Açlık grevinde 300 gün
2 Ocak 201815 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL'de kamudaki görevlerinden ihraç edilen eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın başlattığı açlık grevinde 300'üncü gün geride kaldı. Eğitimcilerin hak arayışı oturma eylemi, polis müdahaleleri, gözaltılar, tutuklamalar, cezaevi ve dava süreci gibi evreleri ve gelişmeleri geride bırakarak, Türkiye'de 2017'nin en çok ses getiren olaylarından oldu.
Kanun Hükmünde Kararnameler'le (KHK) ihraç edilen eğitimcilerin işlerine geri dönmek için sürdürdükleri hak arayışı 9 Kasım 2016'da Gülmen'in Ankara'daki Yüksel Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önündeki eylemiyle başladı. 35 yaşındaki akademisyen Gülmen yaptığı bir basın açıklamasıyla haksız yere görevinden ihraç edildiğini savunarak Selçuk Üniversitesi'ndeki işine geri dönene kadar oturma eylemi yapacağını ilan etti. Polis, Gülmen'in eylemine ve ona destek için toplanan kalabalığa müdahale etti, genç akademisyenle beraber çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Gülmen'e destek arttı
Eylemine ertesi gün de aynı yerde devam eden Gülmen'in direnişi ilk günlerde gözaltı, serbest bırakılma ve yeniden eyleme devam etme döngüsü içerisinde geçti. Gülmen'e destek giderek arttı, yanına yine KHK ile ihraç edilen öğretmenler Semih Özakça, Acun Karadağ ve kamu görevlisi Veli Saçılık katıldı. İnsan Hakları Anıtı önündeki eylem sık sık polis müdahalesiyle sonlandırıldı, katılanlar gözaltına alındı. Cezaevlerindeki Hayata Dönüş operasyonlarında bir kolunu kaybeden Veli Saçılık'a yönelik sert polis müdahalesi eleştiri konusu oldu.
Açlık grevine başladılar
Gülmen ve Özakça 11 Mart 2017'de gözaltında oldukları sırada hak arayışlarını bir ileriki aşamaya taşıyarak açlık grevine başladılar. Açlık grevini süresince de aynı anıtının önünde oturmaya devam eden eğitimciler için Türkiye'nin birçok şehrinde destek eylemleri düzenlenmeye başlandı, muhalefet milletvekilleri sık sık Gülmen ve Özakça'yı ziyarete gitti.
Sadece şeker ve su takviyesi ile hayatlarını sürdüren eğitimcilerin bedenleri hızla zayıflarken, açlık grevinin ikinci ayında eyleme dair kamuoyundaki duyarlılık da giderek arttı. Eğitimciler hemen her gün hak arayışını içersinde olan kişi ve gruplar tarafından ziyaret edildi, eylem yaptıkları Yüksel Caddesi özellikle KHK ile ihraç edilen pek çok kamu görevlisinin seslerini duyurdukları bir yer oldu.
Uzun süredir eylemi uzaktan takip eden polis 12 Mayıs'ta kalabalığa müdahale etti, ancak eylem sonraki günlerde de sürdürüldü. 22 Mayıs'taki müdahalede ise polis kalabalığı dağıttıktan sonra, İnsan Hakları Anıtı'nın çevresini bariyerler kapattı. Anıtın çevresindeki polis kordonu o günden beri varlığını sürdürüyor.
76. günde tutuklama
Evler özel harekat polisleri tarafından basılarak gözlatına alınan Gülmen ve Özakça, 23 Mayıs'ta açlık grevlerinin 76'ncı gününde tutuklandı. Hazırlanan iddianamede Gülmen terör örgütü üyeliği ile Özakça ise terör örgütüne yardım etmekle suçlandı. Cezaevinde de açlık grevini sürdüren eğitimcileri tutuklandıktan yaklaşık dört ay sonra hakim karşısına çıktı.
20 Ekim'deki duruşmada tahliye edilen Özakça ambulansla cezaevinden çıktı. Nuriye Gülmen ise 1 Aralık'ta altı aydan fazla tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Yargılama sonunda Özakça hakkındaki suçlamalardan beraat etti. Gülmen ise 'terör örgütü üyeliği' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Gülmen'in tutuklu bulunduğu süreyi göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliyeye karar verdi.
Eğitimciler, 300'üncü güne girdikleri açlık grevi ve cezaevi şartları nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştı. Özakça 30'dan fazla, Gülmen ise 30'a yakın kilo kaybetti. Doktorlar bu kadar uzun süre açlık grevi sürdürmenin vücutta kalıcı hasara yola açacağını belirtiyor.
Eylemlerini evlerinden sürdüren eğitimciler sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla, açlık grevini işlerine geri dönünceye kadar sürdüreceklerini belirtiyor.
©Deutsche Welle Türkçe