Basın özeti
26 Kasım 2007Die Welt gazetesi iktidar ortakları Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat partileri arasındaki ahengin bozulmaya yüz tuttuğu görüşünde. Gazetenin yorumu özetle şöyle:
“Almanya’nın iki büyük partisi bundan iki yıl önce göreve başlarken seçmene ülkenin büyük sorunlarına çözüm bulmayı vadedetmişti. Ama artık hamlecilikten eser kalmadığı görülüyor. Ekonomik büyüme hızını arttırmak için gerekli bütün reformlar askıda. Halkın satın alma gücünü arttırıcı vergi reformundan kimse söz etmez oldu. Genel seçimlere iki yıl kala bütün reform şantiyelerinde işe paydos havası hakim. İki büyük parti, profil arayışında liberalizm ilkelerinden uzaklaşıp sola kayarak seçmenin gözüne girmeye çalışıyor.”
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi de koalisyon ortaklarının eşadımla birbirlerinden uzaklaştıklarını yazdığı yorumunda şu görüşleri dile getiriyor:
“Yollar ayrılıyor. Hristiyan Birlik partilerinin istihdam politikasında belirlediği kırmızı çizgiler koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar tarafından provokasyon olarak algılanıyor. Asgari ücret taleplerini pazarlık konusu bile etmeyeceğini söyleyen Hristiyan Demokratlar yeni Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Frank – Walter Steinmeier’in dış politikanın inandırıcılığı ile ilgili eleştirilerinden oldukça alındı. Yasama döneminin iki yıllık seçim kampanyasına dönüşeceğinden endişe etmeye ise gerek yok. Koalisyon ortakları arasındaki sürtüşmeler önümüzdeki önemli eyalet seçimleri için puan toplama yarışına benziyor. Ama seçimlerin ardından, taktik nedenle açılan uçurum kapatılamazsa 2009’a kadarki sürenin kavga, durgunluk ve mini icraat programıyla geçmesini bekleyen muhalefet haklı çıkabilir.”
Die Welt gazetesinin dış politik yorum konuları arasında Avustralya’daki iktidar değişikliği de yer alıyor. Gazete, seçim sonucunun ABD’ne Irak’ta müttefik kaybettirdiğini belirttiği yorumunu şöyle sürdürüyor:
“Avustralyalı seçmen oniki yıldır başbakanlık yapan ve koltuğuna adeta yapışan 68 yaşındaki John Howard’a unutamayacağı bir ders verdi. Avustralya’nın 50 yaşındaki yeni başbakanı Kevin Rudd, Batılı demokrasilerle ve özellikle de ABD ile kurdukları dayanışmayı tartışma konusu etmiyor. Sınıf mücaddelesini anımsatan sloganlara sığınma ihtiyacı duymadan orta direğin gönlünü fetheden Rudd önceliği, Avustralya’yı aşırı derecede etkileyen iklim değişikliğine verecek ve dış politikada da gözleri Çin ve Japonya’nın üzerinde olacak. Kevin Rudd, jeostratejik özellikleri sayesinde Avustralya’yı dünya politikasında hak ettiği yere kavuşturacak kapasitede bir politikacı.”