Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un gezi rotasını belirlemesiyle zaten yaşanacak siyasi gerilim önceden anlaşıldı. Bakan Baerbock, Yunanistan ve Türkiye gezisiyle diplomatik açıdan mayınlı bir araziye girecekti.
Önce bir güzelleme ile "Batı savunma ittifakının güneydoğu kanadından" bahsedildi ve Bakan Baerbock hiç yorulmadan, devamlı Rusya'nın Ukrayna'ya saldırisi karşısında dayanışmanın, ortak duruşun anlamını ve önemini vurguladı.
Oysa gerçek bambaşka gözüküyor. Onlarca yıldır sarsılmış Türkiye-Yunanistan ilişkileri yeni bir dip noktaya vurmuş durumda, bir kez daha... Akıllara 2020 yazında yaşanan krizler dönemini geliyor. O zaman da Atina ile Ankara Doğu Akdenz'deki sınır ve hak tartışması yüzünden neredeyse bir savaşın eşiğine gelmişti.
O 2020 krizi döneminde de Almanya Başbakanı Angela Merkel, diğer Avrupalı partnerlerle birlikte bir çıkış yolu bulunmasını sağladı. Üzerinden iki sene geçti ve bu iki senede dünyada çok şey değişti.
Dönemin başbakanı Angela Merkel emekli oldu, Berlin'de Aralık ayından bu yana üç partili yeni bir koalisyon iktidarda. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan bu yeni hükümetin Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un partisi Yeşiller diğer partilerden daha eleştirel bir Türkiye politikasını savunuyor.
Ankara'nın yeni agresif tutumu
Berlin'in Türkiye çizgisi aslında Ankara'nın Avrupa'dan biraz daha uzaklaşmasını engellemeye yönelik. Zira Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş Türkiye'nin önemini, kimilerine göre hatta özel önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Türkiye hükümeti de jeostratejik değerinin farkında zaten. Bunun bilincinde olduğundan vazgeçilmezliğini siyasi arenada sonuna kadar kullanıyor ve bunu dış politikasında sergilediği yeni saldırgan/agresif çizgisiyle de gösteriyor. Ankara'nın sergilediği bu dış politikanın adresi de komşusu Suriye. Ama ondan daha çok elbette Yunanistan.
Türk-Yunan ilişkilerinin ne kadar kötü durumda olduğunu Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock gezisinde bizzat yaşadı ve gördü. Özellikle Cuma akşamı İstanbul'da Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenledikleri basın toplantısı bunu anlamak için ona fazlasıyla malzeme verdi, üstelik kameraların önünde canlı basın toplantısında.
Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ve bu alanda hükümetin yürüttüğü yıldırma politikaları, yıllardır hapiste tutulan iş insanı Osman Kavala'ya yönelik yargının sürdürdüğü ve artık işkenceye dönmüş olan tutum, bütün bunlar, Yunanistan-Türkiye meselesi yüzünden neredeyse geri plana itildi basın toplantısında. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock ile Türk mevkidaşı Çavuşoğlu arasında kamereların önünde yaşanan sert tartışmayı Batılı gözlemciler sert "laf dalaşı" olarak nitelendirdi.
Alman Bakan Baerbock net duruş sergiledi
Gezisinin ilk durağı olan Yunanistan'da Baerbock, Ankara'nın yol açtığı Ege'deki Adalar anlaşmazlığında Berlin'in Atina'nın yanında yer aldığını şüphe götürmez biçimde ortaya koydu. "Yunan Adaları Yunanistan topraklarıdır ve hiç kimsenin bunu sorgulamaya hakkı yoktur"dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da kendi tarzıyla diplomatik tepki verdi ve ortak basın toplantısında eski Alman hükümetinin başbakanı Angela Merkel'in izlediği tutumu övdü. Çavuşoğlu'na göre Merkel, "tarafsız ve önyargısız bir arabulucu" gibi davranıyordu Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklarda. Oysa bugünkü yeni Alman hükümeti,"Yunanistan'ın yürüttüğü propagandaya" kanıyor.
Baktığınız vakit değişen birşeyler var gerçekten de ve bu değişim sadece dildeki doz değil. Değişen Türkiye-Yunanistan ilişkilerine Almanya'nın yaklaşımı da değil. Değişen, Ankara'nın komşusu Yunanistan'a yönelik yeni saldırgan çizgisi.
Eğer Türk hükümet üyeleri, bir Avrupa Birliği (AB) üyesinin meşruluğunu tartışmaya açarsa, Almanya gibi bir Birlik üyesinin de diğer üye ülkenin yanında yer almaktan başka alternatifi olamaz. Dolayısıyla Baerbock Türkiye'de ve Yunanistan'da özünde diplomatik gerekliliği tekrarladı.
Atina'yı da eleştirdi
Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock'un Yunanistan'ı eleştirmediği söylemi de yanlış olur. Baerbock Atina'da Yunan hükümetini eleştiren açıklamalarda bulundu ve mesela mülteci ve iltica politikasını eleştirdi.
İlaveten İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın yol açtığı insanlık suçları nedeniyle tazminat ödenmesi yönünde Atina'nın tekrarladığı talepleri de yine reddetti.
Yunan hükümetinin uzun süredir dile getirdiği ve Türkiye'ye modern denizaltı satışının durdurulması yönündeki taleplerine de Baerbock açık ve net karşılık verdi ve söz konusu isteği "Bu konuda Berlin ve Atina aynı görüşte değil" diyerek reddetti.
Ankara ile Atina pek çok konuda birbiriyle çatışma halinde, ancak uzlaştıkları tek nokta var, o da Berlin’in arabuluculuk yapmasını istememeleri. Angela Merkel döneminde ise bu durum bambaşkaydı.
Dr. Ronald Meinardus Atina’daki düşünce kuruluşu ELIAMEP’in Akdeniz Programı Yöneticisidir.