1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Av. Mandacı: Meslektaşlarımız kötü muamele gördüler

21 Eylül 2017

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın gözaltına alınan 16 avukatından 14'ü tutuklandı. Eşi de gözaltındaki avukatlardan olan Avukat Duygu Mandacı, DW Türkçe'ye meslektaşlarının kötü muamele gördüğünü aktardı.

https://p.dw.com/p/2kRlr
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

Tutuklu eğitmenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın davasını takip eden ve eylül ayı başında gözaltına alınan 16 avukattan 14'ü perşembe sabaha karşı tutuklandı.

Halkın Hukuk Bürosu'ndan Avukat Duygu Mandacı, tutuklama gerekçesine ilişkin DW Türkçe'ye yaptığı açıklamalarda, meslektaşlarının gözaltında kötü muamele ve işkenceye maruz kaldıklarını öne sürdü.

DW Türkçe: Dün akşam gözaltınadaki 16 avukatın 14'ü tutuklandı. Sizin gibi avukat olan eşiniz Ahmet Mandacı da avukatların arasındaydı ve serbest bırakıldı. Avukatların tutuklanma gerekçesi nedir?

Av. Duygu Mandacı: Biz şöyle değerlendiriyoruz; soruşturmada gizlilik kararı olduğu için şimdiye kadar hiçbir evrak görmemiştik. Suçlama hakkında hiçbir bilgimiz yoktu. Sadece savcılıkta yapılan sorgu sırasında arkadaşlarımızın neyle suçlandığını öğrenebildik. Gerçekten şaşkınlığa uğradık çünkü çok uzun süredir gözaltındalar, gözaltında işkence, kötü muamele görüyorlardı. Böyle olunca biz bir delil mi var derken, dosyada hiçbir şey olmadığını gördük. Tamamen soyut iddialara dayanan bir soruşturma. Bu soruşturmaya dayalı olarak daha ilerici daha demokrat, yoksulların işçilerin avukatlığını yapanlar cezalandırılmak isteniyor. Biz böyle değerlendiriyoruz. Çünkü hukuki hiçbir şey yoktu.

DW Türkçe: Tutuklanma gerekçesinde ne yazılı?

Av. Duygu Mandacı: Arkadaşlarımın avukatlık faaliyetleri soruşturma konusu edilmiş. Hapishanede hangi müvekkillerle görüştünüz diye soruluyor. Biz müvekkillerimizi hangi siyasetten hangi örgütten olduğuna göre seçmiyoruz. Zaten müvekkil seçimi bize ait bir şey. Bunun üzerinden bizim politik görüşümüz, yaşam tarzı üzerinden bir yorum yapılamaz. Anlaşılan o ki bir takım insanların avukatları dahi olmasın isteniyor. Bu nedenle avukatlar dahi baskı görüyor. 14 avukatın tutanaklarında farklı gerekçeler var. Delillendiremiyorlar zaten. Tutuklama gerekçeleri soyut. Temel suçlardan biri de Halkın Hukuk Bürosu'nda çalışmak, müvekillerle görüşmek. "Müvekkillerden bilgi mi taşındı" diye soruluyor. Ancak hangi bilgi taşınmış, kim taşımış belli değil.

DW Türkçe: Bir avukatın hangi müvekkili seçeceği, kimi savunacağı tamamen avukatın karar verebileceği bir şey değil midir?

Av. Duygu Mandacı: Tabii ki. Bizim mesleki faaliyetimiz yargılanamaz. Bizim hangi müvekkillerin davalarını aldığımız üzerinden soruşturma yürütülemez. Şöyle bir ibare vardı dün sorgu sırasında; "Soma davasında avukatlık yapmışsınız, acaba kimden talimat aldınız" denildi. Bu inanılmaz bir şey. Her avukat kamu davasında avukatlık yapabilir, bunun için kimseden talimat almasına gerek yok. Böylesine saçma bir soruşturma var ortada.

DW Türkçe: 16 avukat gözaltına alınmıştı, 14'ü tutuklandı. Sözkonusu avukatlar eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın da avukatlarıydı. Peki, Soma davası dışında başka hangi davalarda avukatlık yaptılar?

Av. Duygu Mandacı: Tutuklanan arkadaşlarımızı daha ziyade toplumsal davalara, örneğin Dilek Doğan'ın davasına bakıyordu. Kamuyu ve kamu düzenini rahatsız eden konudaki davalara da bakıyorlardı. Onun dışında toplumsal olmayan davalara bakan arkadaşlarımız da var ancak bu davaya baktıkları için rahatsız olunduğunu düşünüyoruz.

DW Türkçe: Gözaltına alınan 16 avukat içinde sizin eşiniz Av. Ahmet Mandacı da vardı. Avukat Ezgi Çakır ile birlikte sertbest bırakıldılar. Diğer avukatların durumundan farkları neydi?

Av. Duygu Mandacı: Benim eşim halihazırda Halkın Hukuk Bürosu'nda çalışmıyor. Sanırım buydu gerekçe, sigorta kaydına bakıldı. Bu sebepten olabileceğini düşünüyoruz çünkü diğer avukatlar için de bir delil yok. Avukat Ezgi Çakır da başka bir yere bağlı çalışıyor. İlişkilendirmekte zorlandılar belki. O yüzden serbestler şu an.

DW Türkçe: O zaman Halkın Hukuk Bürosu'na bağlı avukatlar oldukları için mi tutuklandıklarını söylüyorsunuz?

Av. Duygu Mandacı: Kesinlikle öyle. Halkın Hukuk Bürosu yerleşmiş çok saygı gören bir avukatlık bürosudur. Bu insanlar yoksulların, işçilerin avukatlığını yapar. Bundan cezalandırmak istendi ve bunun üzerinden bir soruşturma açılmış. Biz bunu böyle okuyoruz. Ama benzer tüm ilerici kurumlara da böyle bakıldığını biliyoruz.

DW Türkçe: Gözaltı kararına gerekçe neydi? Tutuklama gerekçesiyle aynı mıydı?

Av. Duygu Mandacı: Biz gözaltı süresince dosyada gizlilik olduğu için hiçbir evrak görmedik. Sadece gözaltı kararını gördük. Savcı bizimle günlerce görüşmedi. Biz arkadaşlarımıza işkence ediliyor diye savcıyla görüşmek istedik ancak savcı bizden kaçıyordu. Soruşturmanın temeli şuydu, müvekkilerden bilgi mi taşıyordunuz…

DW Türkçe: Az önce meslektaşlarınızın işkence gördüğünü savcıya iletmek istediğinizi söylediniz, Dün akşam Avukat Selçuk Kozağaçlı sosyal medya paylaşımında avukatların polis tarafından tehdit edildiklerini paylaştı. İşkenceden kastınız nedir?

Av. Duygu Mandacı: Dün akşamki olay şudur, arkadaşlarımıza şöyle söylüyorlar, "burada kameralar var ama bunlara güvenmeyin sizi hapishaneye götürürken otobüste döveceğiz." "Otobüste size işkence edeceğiz diye açıktan" söylüyorlar. Şubede kalırken de tuvalete gitmek istiyorlar, götürmüyorlar, sürekli psikolojik baskı, Ölürüm Türkiyem şarkısını açıyorlar son ses, hakaret ediyorlar, bazı kadın meslektaşlarımızın saçlarından tutup, kafalarını duvara vurmuşlar. Avukat Engin Gökoğlu'nun üzerinde tepinmişler. Bu tip şeyler yaşıyor arkadaşlarımız.

DW Türkçe: 16 avukat gözaltındayken açlık grevine girdi. Halkın Hukuk Bürosu'ndan bazı avukatların şeker ve su almayı da bıraktığı bilgisini aldık. Bunun gerekçesi neydi?

Av. Duygu Mandacı: Gözaltında kötü muameleye tepki olarak yapıldı. İlkesel bir tavır olarak böyle bir karar aldı meslektaşlarımız. Hepsi şeker ve suyu almayı da bıraktı. Yedi gün gözaltındalardı ve artık ifadeye çıkarılmak istiyorlardı. Savcı da bunu yapmıyordu. Bunun üzerine savcılık sağlık problemleri yaşamalarından çekindi ve iki gün içinde ifade almak zorunda kaldı.

DW Türkçe: Avukatların gözaltına alınıp, tutuklanması "savunma hakkı" ihlali olarak değerlendiriliyor. 28 Eylül'de Özakça ve Gülmen'in ikinci duruşması var. Tutuklu avukatların kaçı bu davaya bakıyordu?

Av. Duygu Mandacı: Hepsi bu davaya destek vermiş, konuyu bilen avukatlardı. Türkiye'deki demokrat avukatlar ilk duruşmada bir cevap verdi. Gözaltındaki avukatlar dosyaya çok hakim avukatlardı. Ancak dava sahiplenildi ve çok ciddi bir avukat kitlesi duruşmaya gitti. Bu duruşma sahipsiz kalmadı. 28 Eylül'deki duruşma için farklı sınırlamalar var. Üç avukat sınırlaması ve çok dar bir yerde duruşmayı yapma gibi.

DW Türkçe: Duygu hanım tutuklanan avukatlar hangi baroya bağlı avukatlar?

Av. Duygu Mandacı: Ağırlıklı olarak İstanbul Barosu'na bağlılar.

DW Türkçe: İstanbul Barosu'ndan bir açıklama yapıldı mı?

Av. Duygu Mandacı: İstanbul Barosu'nu ciddi bir şekilde eleştiriyoruz. İşkence iddialarıyla, uğraşılan sıkıntılarla, bu kadar avukatı gözaltında, tutuklu olan bir Baro, resmen saklandı, kaçtı. Arkadaşlarımızı sahiplenmekten korktu. Barolar tarafsız olmak zorundadır. Hangi görüşten olursa olsun, arkadaşlarına haksızlık yapıldığı zaman karşı durmaları gerek. Türkiye Barolar Birliği Başkanı da telefonlarımıza çıkmıyor. Türkiye'de bu kadar avukat gözaltındayken, tutukluyken hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Gezal Acer