Avrupa çocuk gelinleri tartışıyor
23 Ekim 2015Hollanda polisinin elindeki fotoğrafta Fatma'nın desenli bir başörtüsü taktığı ve ciddi, hatta dik başlı bir tavırla objektife baktığı görülüyor. Görünürde yaşıtı olan diğer genç kızlardan bir farkı yok. Oysa yaşadıkları yaşının kaldırabileceğinden çok daha ağır. Henüz 14 yaşında olan Fatma evli ve yaklaşık iki ay önce de ilk bebeğini dünyaya getirdiği sanılıyor. Resmi makamlar Suriyeli olan Fatma ve kendisinden on yaş büyük olan eşinden 31 Ağustos'tan beri haber alamıyor. Çift, geçen yaz Almanya üzerinden Hollanda'daki Ter Apel'e gelmiş ve buradaki sığınmacı kabul merkezine yerleştirilmişler. Fatma'nın hastanedeki bir randevusuna gitmemesiyle ise ortadan kayboldukları anlaşılmış. Şu anda genç Fatma'nın çoktan ülke dışına çıkarılabilmiş olacağı ihtimali üzerinde duruluyor.
Bu olayın basında geniş yankı bulmasıyla Avrupa’da “çocuk gelinler” meselesi tartışılmaya başlandı. Hollandalı politikacı Attje Kuiken sosyal medya üzerinden olaya tepki göstererek bu durumun ‘kabul edilemez‘ olduğunu ve ‘çocukların çocukluklarını yaşama hakkı olduğunu' söyledi ve bu tür evlilikleri önleme çağrısı yaptı.
Fatma’nın hikâyesi kamuoyunda duyulana kadar Hollanda vatandaşı olmayanların Hollanda dışında yaptıkları evlilikler tanınıyordu. Eşlerden biri yalnızca 16 yaşında olsa dahi. Yalnızca evliliğin yapıldığı ülkede 16 yaşında birinin yaptığı evliliğin yasal olması şartı aranıyordu. Şimdilerdeyse Hollanda’da meclis evlilik yaşının 18’e çıkartacak bir yasal düzenleme üzerinde çalışıyor.
‘'Çocuk gelinlerin sayısı artıyor''
Almanya’da da henüz çocuk gelinlere ilişkin somut rakamlardan bahsedilemese de sığınmacılar meselesiyle birlikte konunun daha dikkat çekici bir hale gelip gelmeyeceğine ilişkin tartışmalar var. Federal Göç ve Mülteci Dairesi (BAMF) henüz böyle bir vakanın bildirilmediğini kaydederken kadın hakları savunucusu bir örgüt olan "Terre des Femmes"e göre Almanya da ileride bu vakalarla sıkça karşılaşacak. Örgütün genel direktörü Christa Stolle’ye göre özellikle ‚aile birleşimi‘ sebebiyle gelecekte çok sayıda kız çocuğu Almanya’ya gelecek. Kısa süre önce Türkiye’de olan Stolle buradaki duruma ilişkin gözlemlerini şu sözlerle anlatıyor: ‘‘Suriye’deki sığınmacı kamplarında reşit olmayan kızların evlendirilmesi vakaları son yıllarda oldukça arttı. Son üç yılda 14, 15, 16 yaşlarındaki kızların evlendirilme vakalarının üç katı artış gösterdiğini ortaya koyan istatistikler mevcut. Bunun nedeni de ailelerin kızların bekâretinden endişe etmeleri. Çünkü kızları başlık parası alabilmek için bir anlamda satıyorlar. Bir yandan da kızların başka ailelerin yanında daha emin ellerde olduğunu düşüyorlar.‘‘
‘'Almanya danışmanlık hizmeti sağlamalı''
Kendileri çocuk yaşta olmalarına rağmen kimileri çocuk sahibi dahi olan bu kızların aileleri ve eşleri olmadan korunmasız hissettiklerini söyleyen Stolle, Almanya'ya gelenlere danışmanlık hizmeti sağlama yükümlülüğümüz var, şeklinde konuşuyor. Ona göre örneğin dil kurslarında bu danışmanlık verilebilir ve onlara istemiyorlarsa evliliklerini devam ettirmek zorunda olmadıkları anlatılabilir.
Bir başka kadınlara yardım ve dayanışma örgütü olan "Medica Mondiale"den Claudia Söder de Stolle’nin fikirlerine katılıyor. Ancak ona göre bu genç kadınların eşlerine ve eşlerinin ailelerine bağımlılığını da göz önüne almak gerekiyor. Söder ‚onların öylece eşlerini terk etmelerini bekleyemeyiz‘ diyor. Böyle bir kararı alabilmeleri için onlara yol gösterecek ve güvenlerini kazanacak bir danışmanlığın elzem olduğuna dikkat çekiyor. Ancak Almanya’nın henüz bu tür danışmanlık hizmetleri için yeterli donanımı olmadığının da altını çiziyor.
Genç kadınları tehlikeye atmaktan kaçınmak için aktivistler aileleri de sürece dâhil etmeye ve bu çocuk gelinlerin eşlerine evlerinin geçimini tek başlarına sağlamak zorunda kalmamalarının olumlu yanlarını anlatmaya çalışıyorlar. Öte yandan Christa Stolle bu gençlerin çekinmeden sorunlarını anlatabilmelerine olanak tanıyacak gerekli koşulları oluşturmak istiyor.
Aile itibarı için evlendirilen çocuklar
"Aile şerefi'" ise çocuk yaşta yapılan evliliklerin başlıca nedeni olarak öne çıkıyor. Suriye gibi savaş bölgelerinde kadınlara yönelik cinsel şiddet ve tecavüz vakalarının giderek artması da çocuk yaşta yapılan evlilikleri artmış. Claudia Söder hemen her kadının başından böyle bir şey geçtiğini söylüyor. Aileler için tecavüz, kızlarının namusunu ‘kirlettiği’ için büyük bir utanç kaynağı sayılıyor. Bu noktada ise evlilik bir çözüm olarak görülüyor. Evlilikten sonra ise yasal olarak reşit dahi olmayan bu kızların başına bir taciz vakasının gelemeyeceği umut ediliyor.
Sığınmacıların kamplarda da aile yaşamlarını ve geleneklerini devam ettirmeye çalıştıklarını söyleyen Stolle ise,‘'Bu da tabii genç kızlar üzerinde büyük bir baskıya neden oluyor. Zira onlar aile şerefi, gelenekler ve aile yaşamının bir tür garantörü olarak görülüyorlar. Bekâretleri, yani şerefleri lekelenmeden de acilen evlendirilmeleri gerekiyor. Böylece aile de kendi nüfuzunu kaybetmemiş oluyor'' diyor.
Bu konu hala Almanya’dan uzakta gibi görünse de aslında burada da benzer vakalar görüldü. Stolle bu vakalara örnek olarak 16 yaşındaki kızlarını zorla evlendirmek isteyen Türkiyeli bir aileden bahsediyor. Almanya’da bu yasal olmasa da aile kendince bir çözüm bulmuş ve dini nikahla kızlarını evlendirmeye karar vermiş. Daha sonra da kızlarını okuldan alıp eve hapsetmişler. Ancak kız evden kaçmayı başararak bir kadınlara yardım örgütüne sığınmış. Bu olayın üzerinden beş yıl geçtiğini anlatan Stolle şu anda 21 yaşında olan ve başka bir isimle hayatına devam eden ve çalışan genç kadının kendilerine hala minnattar olduğunu söylüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Nastassja Shtrauchler/ Sabrina Papst