Avrupa'ya kaçışta yeni rota
15 Ekim 2013Yoksulluk, açlık, savaş ve şiddet… Tüm bu olumsuzluklar, çoğu insanın yaşadığı yerleri terk etmesine yol açıyor. Afganistan, Mali ya da Suriye'den her yıl binlerce insan daha iyi bir yaşam umuduyla AB'ye ulaşmaya çalışıyor. Ancak izledikleri yollar çoğunlukla tehlikeli oluyor ve daha iyi bir hayat umuduyla çıktıkları yolda çoğu yaşamını yitiriyor. Fakat izledikleri tek rota Akdeniz üzerinden değil. Kaçak göçmenler sürekli yeni rotalar buluyor. AB ise yeni bir sistemle bu kaçak göçleri önlemeye çalışıyor.
2012 yılında yaklaşık 300 bin kişi AB'ye iltica başvurusunda bulundu. Sığınma arayışı içerisindeki bu insanların geldikleri ülkeler ile AB ülkeleri arasında yüzlerce kilometre mesafe bulunuyor. Özellikle savaş ve kriz bölgelerinden gelen kaçak göçmenler, dört rota üzerinden AB sınırlarına ulaşıyor. Büyük çoğunluk Doğu Akdeniz üzerinden bir rota izliyor. Avrupa Birliği sınır koruma ajansı Frontex yetkilileri, Türkiye ve Yunanistan arasında AB'ye ulaşmaya çalışan çok sayıda yasadışı göçmeni yakalıyor. Diğer rotalardan biri Libya ve Tunus'tan İtalya ya da Malta'ya, bir diğeri de Cezayir ya da Fas üzerinden İspanya'ya doğru. En çok kullanılan dördüncü rota ise Batı Balkan rotası.
Avrupa Sınır Hattı (borderline-europe) adlı insan hakları örgütünün yöneticilerinden Harald Glöde, şu sıralar Akdeniz üzerinden izlenen rotanın yani Lampedusa ve Sicilya'ya geçişlerin daha yoğun olduğu bilgisini veriyor. Ancak Glöde, AB içerisinde koruma önlemlerinin olduğu yere göre rotaların değişiklik gösterdiğini ifade ediyor. Akdeniz üzerinden AB'ye geçiş rotası 1990'lı yıllardan beri kullanılıyor. Başlangıçta Arnavutluk üzerinden İtalya'ya doğru Balkan rotası da kullanılıyordu. Ancak en sık kullanılan Akdeniz rotası üzerinde çok sayıda kaza meydana geliyor ve kaçaklar hayatını kaybediyor. Ekim ayı başında İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında bir teknenin alabora olması sonucu 270'ten fazla kaçak göçmen yaşamını yitirdi.
10 yılda 20 bin kişi öldü
AB, Lampedusa faciasından sonra “Eurosur” adı verilen sınır koruma sisteminin devreye sokulması kararını aldı. Avrupa Parlamentosu'nda onaylanan ve 1 Aralık'ta yürürlüğe girecek olan sistem, AB sınır koruma ajansı Frontex ile sıkı bir işbirliği içinde olunmasını ve kaçak göçmen dolu teknelerin uydular aracılığıyla Akdeniz üzerinde tespit edilmesini öngörüyor. Ancak Glöde, sistemi eleştiriyor: "Eurosur, neredeyse her teknenin mümkün olduğunca erken tespit edilmesi ya da geldikleri ülkeye mümkün olduğunca erken gönderilmeleri için Akdeniz bölgesinin gözetlenmesi konusunda bir iyileştirme içeriyor. Ancak bu, kaçak göçmenlerin başka rotalar araması, daha küçük teknelere binmesi ya da şüpheli yollar izlemeleri gibi durumlara yol açacaktır. Bu da sonuçta daha fazla kazaya sebep olur. Kamuoyunda bazı politikacıların gözetleme sayesinde insanların da kurtarılabileceği yönünde görüş bildirmeleri alaycı bir ifade."
Uluslararası Göç Örgütü, geçen on yıl içinde yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. Ancak gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Örgütten Bernd Hemingway, Eurosur'un kaçakların deniz yolculuğuna elverişli olmayan teknelerle Akdeniz'i geçmelerini önlemesi halinde bunun olumlu bir sonuç olacağını kaydediyor.
Hemingway, “Kaçakçılar, bir organize suçun parçası. Bunlar birlikte hareket eden küçük örgütler. Bu da her şeyi hem çok esnek hem de kontrol edilmesi güç hale getiriyor. Eğer aralık ayından itibaren Akdeniz daha sıkı gözlemlenirse, o zaman kaçakçılar doğrudan başka yollar bulacaktır” diyor.
5 bin ila 10 bin euro arasında ödüyorlar
AB'ye ulaşmak isteyen göçmenler, kaçakçılara 5 bin ila 10 bin euro arasında bir meblağ ödemek zorunda kalıyor. Bu riskli yolculuktan sağ çıkacaklarının garantisi ise yok. Ekim ayında Lampedusa açıklarında batan teknede toplam 500 kişinin olduğu tahmin ediliyor.
Uluslararası Göç Örgütü, şu anda yeni bir rotayı gözlemliyor. Karadeniz üzerinden Romanya ve Bulgaristan'a yönelik bu yeni rotayı özellikle Suriyeli kaçak göçmenlerin kullandığı belirtiliyor. Avrupa Sınır Hattı'ndan Harald Glöde, AB'nin koruma politikasının kaçak göçmenleri insan tacirlerinin eline düşürdüğünü zira bu kişilerin yasal olarak AB'ye ulaşma şanslarının olmadığını kaydediyor.
Glöde, “AB'de kaçak ikamet edenlerin yüzde 70-80'i, bir ülkede kendilerine tanınan süreden daha uzun süre kalan yabancı uyruklu kişilerden oluşuyor. Yani bu kişiler turist vizesi gibi yasal bir vizeyle AB'ye gelip bir daha geri dönmüyor” şeklinde konuşuyor.
©Deutsche Welle Türkçe
Sabrina Pabst / Başak Sezen
Editör: Ercan Coşkun