Avusturya'dan sığınmacı anlaşmasına tepki

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Almanya'da Hristiyan Birlik partileri CDU ve CSU'nun üzerinde uzlaştığı sığınmacı anlaşmasına dair açıklamada bulundu. Viyana'da düzenlediği basın toplantısında, "Almanya'nın ne planladığını hâlen tam olarak bilmiyoruz" diyen muhafazakâr siyasetçi, "Ancak Avusturya'nın aleyhine işleyecek bir anlaşmaya varmaya kesinlikle gönüllü olmadığımızı şimdiden söyleyebilirim" ifadesini kullandı. Kurz, Almanya'nın sıkı sınır politikaları uygulaması hâlinde Avusturya'nın da aynısını yapacağını sözlerine ekledi.

Almanya'da sığınmacı politikası konusunda görüş ayrılığı yaşayan Başbakan ve CDU lideri Angela Merkel ile aynı zamanda İçişleri Bakanı olan CSU Genel Başkanı Horst Seehofer'in vardığı sığınmacı anlaşmasında Avusturya'ya önemli bir rol biçiliyor.

Anlaşma, Almanya-Avusturya sınırında özel transit merkezleri kurulmasını ve hâlihazırda diğer AB ülkelerinde kayıt altına alınmış sığınmacıların bu merkezlerde tutulmasını öngörüyor. Sığınmacıların daha sonra ise ilk kayıt altına alındıkları ülkelere geri gönderilmesi planlanıyor. Ancak sığınmacılar sınır dışı edilmeden önce söz konusu ülkelerle ikili anlaşmalara varılması gerekiyor. CDU ve CSU, bu ülkelerin olumsuz bir yanıt vermesi durumunda, iltica başvurusu reddedilen sığınmacıların Avusturya tarafından kabul edilmesi için Viyana yönetimini ikna etmeye çalışıyor.

Dışişleri Bakanı: Viyana'ya "danışılmadı"

CDU ile CSU arasındaki anlaşmanın sağlanmasının ardından gözlerin çevrildiği Avusturya'da hükümet, daha önce yaptığı açıklamada ülkenin "özellikle güney sınırlarını korumak için önlemler almaya hazır olduğunu" duyurmuştu. 1 Temmuz itibarıyla AB dönem başkanlığını devralan Avusturya'nın güney sınırında, birçok sığınmacının ulaştığı ilk AB ülkesi olan İtalya'nın yanı sıra Slovenya bulunuyor.

Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'ın ise CDU-CSU anlaşmasının Viyana'ya "danışılmadan" yapılmasına tepki gösterdiği bildirildi.

Almanya İçişleri Bakanı ve CSU lideri Seehofer, Perşembe günü Viyana'ya giderek Avusturya Başbakanı Kurz, Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache ve Avusturyalı mevkidaşı Herbert Kickl ile görüşmeler gerçekleştirerek hükümetin anlaşmaya ilişkin kaygılarını gidermeye çalışacak.

Domino etkisi yaratacak mı?

Avusturya'nın tepkisi, AB üyesi ülkelerin sığınmacılara kapılarını kapatmak için giderek daha sıkı önlemler almalarına neden olabilecek bir domino etkisi yaşanması endişesini de beraberinde getirdi.

Daha önce tartışmalı AB kotası kapsamında sığınmacı almayı reddeden Çekya'da Başbakan Andrej Babiş, fırsattan istifade ederek Avrupa'ya sınırlarını kapama çağrısını yineledi. Babiş, "Almanya açıkça İtalya ya da Yunanistan'a ulaşan insanların Almanya'da yaşamayı seçme hakkı olmadığını ortaya koydu. Umarım İtalya ve Yunanistan bunu anlayıp sınırlarını kapatacak" diye tweet attı.

İtalya Başbakanı Giuseppe Conte de Almanya'nın planının, sığınmacıların AB'ye girmesini engellemeye odaklanmaktan ziyade AB içinde ülke değiştirmelerini önlemeyi amaçlamasına eleştiri getirdi. Conte, bu yaklaşımı, "hiçbir çözüm getirmeyecek olan hatalı bir tutum" olarak niteledi.

Bild gazetesine konuşan Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise Almanya'nın gündeme getirdiği planı, Avusturyalı mevkidaşı Kurz ile ele alacağını belirtti. Ancak ülkesinin duruşunun 2015 yılından beri, AB'nin duruşunun da geçen hafta Brüksel'de düzenlenen sığınmacı zirvesinden beri bilindiğini söyledi. Orban bu duruşun da AB'nin dış sınırlarının korunması ve AB toprakları dışında kabul merkezleri oluşturulması olduğunu sözlerine ekledi.

DW,dpa,AFP,AP/CÖ,ÖA

© Deutsche Welle Türkçe