Basın özeti
31 Aralık 2007Pakistan’ın muhalefet liderlerinden Benazir Butto’nun genel seçimler arefesinde suikaste kurban gitmesi ve Almanya’daki, suç işleyen yabancı asıllı gençlere daha ağır ceza verilmesi yolundaki talepler bugünkü basın özetlerinin konularını oluşturuyor. Stuttgarter Zeitung gazetesi, Butto’nun öldürülmesinden sonra oğlunun Pakistan Halk Partisi’ne genel başkan seçilmesini konu alan yorumunda şu satırlara yer vermiş:
“Aile bağlarının siyasette de korunup sürdürülmesine prensip olarak bir şey söylenemez. ABD’de bir eski başkan eşi, bir başka eski başkanın oğlunun ikamet ettiği Beyaz Saray’ı fethetmeye hazırlanıyor. Hindistan’da İndira Gandi’yi oğlu Raciv izlemişti şimdi de onun dul eşi Kongre Partisi’nin liderliğini yapıyor. Ama bu iki ülkede akrabalık bağlarının ötesinde bizzat siyasi geçmişi olan kişiler söz konusu. Pakistan’da ise 19 yaşındaki bir yüksek okul öğrencisini parti genel başkanlığına getirmek çaresizlikten başka bir şey olamaz.”
Hamburger Abendblatt gazetesi, eski ABD Başkanlarından Dwight D. Eisenhower’in domino teorisini hatırlatarak başladığı Pakistan’ı konu alan yorumunu şöyle sürdürüyor:
“Bu teori, bir ülkenin komünistlerin eline düşmesi durumunda komşularının da aynı akıbetten kurtulamayacağı tezine dayanıyor. Yarım asır sonra domino teorisi radikal islamla yeniden karşımızda. Irak, İran ve Afganistan kısmen de olsa islamcıların eline geçti. 166 milyon nüfusu ve 75 nükleer bombasıyla Pakistan’da da mücadele çoktan başladı. Bennazir Butto’yu öldürme emrinin Pervez Müşerref’ten gelmiş olması çok zayıf bir ihtimal. Butto, el Kaide ve Pakistan gizli servisinin işbirliğiyle katledilmiş olabilir. Devlet organları islamcı teröristlerle işbirliği yaptıysa o zaman, Pakistan orta vadede devrilmeye mahkum bir domino taşıdır.”
Pakistan’ı konu alan son yorumu Kieler Nachrichten gazetesinden aktarıyoruz:
“19 yaşındaki oğlunun genel başkanlığa getirilmesi, Pakistan Halk Partisi’nin Benazir Butto sonrasına ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterir. Yüksek öğrenime yeni başlamış acemi genç iki kez başbakanlık yapmış olan annesinin yerine geçiyor. Anlaşılan Butto ailesi de bu formüle güvenemiyor ki gencin babasını suflörlükle görevlendirdi. Buttolar’ın bu kararından sonra Batı’ya, Pervez Müşerref’e güvenmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Kısa vadede Pakistan’ı anarşiden ancak o koruyabilir.”
Almanya’daki yaklaşan eyalet seçimleri nedeniyle muhafazakar kanat yabancılar politikasını yine seçim malzemesi yaptı. Dört yıl önce çifte vatandaşlığa karşı başlattığı imza kampanyasıyla seçim kazanan Hessen Eyalet Başbakanı Roland Koch’un suç işleyen göçmenlerin daha ağır cezalandırılması yolunddaki talebini Nürnberger Nachrichten gazetesi şöyle yorumluyor:
“Roland Koch’un çifte vatandaşlığa karşı başlattığı imza kampanyasını seçmen yabancıları hedef alan bir eylem olarak görmüş ve cezalandırmak bir yana Koch’u başbakanlığa getirmişti. 27 Ocak eyalet seçimlerinde iktidarının tehlikeye girebileceğini gören Koch utanmadan yine yabancıları hedef göstermeye başladı.”
Hessen Eyalet Başbakanı’nın seçim taktiğini konu alan Lüneburger Landeszeitung gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:
“Roland Koch eyalet seçimini kaybetme korkusuyla yine seçmen yelpazesinin sağ ucunda dolaşmaya başladı. Almanya’da aşırı sayıda suç işleyen yabancı genç olduğu şeklindeki sözleriyle, aşırı sağcılardan da olmak üzere bol alkış topladı. Ama Koch’un yanıldığı da söylenemez. Gerçekten de suç oranı genç göçmenler arasında oldukça yüksek. Ama geleceğini karanlık gören Alman gençler de daha sık suç işliyor. Sorun yabancı olmalarından değil, kendilerine yeterli fırsat tanınmayan gençlerin topluma uyum sağlayamamalarından kaynaklanıyor. Bu sorun popülizm ile değil, önleyici tedbirlerle aşılabilir."