"Zihniyet değişimi gençlik hareketinin başarısı"
24 Eylül 2019Dünya gündeminin en önemli maddeleri arasında yer alan Birleşimiş Milletler İklim Eylemi Zirvesi'nde Almanya Başbakanı Angela Merkel de bir konuşma yaptı. Neue Osnabrücker Zeitung, Almanya'nın iklim koruma çabalarını dünyanın diğer büyük sanayi ülkelerinde izlenen siyaset ile karşılaştırarak, Alman modelinin uluslararası alanda bir örnek olup olamayacağı sorusunu gündeme getiriyor:
"Almanya, hükümetin geçen Cuma günü aldığı kararların ardından öne sürüldüğü gibi iklim koruma konusunda başarısız görünmüyor. Birleşmiş Milletler Zirvesi de büyük koalisyonun çabalarını anlatabilmesi için iyi bir sahne niteliğinde. Yenilenebilir enerjileri bir alay konusu olarak gören Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump fosil yakıtların kullanımını ve ihracatını teşvik ediyor. Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro, yağmur ormanlarının yakılmasına yol veren bir isim. Ateşli konuşmalar yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, somut bir sonuca ulaşabilmiş değil. Pekin yönetimi ise kömür kullanımına devam ediyor. Bu manzaranın bize gösterdiği şu: Almanya, en fazla karbondioksit emisyonuna sahip ülkeler tarafından örnek alınmak istiyorsa, bu zorla olacak bir iş değil. Toplumsal onay ve ekonomi dünyası için net ama omuzlanabilecek kurallarla mümkün olur bu. Aksi halde ulusal çapta atılan adım, uluslararası alanda ürkütücü bir örnek olabilir."
İklim Zirvesi’ni gündeme taşıyan gazetelerden biri de Allgemeine Zeitung. Gazete dünya çapında bu konuda yaşanan zihniyet değişikliğinin, gençlik hareketi sayesinde yaşandığını vurguluyor:
"New York'tan dünyaya en iyi ihtimalle, ki bu da bir şeydir, zihniyet değişikliği için birkaç sinyal daha gidecek. Siyasette, ekonomide ve toplumda görülen, küresel ekolojik sistemin çökme riskine karşı mücadele etme isteğindeki artışın nedeni ise hükümet toplantılarında ya da şirket yönetimlerinde alınan kararlardan çok, ilk etapta dünyayı saran ve sürpriz bir şekilde etkili olan gençlik hareketinin başarısı."
Turizm sektörünün en büyük markalarından, İngiltere merkezli seyahat şirketi Thomas Cook'un iflasını açıklaması Nordwest-Zeitung tarafından şöyle yorumlanıyor:
"Thomas Cook'un iflası… Benzer bir olay bu boyutta daha önce yaşanmadı. Herkes çok dikkatli bir şekilde gelişmeleri izleyecek. Sigortalardan gelecek olan meblağ, mağdurların maddi zararını karşılayabilecek mi? Aile huzurunun kaçırılmasından ve yaşadığı stres nedeni ile sağlık sıkıntısı çekebilecek insanlardan söz etmiyoruz bile. Thomas Cook’un çöküş sürecindeki işlemlerde yaşanacak en ufak bir memnuniyetsizlik tüm sektöre zarar verir. Zira bünyesinde birçok markayı barındıran Thomas Cook, kitlesel tatilin en büyük timsallerinden biri. Büyük halk kitleleri yaşananlardan, acenta üzerinden tatile gitmenin hiç de dinlendirici olamayabileceği sonucunu çıkarırsa, bu durum yüksek rezervasyon oranları ile mutluluk sarhoşu olan ancak olumsuz gelişmelere karşı da son derece hassas paket tur sektörü adına büyük bir kriz anlamına gelebilir. "
Konuyu irdeleyen Mitteldeutsche Zeitung ise yaşananlara Brexit penceresinden bakıyor:
"Thomas Cook olayında olumsuz etkiler, nihayetinde birikerek taşınamaz bir yük haline geldi. Başta aldığı yanlış kararlarla zor duruma düşen şirket, 2011'den bu yana dev borç yığınları ile mücadele ediyor. İkinci bir faktör de Brexit. Thomas Cook'tan yapılan rezervasyonlar, bu yıl ilkbaharda azaldı. Şirketten yapılan açıklamada buna neden olarak Brexit süreci gösterildi. Ayrıca İngiliz Sterlini'nin dalgalı seyri ve mesleki anlamda yaşanan gelecek endişesi de şirket faaliyetlerini frenleyen etkenler olarak ortaya kondu. Londra bu yaşananlardan gereken dersi çıkarmalı ve hem kendi ülkesi hem de tüm Avrupa için bir netlik sağlamalıdır. Aksi takdirde iflas haberlei bununla bitmeyecek."
AFP,dpa / ET,HT
© Deutsche Welle Türkçe