Berlin saldırısıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkıyor
21 Aralık 2016Berlin’de pazartesi akşamı bir Noel panayırına TIR aracı ile düzenlenen saldırının ardından soruşturmayı yürüten emniyet birimleri yoğun bir biçimde silahlı olabileceği tahmin edilen faili ve muhtemel işbirlikçilerini arıyor.
Saldırıyı IŞİD’in üstlendiği yönündeki haberlere rağmen, gerçekten eylemin arkasında IŞİD’in olup olmadığı, failin saldırıyı tek başına düzenleyip düzenlemediği konusu kesinleşmiş değil. IŞİD’e yakın Amak haber ajansı, eylemin Suriye’deki uluslararası koalisyonda yer alan ülkelerin vatandaşlarına yönelik saldırı çağrısına yanıt niteliğinde olduğunu bildirmişti. Saldırının ardında IŞİD’in olduğu kesinleşirse, bunun Almanya’da IŞİD adına yapılmış, çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ilk büyük eylem olacağının altı çiziliyor.
Şoför mahallinde neler oldu?
Bu arada saldırının perde arkasına ilişkin bazı detaylar üzerinde de duruluyor. Saldırı sırasında Polonya plakalı TIR aracının şoför mahallinde tutsak alındığı tahmin edilen Polonyalı şoförün olayın daha kötü sonuçlara yol açmasını önlemiş olabileceği üzerinde duruluyor. Saldırı sırasında fail tarafından öldürüldüğü sanılan Polonyalı şoförün cesedinde yapılan otopsiye göre, bu kişinin saldırının ilk aşamasında henüz sağ olduğu tahmin edilirken, soruşturmayı yürüten gruptan bir yetkili, şoför mahallinde aracın başına geçen fail ile boğuşma yaşanmış olabileceğini açıkladı ve bıçak izlerine de rastlandığı kaydedildi.
Polonyalı şoförün TIR’ın durmasından sonra öldürülmüş olabileceği üzerinde duruluyor. Alman haber ajansının ulaştığı bilgiye göre Polonyalı şoför küçük çaplı silahla öldürüldü. Ancak şimdiye kadar söz konusu silahın izine rastlanmadı. Polonyalı şoför TIR aracının bağlı olduğu bir nakliyat firması için çalışıyordu. Aracın şoförü ile birlikte çalındığı üzerinde duruluyor.
Saldırının faili olduğu şüphesiyle 23 yaşındaki bir Pakistanlı gözaltına alınmış, ancak bu yöndeki şüphelerin kesinlik kazanmaması üzerine bu kişi serbest bırakılmıştı.
"Yeni gözaltılar an meselesi"
Berlin Emniyet Müdürü Klaus Kandt saldırının failinin hâlâ Berlin çevresinde olabileceğini ifade etti. Alman Kriminal Polis Memurları Birliği (BDK) Başkanı Andre Schulz da bugün ya da önümüzdeki günlerde yeni bir şüpheliyi yakalayacakları konusunda iyimser olduğunu söyledi. Schulz, şu an bazı şeyleri ifşa edemeyeceklerini, ancak ellerinde “sağlam ipuçları” ve “çok sayıda veri” olduğunu da söyledi.
Emniyet yetkilisi Schulz, saldırı akşamından elde bulunan GPS verilerinin yardımı ile failin cep telefonuna ulaşmaya çalışıldığını, bu yöntemle failin hareket şemasının çıkartılabileceğini, faile ulaşabilmek için ellerinde farklı imkânlar bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ise soruşturmayı yürüten emniyet birimlerinin el yordamıyla yürümediklerini, belirli soruşturma yöntemleri uyarınca ilerlediklerini ve fail ya da failler yakalanana kadar görev başında olacaklarını vurguladı.
Federal Meclis İçişleri Komisyonu bugün öğle saatlerinde yapılacak olağanüstü oturumda saldırıyı ele alacak.
Alman iç politikasında tartışmalar
Saldırının hemen ardından yapılan açıklamalar ise Alman iç siyasetinde yeni bir tartışmayı alevlendirdi. Bavyera eyaletinde örgütlü Hristiyan Sosyal Birlik partisi (CSU) lideri Horst Seehofer, kurbanlara saygı duruşunun ardından yaptığı konuşmada, "Tüm göç ve güvenlik politikalarımızı gözden geçirmek ve yeniden düzenlemek durumundayız. Kurbanlara, yakınlarına ve tüm halka karşı bu sorumluluğu yerine getirme borcumuz var” diye konuştu. Seehofer bu açıklamayı yaptığında, gözaltına alınan Pakistanlı şüphelinin saldırının gerçekten faili olup olmadığı bilinmiyordu. Nitekim bu kişi daha sonra serbest bırakıldı.
CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer de hükümetin göç politikalarını hedef alarak, "Her hususu yeniden incelememiz gerekiyor. Şimdi güçlü bir devlete ihtiyacımız var. Güvenlik ve göçün aynı kapsamda birlikte algılanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. CSU ayrıca Alman ordusunun sorumluluk alanının genişletilerek, askerlerin terörle mücadele gibi konularda ülke içinde de görev alarak emniyet güçlerine yardımcı olmasını talep ediyor.
İlk tepki CSU'nun kardeş partisi Hristiyan Demokrat Birlik'ten (CDU) geldi. CDU Genel Başkan Yardımcısı Armin Laschet, Seehofer'in sözlerini eleştirerek, "polisin elindeki bilgileri araştırıp somut bir sonuca ulaşmadan, aceleyle buradan bazı sonuçlar çıkartmak siyasetin normal işleyiş tarzı değildir” diye konuştu.
Koalisyonun küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD), muhalefet partileri ve Hristiyan Demokrat Birlik partili (CDU) Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Alman ordusunun görev alanına ilişkin düzenlemelerin yeterli olduğunu vurguladılar. Alman anayasası uyarınca Alman ordusunun yurt içinde asayiş ve güvenliği sağlamaya ilişkin bir görevi bulunmadığına dikkat çeken siyasetçiler, ordunun sadece doğal felaket ya da farklı terör odaklarının zincirleme harekete geçmeleri gibi olağanüstü hallerde görev üstlenmesinin düşünülebileceğini vurguladı.
©Deutsche Welle Türkçe
afp/dpa/ÇA/BK