1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bekçilik sistemi geri geldi

20 Ağustos 2017

Bekçilik sistemi yıllar sonra geri döndü. İstanbul'da her gece 386 bekçi farklı mahallelerde nöbet tutuyor. DW Türkçe'den Burcu Karakaş, Ortaköy semtinde bekçilerin nöbetine eşlik etti.

https://p.dw.com/p/2iWgw
Türkei Wache-Einsatz im Istanbuler Viertel Ortaköy
Fotoğraf: DW/B. Karakaş

"Aa! Gördük işte, bak. Bekçiler!" İstanbul'un Çırağan Caddesi'nde görev başında iki bekçi gören genç bir kadın yanındaki arkadaşına böyle sesleniyor. Bekçilik sistemi hakkında izlenim sahibi olmak için emniyetin izniyle ben de nöbetteyim. Bir polis memuru ile işbaşı yapan iki bekçiye gece nöbetleri sırasında eşlik ediyorum.

Nöbetlerine tanık olduğum bekçiler, 14 Ağustos itibariyle mahallelerde güvenliği sağlama amacıyla İstanbul'da nöbet tutmaya başlayan 386 bekçiden ikisi. 22.00-06.00 saatleri arasında görev yapıyorlar. Özel Harekat polislerinin katıldığı derslerde araç durdurma ve silah kullanma eğitiminden geçtikleri biliniyor.

Türkei Wache-Einsatz im Istanbuler Viertel Ortaköy
Ortaköy'de devriyeFotoğraf: DW/B. Karakaş

Bekçileri gören bazı vatandaşlar yol ya da adres sormak için önlerini kesiyor. Cadde üzerinde İstanbul'un trafiğine takılan bazıları ise "Hayırlı olsun", "Kolay gelsin" diye seslenerek kahverengi üniformaları içindeki bekçilere selam veriyor. Bir vatandaş arabasının içinden, "Mahallelere de geliniyor mu?" diye soruyor. Ancak bekçileri görünce şaşıranlar da oluyor.

Cop, silah, biber gazı ve kelepçe taşıyorlar

Nöbet sırasında bekçilerle beraber gezebiliyorum ama soru sormak yasak. Daha doğrusu, basın mensuplarının fotoğraf ve video çekme izni var ama ne polis memurunun ne de iki bekçinin konuşma izni var. Dolayısıyla isimlerini öğrenemiyor, merak ettiklerimi soramıyorum. İzlenim ise serbest:

Ortaköy'den Çırağan Caddesi'nin ortalarına kadar asayişi sağlamak amacıyla gezinen iki bekçinin yaşları genç gözüküyor. Üstlerinde cop, silah, biber gazı ve kelepçe bulunuyor. Birinin taşıdığı silah kabzasında Türk bayrağı var. Yol boyunca bir "aksilik" olup olmadığını kontrol ediyorlar. Ortaköy'e uzanan cadde, ışıl ışıl. Arabaların çoğunda eğlenceye giden insanlar var. Bekçilerden biri, yüksek sesle müzik dinleyen araçlara sesi biraz kısmaları için el işareti yapıyor.

Türkei Wache-Einsatz im Istanbuler Viertel Ortaköy
Fotoğraf: DW/B. Karakaş

Az ileride Kabataş Erkek Lisesi önünde park halinde siyah bir araç görüyoruz. Aracın kapısı açık ve sürücüsü kayıp. Bekçilere eşlik eden polis memuru durumu telsizle karakola iletiyor. Bekçilerden biri telefonuyla aracın fotoğrafını çekiyor. Asayişin berkemal olduğuna kanaat getirildiğinde yol boyunca ilerlemeye devam ediliyor.

"Ahlak polisi" endişesi

Cuma gecesi sevgilisiyle beraber Çırağan Caddesi'nden geçen Umut, 20 yaşında üniversite sınavlarına hazırlanan bir genç. Bekçilik sisteminden haberi olmadığını, az önce yanından geçen iki bekçiyi de polis zannettiğini söylüyor. Umut, "İnsanların bilinçlenmesi lazım. Böyle olunca sanki hep silah baskısı var gibi geliyor. İnsanı suçtan uzak tutan ise bilinç olmak" diyor.

Türkei Wache-Einsatz im Istanbuler Viertel Ortaköy
Fotoğraf: DW/B. Karakaş

Melissa ise 27 yaşında. Kütüphaneci olarak çalışan genç kadın, bekçilerin insanların hayat tarzına karışmaya başlamasından endişeli. Bekçilik sistemini, gözetlenmeyi artıracağını düşündüğü için "tuhaf" bulduğunu belirten Melissa "Ajan gibi davranacaklarını düşünüyorum. Örneğin, ben sokakta yürürken erkek arkadaşımla kavga edersem beni koruyacaklarını değil, aksine yargılayacaklarını düşünüyorum" diye konuşuyor.

Gürcan: Yerelde istihbarat toplamak konusunda eğitildiler

Güvenlik analisti Metin Gürcan, bekçilik sisteminin büyük şehirlerde güvenlik konusundaki ihtiyaca yönelik pratik bir çözüm olabileceğini savunuyor. DW Türkçe'ye konuşan Gürcan'a göre, söz konusu sistemin istihdam için de düşünülmüş olabileceğini belirtiyor. Benzer uygulamaların ABD ve Avrupa'da da olduğunu belirten Gürcan, "Türkiye'nin batısındaki kentlerde güvenlik açısından kurumsal bir açık var. Bekçiler, mahallelerde neler olduğunu izleyerek edindikleri bilgileri güvenlik güçleriyle paylaşabilir" diyor. Bunun iyi bir adım olduğunu belirten güvenlik analisti Gürcan'ın bazı çekinceleri de var. Güncan bunları şöyle açıklıyor:

Sicherheits Analyst  Metin Gürcan
Güvenlik analisti Metin GürcanFotoğraf: Privat

"Bekçiler öncelikle yerelde istihbarat toplamak konusunda eğitildiler. Terör olaylarının önlenmesinde istihbari bilgi önem taşıyor. Fakat aldıkları eğitime ve taşıdıkları ekipmana baktığımızda teröristlere karşı ne kadar etkili olabilecekleri konusunda şüphelerim var. Sistemin siyasileşip siyasileşmediğini görmek için de beklemek gerekiyor."

"Bu olayın içinde inşallah siyaset olmaz"

İsmini vermek istemeyen bir Beyoğlu muhtarı, bekçilik sistemini basında çıkan haberlerden öğrenmiş. Eskiden de bekçilik sistemi olduğunu ve bekçilerin tenha sokaklarla bir düdük çalmasının bile çoğu zaman caydırıcı olduğunu dile getiren muhtar, "Aslında bu sistemin olması kötü bir şey değil bence, ama seçtikleri kişileri hangi kriterle seçiyorlar? Verdikleri eğitim yeterli mi?" diyor. İnsanların siyasi atmosfer nedeniyle sokakta konuşurken bile tedirgin olduğunu düşünen Beyoğlu muhtarı, "Zaman kötü bir zaman, her şey olabilir. Bu olayın içinde inşallah siyaset olmaz diye düşünüyorum. Eğer bu gerçekten halkın güvenliği için yapılmış bir şeyse olması gerekir" diye konuşuyor.

Hırsızlık vakalarının özellikle son dönemde oldukça arttığını belirten muhtara göre, Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi civarına yönlendirilen ve ihraç edilen polis memurları nedeniyle güvenlik açığı var. Muhtar "Polisler devriye olarak geziyor ama polis sayısı yetersiz. Halk artık geçim derdinde, hiç ummadığınız insanlar bile hırsızlık yapıyor. Tenha bir sokaktan geçerken bekçinin düdüğünü duysam daha güvende hissederim" diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Burcu Karakaş