Aynur Doğan konseri: Kürtçe etkinliklere yasak
17 Mayıs 2022Kocaeli Derince Belediyesi'nin Kürt sanatçı Aynur Doğan'ın konserini iptal etmesinin yankıları sürüyor. Kamuoyunda tepkiye yol açan yasak kararını Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün, konserle ilgili gerekli izinlerin alınmaması şeklinde gerekçelendirmişti. Organizasyon şirketi ise bu iddiayı yalanlayarak "Daha önceki tüm işlerimizde olduğu gibi 20 ve 25 Mayıs etkinliklerimizin de ödeme dekontlarımızı ibraz ettiğimiz ve çalışmalarını tamamladığımız halde konser iptal edildi" açıklamasını yaptı.
Aynur Doğan da yasak kararının ardından Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Gücümüzün yettiği, sevginizin olduğu her yerde paylaşarak birlikte büyüyeceğiz. Bizler 'kaslarınızı' geliştireceğiniz kum torbası değil, ancak yüreğinizi ve vicdanlarınızı güçlendirmenin fırsatlarıyız" ifadelerini kullandı.
Metin-Kemal Kahraman kardeşlerin konseri de yasaklandı
Aynur Doğan konserinin iptaline tepkiler sürerken iki yasak haberi daha geldi. Dersimli müzisyenler Metin-Kemal Kahraman kardeşlerin bugün yapılması planlanan konseri de Muş Valiliği tarafından yasaklandı. DW Türkçe'ye konuşan Kemal Kahraman, tüm hazırlıkları tamamlanan konserin yasaklandığına dair kararı dün akşam öğrendiklerini söyledi.
Kahraman, "Muş'ta konserimizin organizasyonuyla ilgilenen arkadaşımızı mesai bitimine yaklaşık yarım saat kala valilikten bir yetkili aramış ve konserin yasaklandığını söylemiş. Herhangi bir gerekçe telefonda dile getirmemişler" şeklinde konuştu.
Konser için emek verenlerin mağdur edildiğini belirterek kararı "art niyetli bir yaklaşım" olarak değerlendiren Kahraman, kendilerine tebligat yapılacağının ifade edildiğini, ancak henüz ellerine geçen bir belge olmadığını da ekledi.
Kemal Kahraman, Muş konserlerine yönelik yasağın Aynur Doğan konserinin iptaliyle beraber değerlendirilerek kamuoyunda merkezi bir karar uygulanıyormuş havasının yaratıldığı kanaatinde. Kahraman, "İktidarın ideolojik olarak genelde sanatla özel olarak da müzikle sorunu var. Bu süreci Kürtçe, Zazaca söyleyen müzisyenler daha katmerli bir şekilde yaşıyor. Bugünkü uygulamanın Kürtçe, Zazaca ile başlatılmasının sebebi, genel müzik yasağını meşrulaştırmak için olabilir" görüşünü dile getirdi.
Amed Şehir Tiyatrosu'na da yasak geldi
Bir başka yasak haberi de yine Kocaeli'nden geldi. Amed Şehir Tiyatrosu'nun 28 Mayıs'ta Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde sahneleyeceği "Don Kîxot" oyunu da iptal edildi.
Amed Şehir Tiyatrosu'ndan Berfin Emektar, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, kararın organizasyon şirketine gece yarısı tebliğ edildiğini, telefondaki yetkilinin "Salonu size yanlışlıkla verdik" dediğini aktardı. Emektar, keyfi durumlarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek "'Kürtçe'yi yasaklamıyoruz' diyorlar ama neyi yasakladıklarına dair gerekçe de verilmiyor. Yazılı hiçbir şey sunmuyorlar. Bizim için kabul edilebilir değil. Açık açık 'Kürtçe bu ülkede yasak' desinler o zaman. Komik açıklamalarla bizi sindireceklerini düşünüyorlarsa yanılııyorlar" diye konuştu.
Amed Şehir Tiyatrosu'nun Aralık ayında Mardin'de Kürtçe olarak sahneleyeceği Molière'in "Tartuffe" oyunu da valilik tarafından yasaklanmıştı. Valilik yasak kararına pandemiyi gerekçe gösterse de Berfin Emektar yasağın ertesi günü aynı mekânda başka bir oyunun sahnelendiğini söyledi.
Mahkeme Kürtçe oyun yasağını hukuka uygun buldu
Kürtçe sahnelenen sanat etkinliklerine yönelik yasaklar bir süredir devam ediyor. Ekim 2020'de İtalyan tiyatro yazarı Dario Fo'nun Kürtçeye çevrilen ve "Teatra Jiyana Nû" tarafından 2017'den beri Türkiye'nin dört bir yanında sahnelenen "Bêrû" oyunu da İstanbul Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından "kamu düzenini bozabileceği" gerekçesiyle yasaklanmıştı. Yasak kararı çıkmasaydı İstanbul Şehir Tiyatroları'nda ilk kez Kürtçe bir oyun sergilenecekti. Yasağın ardından sosyal medyada #KürtçeTiyatroEngellenemez etiketiyle paylaşımlar yapılmıştı.
Aynı oyunun İstanbul'un ardından Urfa'da da yasaklanması üzerine Urfa Barosu yasaklama kararının kaldırılması için mahkemeye başvurdu. Talebi reddeden mahkeme, "Teatra Jiyana Nû"nun PKK ile iltisaklı olduğunu iddia ettiği Mezopotamya Kültür Merkezi ile ilişkisi olduğunu belirterek "terörle mücadelenin daha etkin bir şekilde sürdürülebilmesi" için yasağın hukuka uygun olduğunu savundu.
"Anadili Kürtçe olan insanlar üzerindeki etkisi çok travmatik"
İletişim Yayınları'ndan çıkan "Kürt Damgası: Etnik Sınırlar ve Başa Çıkma Stratejileri" kitabının yazarı sosyolog Dr. Serkan Turgut ise anadil gibi temel bir insan hakkının aktüel siyasi malzeme haline getirilmesini eleştiriyor. Turgut, "İşin kötü tarafı bu tür gündelik pragmatik hamleler insanların hayatında kalıcı izler bırakabiliyor" diyor.
Turgut, Kürtçe diline yönelik yasakların belediye ve valilik kararları ile meşru bir zeminde yürütüldüğüne dikkat çekerek "Çoğunluğa mensup gruplar ne kadar farkında bilmiyorum, ama yasakların anadili Kürtçe olan insanlar üzerindeki etkisi çok travmatik. Gündelik hayatta Kürtçe konuşmaktan kaçınmaya giden bir yolu da döşüyor" diye ekliyor. Turgut, Kürtçe'ye yönelik baskıların yeni olmadığının altını çizen akademisyen, yasakları endişe verici buluyor:
"Birarada yaşamak devlet söyleminden başlayarak medyada, eğitim kurumlarında hayatın her alanında Kürtçe'ye yer açarak mümkün olacak. Aksi takdirde sadece nefret tohumu ekeceğiz. Kürtçe anadilimiz. Konuşacağız, şarkılarımızı söyleyeceğiz, oyunlarımızı oynayacağız. Duymayan kulaklara yasaklamanın hiçbir fayda getirmeyeceğini tekrar tekrar anlatacağız."