Bağdat’ta Şiiler evlerinden sürülüyor
3 Mart 2006Bağdatlı 8 yaşındaki Muhammed Kerim, ağlarayak yüzünü babasının srtına gömüyor. Hıçkırıklar arasında, o geceyi, silahlı adamların evlerini nasıl bastığını anlatıyor. Muhammed ağzından çıkanlar şöyle: “Bize gelip evimizden ayrılmamızı söylediler. Saat 6’da geldiler ve ‘Yarın sabah saat 8’e kadar buradan gitmiş olun’ dediler. Biz de kaçtık…”
Ali el Hadi ve Hasan el Askeri'nin türbelerinin bulunduğu Samarra’daki Altın Camii’de patlayan bombalar, şiddetin fitilini ateşlemişti. Şiiler’le Sünniler birbirleriyle savaşır oldu. Bağdat’ta kan gövdeyi götürüyor. Düzenlenen saldırılarda yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Sünni çeteler türedi
Son olarak da Bağdat’ta Sünni çeteler türedi. Başkentin kuzey ve batısındaki El Tarmiya ve Ebu Gureyb gibi, Sünni mahallelerde kol gezen bu çeteler, çoluk çocuk demeden Şiileri evlerinden ayrılmaya, her şeyi geride bırakmaya zorluyor. Ülke adım adım iç savaşa sürükleniyor. Küçük Muhammed’in babası Kerim Cihad ise, “Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar” diyor.
Cihad sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yemin ederim ki; şimdiye kadar Sünniler’le Şiiler arasındaki farkların ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. O teröristler bize geldiğinde anladım. Şii - Sünni ayırımı yaparak ülkemizi mahvetmek istiyorlar. Amaçları Şiiler’le Sünniler’i birbirine düşürerek sorun yaratmak, ülkemizi bölmek.”
Yardım örgütleri harekete geçmedi
Diğer yandan uluslararası yardım örgütleri ise bu son gelişmeler karşısında harekete geçmedi. Sadece birkaç yerel örgüt, evlerini terketmeye zorlananları geçici barınaklara yerleştirdi, onlar için yiyecek içecek temin etti. Yerel bir yardım kuruluşunda görevli Raad El Hüseyni, hükümetin duruma el koymasını ve sorunun barışçıl yollardan çözülmesini istiyor.
Hüseyni, “Devlet bu işin sorumluluğunu üstlenmeli. Devlet, evlerinden kovulan ailelerin geri dönmelerini sağlamalı. Ama maalesef durum her geçen gün kötüye gidiyor ve devlet bu konuda herhangi bir şey yapmıyor” diyor.
Evlerini barklarını terk etmek durumunda bırakılan onlarca aile, şimdilik bir spor salonuna yerleştirildi. Bazı ailelere de komşuları sahip çıktı. Hepsi evlerine geri dönebilecekleri günü bekliyor, ama kimse bu günün ne zaman geleceğini bilmiyor.