Bağdat’ta tarihi buluşma
28 Mayıs 2007Irak’ın güvenliği için iki büyükelçi, İran’dan Hasan Kazımi Kumi ve ABD’den Ryan Crocker masaya oturdu. Irak’ın başkenti Bağdat’taki Yeşil Bölge’de olağanüstü güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen görüşmelerde Irak'ı Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubai temsil ediyor.
Görüşmelere ev sahipliği yapan Irak Başbakanı Nuri El Maliki, temsilcileri karşılayarak görüşme odasına aldıktan sonra yaptığı kısa açıklamada, ülkesinin terör örgütleri için üs haline dönüşmemesi gerektiğini belirtti. El Maliki, 1980'den sonra ilk kez resmi doğrudan görüşmeler için bir araya gelen İran ve ABD'ye, yabancı güçlerin ve bölgesel müdahalelerin olmadığı istikrarlı bir ülke istediklerini söyledi.
ABD önderliğindeki yabancı güçlerin Irak'ta sadece ordu ve polis gücünün oluşturulmasına yardımcı olmak için bulunduğunu vurgulayan El Maliki, ülkesinin, ABD'nin komşu bir ülkeye saldırma merkezi olarak kullanılmayacağını kaydetti.
Bu arada İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de Tahran'da yaptığı açıklamada, görüşmelerin gelecekte de bir araya gelinmesini sağlayabileceğini, ancak bunun Washington yönetiminin, Ortadoğu politikasının başarılı olmadığını itiraf etmesine bağlı olduğunu belirtti.
'Medyatik satışmalar'
ABD ile İran arasındaki ilişki, İslam Devrimi’nden kısa bir süre sonra, 1979 Kasım’ında 52 Amerikan vatandaşının Tahran’daki büyükelçilikte rehin alınması ile kesilmişti. Washington’ın iç işlerine karışmayacağı sözü vermesinden sonra İranlı öğrencilere atfedilen 444 günlük eylem sona ermiş, Amerikalılar ülkelerine dönmüştü. O zamandan bu yana ilişkiler 'medyatik sataşmalar' düzeyinde sürdü.
ABD ve İran birlerini ‘şer ekseni ülkesi’ ya da ‘büyük şeytan’ gibi tabirlerle tanımlasalar da, iki ülke arasında belli bir düzeyde ilişki her zaman oldu. Nitekim bir araya geler taraflar gündemde Irak’ın dışında başka hiçbir şeyin olmadığını altını çizme ihtiyacı hissetti. Bu, gövde gösterileri de vurgulandı: Amerikalılar, Basra Körfezin’ndeki 17 bin asker ve dokuz savaş gemisi ile askeri tatbikat yaparken, üç Amerikan vatandaşı da İran’da casusluk iddiası ile hapiste tutuyor.
Bununla birlikte ABD Başkanı George Başkan Bush, Tahran’a nükleer programı ile ilgili baskının arttırılmasını istiyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ise nükleer programda geri atmayacaklarını söylüyor. Buna rağmen analisten göre, İranlılar Irak konusunda ciddiye alınmaktan, Amerikalılar da İran’ı Irak’taki durumdan sorumlu tutabilmekten memnun.
Şarm El Seyh görüşmeleri
Gözlemciler, Bağdat’daki görüşmeden olağanüstü sonuçlar beklememek gerektiği konusunda uyarıyor. Zaten görüşme resmen Irak hükümetinin talebi üzerine yapılıyor ve hedef bu ülkeden istikrarın sağlanmasında iş birliği.
Bağdat’taki eski Amerikan büyükelçisi, Croker’in selefi Zalmay Halilzad beklentileri daha Mart ayında, “Gelişmeleri beklemeliyiz, sınırdan silah trafiği, militan gruplara ve milislere insan gücü ya da silah ve cephane yardımları duracak mı görmeliyiz. Sonuçta karşı tarafı buna göre değerlendilereceğiz” diyerek frenlemişti.
Irak’ın istikrarı için iş birliği amacıyla ilk görüşme, İran ve ABD dışişleri bakanları arasında Mısır’ın Şarm-el Şeyh’teki uluslararası toplantıda gerçekleşti. Ama bu görüşme somut bir sonuç getirmedi. Zaten siyasi gözlemciler de karşılıklı güvensizliğe işaret ederek toplantıdan bir sonuç bekleminin yanlış olduğunu vurgulamışlardı.
Karşılıklı suçlamalar
Şimdi ikinci deneme öncesinde yine propaganda makinası harekete geçirildi. Washington, Ocak ayında Irak’ta tutuklanan beş İranlıyı serbest bırakmaya ya da değiş tokuşa yanaşmıyor. İran söz konusu kişilerin diplomat olduğunu ileri sürüyor, ABD ise terör zanlısı olduklarını iddia ediyor.
İran uzmanı Kerim Sacapur’a göre ise bunlar iki tarafta da yakınlaşmayı istemeyenlerin girişimleri: “Tahran ve Washington’da iki ülke arasındaki ilişkinin iyileşmesini istemeyen güçler var. Bunlar diyaloğa bile razı değiller, bu yüzden de görüşmeleri sonuçsuz bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar.”
Görüşmeleri engellemek isteyenler İran’da Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın muhalifleri, ABD’de ise diyaloğu, zayıflık işareti olarak yorumlayan Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve çevresi. İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD ile görüşmeye sadece Irak konusunda müsaade ettiğini belirtmiş ve kendilerine karşı tutumunu değiştirmeden bu ülkeyle doğrudan görüşmeyeceklerini açıklamıştı.