Basın özeti
19 Kasım 2007Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, İran Cumhurbaşkanı’nın uranyum Zenginleştirme faaliyetlerini İran dışına kaydırabilecekleri şeklindeki beyanatını şöyle yorumluyor:
“Ahmedinejat’ın nükleer reaktör yakıtı olan urranyumun tarafsız bir ülkede zenginleştirilebileceği şeklindeki sözleri kayda değerdir. İran Cumhurbaşkanı şimdiye kadar nükleer teknolojinin üstesinden tek başına gelmelerine kimsenin mani olamayacağını söylemekteydi. Mahmud Ahmedinejat’ın bu açıklamayı Arap ev sahiplerine nezaket olsun diye yapmış olabileceği sanılmıyor. İran yönetimi, BM Güvenlik Konseyi’nin ek yaptırımlarla ilgili toplantısına kısa süre kara dünya devletlerine uzlaşma sinyali göndermek istemiş olabilir. Konu açıklığa kavuşana ve öneri resmi bir belge haline gelene kadar, Ahmedinejat’a güvenmek için herhangi bir neden yoktur.”
Die Welt Gazetesi Kosova seçimlerini final karşılaşmasına benzettiği yorumunda seçimlerin krizi sona erdirmeyeceğini vurguluyor. Yorum özetle şöyle:
“Kosova’daki seçimler, Sırbistan’dan ayrılmak isteyen bu vilayetteki son temsilin bir perdesidir. Demokrasinin zaferinden söz edilemez. Çünkü Sırp azınlık oylamayı boykot etmiş, Arnavut çoğunluk ta kaderine küstüğünden sandığa toplu halde gitmemiştir. Halk gruplarının birbirinden nefret ettiği bu topraklarda birlik ve beraberlik olmaz. Seçimler Kosova krizini sona erdirmemiş, aksine muhtemel kanlı çatışmaların habercisi olmuştur. Anlaşmazlık Balkanlar’la da sınırlı kalmayacaktır."
Düsseldorf’ta yayımlanan Rheinische Post gazetesinin Kosova seçimlerini konu alan yorumu da özetle şöyle:
“Kosova seçimlerinin bölgeye bir yararı olmadı. Nefret, çaresizlik, yolsuzluk ve hayal kırıklığı büyük çoğunluğun sandığa sırt çevirmesine yol açtı. Seçime katılanlar ise eski UÇK’lı Haşim Taçi’ye oy verdi ama oy oranı siyasi tercihin kesin ifadesi olmaya yetmedi. Kosova fiilen Sırbistan’dan kopmuş durumda. Vilayetteki Arnavut çoğunlukla Sırp azınlığın arasında da hiçbir bağ kalmadı. Rusya ülkesine kötü örnek olmasın diye bağımsızlık arayışına karşı çıkan Sırbistan’ı destekliyor. Belgrad yönetimi siyasi realiteyi hukuki çerçeveye oturtacak her türlü uzlaşmayı ret ediyor. Her iki halk topluluğunun da onaylayabileceği kontrollü egemenlik formülü taraftar bulmadığından tek taraflı bağımsızlık ilan edilmesi ihtimali artıyor. Milyarlara ve pahalı askeri operasyonlara rağmen Kosova Avrupa’nın barut fıçısı olmaktan kurttarılamadı.”
Fuldaer Zeitung gazetesi BM iklim raporuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
“Politikacılarımız konuşmaktan bıkmıyor. Ya biz nne yapıyoruz. Bizler de aynı onlar gibi bol laf ürretiyoruz. Durumu idrak edemediğimiz ortada. Oysa dünyamızı bekleyen büyük problemle ilgili ilk uyarılar bundan 20 yıl önce yapılmıştı. Belki de bugünkü verilerin ışığında bizleri bekleyen felaketin boyutlarından ürktüğümüz için sorunu görmezlikten geliyoruz. Bizden sonraki nesillerin de gezegenimizde normal bir hayat yaşayabilmeleri için gereken adımların atılması için artık vakit kalmadı.”
Flensburger Tagblatt gazetesi de iklim raporunu şöyle yorumlamış:
“Çevreye en fazla zararı veren ülkeden son derece çelişkili açıklamaların gelmesi bizleri tedirgin etmeli. Amerikalı yetkililer derhal harekete geçmenin elzem olduğundan söz ediyor ama aynı zamanda da, bilimsel tarifi bulunamadığı için gezegenimizi bekleyen tehlikeye ad koyamadıklarını söylüyorlar. Vaşington’un iklik stratejisini bu kelime oyunlarından arıtmak mümkün: Acil tedbirlere evet, ama canımızı acıtmaması kaydıyla.”