Basın özeti
3 Ocak 2008Süddeutsche Zeitung, Pakistan'da meclis seçimlerinin ertelenmesini, demokrasinin ertelenmesi olarak yorumluyor:
“Pakistan’da hükümet ve hükümette yer alan partiler, Butto suikastinin ardından büyük oy kaybına uğrayacak, muhalefet partileri sempati kazanacaktır. Pakistanlılar’ın çoğu, ülkedeki rejimin Butto’yu yeterince korumadığını düşünüyor. Daha da kötüsü, suikastin arkasında devletin olabileceği şüpheleri de var. Devlet Başkanı Müşerref şu birkaç hafta içinde birkaç tavizle, kaybettiği güveni geri kazanmaya çalışacaktır. En azından seçimler süresiz ertelenmedi. O zaman daha kötü olurdu. Pakistan’da demokrasinin, devletin kurulduğu atmış yıl öncesinden beri ertelendiği gibi.”
Almanya'da gençler arasında suç işleme oranındaki artış, son günlerin kapsamlı bir şekilde tartışılan konularından. Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu şöyle:
“Gençlerdeki şiddet eğilimi özellikle, akıl yerine yumruğun, sevgi ve ilgi yerine katılık ve umursamazlığın hüküm sürdüğü ailelerde göze çarpıyor. Çocuk yuvasından liseye kadar tüm araştırmalar, tüm incelemeler bu sonuca varıyor. Uyumsuzluk ve bakımsızlık, fiziksel şiddete taban hazırlıyor. Bu, uyum sağlayamayanların veya yeteri fırsata sahip olamayanların oluşturduğu toplumsal bir olgu. Ancak bu noktada, hem sol, hem de sağ politikacılar, gerçekleri görmezden gelmeyi tercih ediyor.”
Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild ise, yorum sütununda konuyu şu satırlarla ele alıyor:
“Nihayet politikacılar, gençler arasında artış kaydeden şiddet ile nasıl başa çıkılabileceğini tartışmaya başladı. Önerilerden biri, aşırı şiddete başvuranları ‘eğitim kamplarına’ sokmak. Kamp denince insanın aklına, kamp ateşi, izci üniformaları veya kampa göz kulak olan babacan bir kişi geliyor. Ve kullanılan terim bile, tartışmaların sorunu nasıl yanlış bir yöne taşıdığını gösteriyor. Çözüm, anlayışlı pedagoji değil. Daha genç yaşta, başkalarını ölesiye döven, soyan biri, ancak sertlik ve disiplinle yola gelir. Ancak böylelikle çalışkanlık, dakiklik ve düzen gibi özellikleri edinir.”
Kölner Stadt Anzeiger ise, gençlik ceza hukukunu ve politikacıların tutumunu eleştiriyor:
“Şimdi Hessen eyaletinde de görüyoruz, gençler arasında suç işleme, siyasetçilerin gözünde, seçim kampanyaları sırasında, oy uğruna raftan indirilip meydanlarda tartışılacak bir konu olmaktan öteye gitmiyor. Siyasetçiler sorunun temeline inmekten uzaklar. Genç yaşta ağır suç işleyenlerin hapishanede yeniden topluma kazandırılıp kazandırılamayacağı ise bir muamma. Yargıçlar bile, hapsi son çare olarak görüyor. Zira hapisten çıkınca yeniden suç işleme oranının yüzde 80’leri aşması, hapishanelerin de, bir anlamda suç okulu olduğunu gösteriyor.”
Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung ise ABD’de Iowa’da yapılacak ön seçimleri konu alıyor:
“Demokratlar’ın şimdiye kadarki en büyük fiyaskosu, Cumhuriyetçiler’in Irak savaşı nedeniyle hızla kan kaybedişinden yararlanamamalarıydı. Iowa’daki seçim, kazanan tarafa ivme kazandıracaktır, ama bu bir eğilim anlamına gelmez. Sonuçta Bill Clinton 1992 yılında Iowa ön seçimlerinde dördüncü sırada kalmıştı, ama 9 ay sonraki Başkanlık seçimlerini kazandı.“
Berlin’de yayımlanan Tageszeitung ise Kenya’da seçimler sonrasında usulsüzlük suçlamaları nedeniyle çıkan çatışmaları ele alarak, ülkedeki gidişin Ruanda’ya benzediği değerlendirmesinde bulunuyor:
“Kenya’da siyasi şiddet ve etnik sürgünler hep olmuştu. Şu an Devlet Başkanı Mwai Kibaki’nin seçim hilesine tepkiler ise yeni bir durum arz ediyor. Bir kilise binası yakılıyor, ayine gidenler öldürülüyor, milisler sokaktan geçenleri etnik kökenine göre gruplara ayırıp kendisinden farklı kökenlileri öldürüyor. 1994 yılında Ruanda’daki soykırım da böyle başlamıştı. Kenya’da biriken ve kendisini şimdi zalim bir şekilde gösteren etnik nefreti dağıtmak kolay olmayacak. Ama bu, öncelikli hedef olmalı. Fazla zaman yok.”
Dresden kentinde yayımlanan Dresdner Neueste Nachrichten gazetesi de Kenya örneğinde Batılı ülkelerin politikalarını eleştiriyor:
“Kendini yeniden seçilmiş ilan eden Devlet Başkanı işin kuralını öğrenmiş görünüyor. Uluslar arası terörle mücadelede Batı’ya hizmet et ve ülkede seçimler düzenliyor gibi yap. Washington’ın Kibaki’nin seçim galibiyetini hemen tanıyıp tebrik mesajı göndermesi, Batı’nın müttefik gördüğü ülkelerdeki çarpıklıklara nasıl göz yumduğunun bir göstergesi. Bush yönetiminin şimdi geri adım atıp seçim sonuçlarına bağımsız bir soruşturma talep etmesi küçük, ama doğru bir adım. Prensiplerde bir strateji değişikliğine gitmek çok daha önemli."