikle görüntüleri ile izleyenleri etkiliyor.
Altın Ayı için yarışan filmler arasında favorilerden biri de ödüllü yönetmen Tsai Ming-liang'ın “Rizi” adlı filmi. Minimalist bir anlatımı olan filmde diyalog bulunmuyor. Günler anlamına gelen “Rizi”, kent merkezinden uzak bir evde yaşayan Kang ile Bangkok'ta küçük bir evde yaşayan Non'ın hayatlarından birer kesit sunarken, günün birinde bir otel odasında yollarının kesişmesini anlatıyor. Daha önce dört kere Berlinale'ye konuk olan yönetmen 1997 yılında “The River” ile Gümüş Ayı'nın sahibi olmuştu.
Eleştirmenler “Undine”yi seçti
Bu yıl uluslararası sinema eleştirmenlerinin en beğendiği film ise “Undine” oldu. Festivalin bağımsız ödüllerinden olan Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) ödülü bu yıl Alman yönetmen Christian Petzold'un “Undine”sine layık görüldü. Petzold “Undine”de, sevgilisi tarafından terk edildikten sonra başka bir erkekle tanışarak yeniden aşık olan Undine'yi anlatırken, kendisini aldatan erkeği öldüren su perisi Undine efsanesini de yeniden yorumluyor. Berlinale'nin ana yarışmasına beşinci kez konuk olan çağdaş Alman sinemasının önemli yönetmenleri arasında sayılan Petzold, 2012'de “Barbara” ile Gümüş Ayı almıştı.
Festivalde gösterilen bir diğer Alman filmi, Burhan Qurbani imzalı “Berlin Alexanderplatz” ise daha çok Alman sinema eleştirmenleri tarafından beğenildi.
İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof'un “Sheytan vojud nadarad” adlı filmi de Berlinale'de dikkat çeken yapımlardan biri oldu. İran'daki idam cezasını konu alan dört kısa filmden oluşan “Sheytan vojud nadarad”ın yönetmeni Mohammad Rasoulof ülkeden çıkış yasağı bulunduğu için Berlinale kapsamındaki galaya da katılamadı.
Tartışmalı film DAU.Natasha
Berlinale başlamadan önce adından söz ettiren, merakla beklenen “DAU.Natasha” ise büyük tartışma yarattı. Rus yönetmenler Ilya Khrzhanovskiy ile Jekaterina Oertel'in imzasını taşıyan “Dau.Natasha,” seyretmesi zor işkence sahnelerinin yanı sıra, film setinde kadınlara yönelik baskıcı bir tutum izlendiği, yönetmenin iktidarını kötüye kullandığı iddiaları nedeniyle “skandal” olarak nitelendirildi. Deneysel bir proje olan DAU için Ukrayna'nın Harkov kentinde 13 bin metrekarelik alana, Sovyet lider Stalin döneminin totaliter atmosferini oluşturacak bir film seti oluşturuldu. Yaklaşık 400 kişinin yer aldığı, yıllar süren projede, oyuncular o dönemin kıyafetleri ile yaşadılar, o dönemin yemeklerini yediler. “DAU.Natasha,” proje sonunda ortaya çıkan 700 saatlik çekimin ilk ürününü oluşturuyor. Gizli araştırmaların yapıldığı bir enstitünün kantininde görevli Natasha, birlikte çalıştığı Olga'dan nefret ediyor, enstitüye gelen yabancı bir bilim insanı olan Luc ile kısa bir ilişki yaşıyor ve sonunda istihbarat görevlisi Vladimir Azhippo'nun işkencelerine maruz kalıyor. “Filmde bütün duygular gerçek ama koşullar gerçek değildi” diyen yönetmen Khrzhanovskiy, her türlü baskı ve manipülasyon iddialarını reddetse de, “DAU.Natasha,” festivalin “skandal” filmi olarak nitelendi.
Berlinale'ye daha önce de konuk olan İngiliz yönetmen Sally Potter'in “The Roads Not Taken” parlak oyuncu kadrosu ile göz doldurmasına rağmen, eleştirmenlerden zayıf not aldı. Demans olan babası ile sabırla ilgilenen Molly'nin yaşadıkları, Sally Potter'in kendi deneyimlerinden yola çıkarak beyazperdeye aktardığı bir hikaye.
Filmin başrollerindeki ünlü oyuncular Javier Bardem ve Salma Hayek ile Elle Fanning bu yıl Berlinale'ye gelen ünlü isimler arasındaydı.
Geçen senelere kıyasla daha az ünlü isim
Ünlü isimleri Berlin'de görmek isteyen sinemaseverlerin bu yıl hayal kırıklığına uğradığı söylenebilir, Berlin bu yıl geçen senelere kıyasla daha az ünlü ismi ağırladı. Berlinale Special'de gösterilen “Minamata”da rol alan Johnny Deep, Berlinale Series programındaki “Stateless” dizisinde oynayan Cate Blanchett, Onursal Altın Ayı ödülüne layık görülen Helene Mirren, hayatını anlatan belgesel “Hillary”yi tanıtan ABD'nin eski Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Hillary Clinton festivale gelen birkaç ünlü isim arasındaydı.
Türkiye'den film yoktu
Berlinale'de bu yıl festivalin hiçbir programına Türkiye'den film davet edilmedi. Festivalde Türkiye'den tek isim en iyi kısa filmi belirleyecek uluslararası jüride yer alan sinema küratörü Fatma Çolakoğlu oldu.
Bunun yanı sıra yönetmen Onur Saylak bir teşvik ödülü kazandı. Saylak'ın “Bu Dünyada İki Tür İnsan Vardır” projesi 20 bin euro değerindeki Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü'nü kazandı. Senaryosu yazar Hakan Günday'ın ait olan, Saylak'ın yeni film projesi Berlinale'ye paralel olarak düzenlenen Avrupa Film Pazarı çerçevesindeki Ortak Yapım Marketi'ne seçilen 21 yapım arasındaydı.
Jülide Danışman / Berlin
© Deutsche Welle Türkçe