Baerbock'un Türkiye gezisi neden tartışma yarattı?
31 Temmuz 2022Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un Cumartesi günü sona eren Türkiye gezisi Almanya'da tartışmalara neden oldu. Bakan Baerbock'un önceki Merkel hükümetinden farklı olarak Ankara'ya yönelik sert çizgisine dikkat çekilirken, söz konusu tavrı destekleyenler olduğu kadar eleştirenler de mevcut.
Baden-Württemberg Eyaleti Maliye Bakanı Danyal Bayaz, Baerbock'un Türk hükümetinden Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını talep etmesini, muhalefet temsilcileriyle görüşmesini ve Türkiye'deki kadın hareketine değer verdiğini ortaya koymasını takdire şayan bir tutum olarak niteledi ve bu tutumun, Almanya'nın, Türkiye'yi Erdoğan'dan ibaret olmadığını gösterdiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı gibi Yeşiller partili Tarım Bakanı Cem Özdemir de, Türkiye konusunda Bakan Baerbock gibi düşündüğünü belirterek, iki ülkeyi birbirine bağlayan çok şey olduğu kadar farklılıkların da bulunduğunu ifade etti. Osman Kavala'nın serbest kalmasını talep eden Özdemir, ilaveten Alman hükümeti açısından devletler hukukunun Kuzey Suriye için de geçerli olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bu bölgeye yapmayı planladığını açıkladığı olası bir harekatı eleştiridi. Özdemir, böylesi bir adımın, bölge insanlarının acısını daha da artıracağını, istikrarsızlığa yol açacağını, bunun da IŞİD'in yeniden güçlenmesi sonucunu doğuracağını savundu.
Baerbock'un AKP hükümetine yönelik eleştirilerini açıkça dile getirmesi Türkiye'deki muhalefet partilerinin temsilcileri tarafından da memnuniyetle karşılanmıştı.
Destek kadar eleştiri
Annalena Baerbock'un Ankara'yı hak ihlalleri, Yunanistan'a yönelik politikası, Akdeniz'deki gaz arama faaliyetleri, Libya'daki rolü ve Suriye'ye yönelik operasyon planlarını eleştirmesine, Almanya'da pek çok sivil toplum kuruluşundan da destek geldi.
Öte yandan Almanya Türk Toplumu (ATT) Baerbock'u eleştirdi. Dernek Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu, "Bazı diplomatik konuların kapalı kapılar ardında konuşulmasını dilerdik" dedi. Almanya Yazişleri Ağı’na (RND) konuşan Sofuoğlu, Cuma günü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Baerbock'un görüşmesi sonrasında yapılan basın toplantısındaki karşılıklı sert açıklamalara dikkat çekerek, her iki Bakanın, diplomasi dilini bırakarak iç politikaya yönelik mesajlar verdiğini savundu. Sofuoğlu, "Beklentimiz, Türk kökenli vatandaşların bundan zarar görmemesidir" diyerek, geçmişte böylesi gerilimlerin yaşandığı dönemlerde Türkiye kökenlilerin bundan olumsuz etkilendiğine işaret etti. Öte yandan Sofuoğlu, Baerbock'un Türkiye'de muhalefet partileri temsilcileriyle görüşmesinden ise memnuniyet duyduğunu belirtti.
CDU'dan da eleştiri
Almanya'da ana muhalefeti oluşturan Birlik Partileri'nin büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) dış politika uzmanı Johann Wadepuhl ise Dışişleri Bakanı Baerbock'un Türkiye ve Yunanistan gezisinde izlediği tutumu eleştirdi. Wadepuhl'a göre, Baerbock'un Atina'da iken Türkiye'yi eleştirmesinin bir getirisi olmadı. AFP haber ajansına konuşan Wadepuhl, her iki ülkeye öncelikle NATO'da ama aynı zamanda da uzun vadeli partner olarak ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Wadepuhl'a göre, belli konulardaki görüşler doğru olsa da akıllıca bir dış politika, bu tür meseleleri birebir yapılan ikili görüşmelerde dile getirmeyi öngörür.
Almanya'da ise genel olarak Wadepuhl'un söylediğinin aksine, kapalı kapılar ardında yapılan diplomasi son dönemde yoğun biçimde eleştiriliyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla birlikte Hristiyan Birlik üyesi eski başbakan Angela Merkel'in izlediği bu politikanın iflas ettiği vurgulanıyor. Tersine dış politikada belli konuların açıkça dile getirilmesi, demokratik değerler vurgulu bir dış politikanın önemi savunuluyor. Almanya'nın yıllarca izlediği, dış politikada iş birliği ile dönüşüm yapılabileceği tezinin, Putin ve Rusya örneğinde iflas ettiği tekrarlanıyor. Hatta şu anda içinde bulunulan savaşta ve sonuçlarında da Merkel'in bu çizginin payının olduğu iddia ediliyor.
Almanya'da Aralık 2021'den beri iktidarda olan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan üçlü koalisyon, hedefler ve icraatlar anlaşmasına, AKP hükümetine yönelik eleştirel bir dış politika izleneceğini ortaya koyan bir pasaj eklemiş, Türkiye'deki hak ihlallerinin eleştirileceğini, sivil toplumun ve muhalif görüşlerin destekleneceğini açıklanmıştı.
Türkiye-Almanya arasındaki tartışmalı konular
Almanya Dışişleri Bakanı Yeşiller partili Annalena Baerbock. Türk mevkidaşı Çavuşoğlu ile Cuma günü yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, iki ülke arasında dostane ilişkinin çok önemli olduğunun altını çizmiş, ancak dostane ilişkilerin karşılıklı olarak birbirini dinlemeyi de şart koştuğunu vurgulamıştı. Toplantıda, "Söylenenler bazen kulaklarımızı acıtsa da" tabirini kullanan ve diplomasinin boş laflar etmek olmadığını belirten Alman Bakan'a, Türk mevkidaşı Çavuşoğlu sert eleştirilerle karşılık vermişti.
Türkiye neyi eleştiriyor
Öncelikle Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Berlin'in "Yunanistan'ın propagandasını" baz alarak Türkiye'ye eleştiriler yönelttiği görüşünü savunuyor. Baerbock'un bu konuda tarafsız ve Merkel gibi dengeli olmadığını düşünüyor ve sıklıkla Merkel'inki gibi bir çizgi beklendiğini ifade ediyor.
İlaveten insan hakları ve temel hak ihlalleri konusunda da sıklıkla iş insanı Osman Kavala'nın tutukluluğunun dile getirilmesinden ve serbest bırakılmasının talep edilmesinden de Ankara epey rahatsız. Çavuşoğlu, Avrupa Adalet Divanı ve İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası mercilerin kararlarının uygulanması konusunda da Almanya ve Avrupa'yı çifte standart davranmakla suçluyor ve aralarında Almanya'nın da bulunduğu bazı ülkelerin Avrupa'daki yüksek mahkemelerin kararlarını uygulamadığını ileri sürüyor.
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun dile getirdiği bir diğer nokta da Almanya'daki ırkçılık ve İslam düşmanlığı. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, bu konuda kararlılıkla mücadele edildiğini birkaç kez vurgulamış, ancak hiçbir ülkenin mükemmel olmadığını, bu nedenle politikacılar ve hükümetler olarak mücadele amaçlı hergün daha da fazla çaba harcamaya devam etmek gerektiğini belirtmişti.
Almanya'yı en çok rahatsız eden konular
Almanya ve Avrupa'da Türkiye ile ilgili genel olarak en çok rahatsızlık yaratan konuların başında, Ankara'nın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO'nun genişlemesine ilişkin yaptığı tehditkar açıklamalar geliyor.Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliğine Almanya dahil pek çok ülke meclislerinde onay verilirken Türkiye'nin bunu hala TBMM'den geçirmemiş olması ve talepler yerine getirilmezse onaylamayacağı yönündeki sözler etmesi de rahatsızlık yaratıyor.
İlaveten büyük bir Kürt, Ezidi ve Arap toplumunun yaşadığı Avrupa'da ve Almanya'da rahatsızlık yaratan bir diğer konu da Türkiye'nin Kuzey Irak ve Suriye'ye yönelik sınır ötesi askeri harekatlar ve düzenlediği operasyonlardaki can kayıpları. Türkiye'nin Yunanistan ile Ege'deki adalar nedeniyle yaşadığı gerilim ve özellikle Ukrayna Savaşı'nın devam ettiği bir dönemde Akdeniz'de gaz arama faaliyetleri büyük rahatsızlığa neden oluyor; zira Ukrayna'daki fiili savaş dışında Moskova'nın doğal gazı kısarak da Avrupa'ya karşı zaten ekonomik bir savaş yürüttüğü görüşü hakim.
Diğer yandan Türkiye'nin, Dağlık Karabağ savaşında kullanımı rahatsızlık yaratan ve o dönem durumun Azerbaycan'ın lehine gelişmesinde önemli rol oynadığı belirtilen Bayraktar İHA ve SİHA'larının Ukrayna’ya satılmasından Almanya ve Avrupa çok memnun. Ancak Rusya ile de benzer olası bir iş birliği yapılması ise endişe kaynağı.
Öte taraftan Türkiye'nin Boğazlar'ı Rus savaş gemilerine kapatması ve Ukrayna'dan Karadeniz üzerinden tahıl koridoru açılmasındaki aracı rolü Almanya ve Avrupa'da büyük destek görüyor.
İlaveten Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapması da yine destek verilen bir diğer alan.
AFP,dpa,DW / ETO,ET